Anaplastik tiroid kanseri, tüm tiroid kanserlerinin yaklaşık %2 kadarını oluşturmakla birlikte, tiroid kanserlerine bağlı yaşam kayıplarının %50'sinden sorumludur.

Hastalık gidişatının olumsuz olduğu bilinen, kemoterapi sonrası ilerlemiş metastatik (4. evre) anaplastik tiroid kanserli hastalar için, kemoterapi dışı ilaçların yeni bir kombinasyonu umut vaat ediyor.

Multikinaz inhibitörü lenvatinibin immünoterapi pembrolizumab ile kombinasyonu, küçük bir klinik araştırmada kalıcı yanıtlar ve cesaret verici hayatta kalma oranları gösterdi.

Yazarlar, 90. Amerikan Tiroid Birliği (ATA) yıllık toplantısında bulguları sunarken, "Sonuçlarımız, anaplastik tiroid kanserli hastalarda lenvatinib ve pembrolizumab kombinasyonunun güvenli ve etkili olduğunu ve uzun süreli remisyonlar dahil olmak üzere yüksek yanıt oranlarına neden olduğunu gösteriyor" dedi.

Yazımın konusu olan bu klinik araştırmadaki anaplastik tiroid kanserli hastalardan bazıları, uzun vadeli bir etki ile muazzam bir yanıta ve bazıları ise tam yanıta sahipti... Bu yüzden çalışma, gerçekten cesaret verici.

Lenvatinib artı pembrolizumab kombinasyonuna son yıllarda ilgi oldukça yüksektir. Lenvatinib kullanımı, bir tümörü daha immünojenik hale getirebilir ki bu da immünoterapi ile aktifleşen bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini tanımasını kolaylaştırır. Bu kombinasyon ilk olarak 2019 yılında ileri evre endometrium (rahim) kanserinde FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) onayı aldı. Daha sonra ise 2021'de ileri evre böbrek hücreli kanser birinci basamak tedavisi için FDA onayı aldı.

Agresif ve Nadir Bir Kanserin Kaderini Değiştirebilecek Çalışma

Anaplastik tiroid kanserinde ameliyat, radyoterapi ve kemoterapinin eş zamanlı veya ardışık tedavisi ile bile, ortanca genel sağkalım oranları sadece 3 ila 5 aydır.

Son yıllarda, hedefe yönelik akıllı ilaçlarla ilerleme kaydedilmiştir. BRAF V600E mutasyonuna uğramış anaplastik tiroid tümörleri olan hastaların yaklaşık %25'inde BRAF/MEK inhibitör kombinasyonlarıyla yüksek yanıt oranları görülmüştür.

Ancak, tanımlanmış mutasyonları olmayan anaplastik tiroid kanserli hastaların geri kalan %75'i için, herhangi bir ilaç tedavisine yanıt oranları düşüktür, yaklaşık %10-20 civarında.

ATLEP adlı faz II çalışmada anaplastik tiroid kanserli 26 hastanın tamamı evre IVB hastalığına sahipti ve esas olarak kemoterapi/radyoterapi ve cerrahi ile ön tedavi görmüştü, ancak hiçbirinde BRAF V600E mutasyonu yoktu.

Hastalar 2 yıla kadar günde 20 mg ile başlayan lenvatinib ve 3 haftada bir intravenöz olarak 200 mg pembrolizumab aldı.

  • Genel yanıt oranı %38.5 idi ve 26 hastanın 10'unda kısmi yanıt vardı.
  • 3. ayda %57,6'lık bir stabil hastalık oranı (26 hastanın 15'i) ve hastaların sadece %3,8'inde progresif (ilerleyici) bir hastalık görüldü.
  • 2 yıllık takip için anaplastik tiroid kanserli ilk 16 hastanın başka bir ara analizi, %68.8'lik oldukça yüksek en iyi genel yanıt oranı gösterdi ve 16 hastanın 11'inde kısmi yanıt vardı.

Yanıt Oranları, Diğer Tedavilerden Daha Yüksek Progresyonsuz Sağkalım

Anaplatisk tiroid kanseri için bu yanıt oranları, diğer tedavilerle gözlemlenenlerden belirgin şekilde daha yüksektir.

2 yıllık takipte doksorubisin monoterapisi veya karboplatin/taksol gibi diğer sistemik tedaviler için en iyi genel yanıt oranları %10 ila %25'tir – ki bu, lenvatinib/pembrolizumab kombinasyonu ile gördüğümüz %68'in çok altındadır.

2 yıla kadar takip edilen 16 hastada ortanca progresyonsuz (ilerlemesiz) sağkalım 10 aydı ve ortanca genel sağkalım 11 aydı, hastaların %25'i 2 yıldan uzun süre hayatta kaldı (16'dan 4'ü) ve klinik fayda oranı %100'dü. Bu veriler anaplastik tiroid kanseri için oldukça etkileyici ve şimdiye kadar görülen en iyi progresyonsuz sağkalım sonuçlarıdır; öyle ki karboplatin/taksol kombinasyonu için bu süre 5,4 aydır.

Yan etkiler

Fistül gelişimi sonrası kanama (%11), sepsis (%8,3), pnömoni (%2,7), aspergillus pnömonisi (%11), pulmoner emboli (%5,6), diğer trombozlar (%8,3) ve otoimmün hepatit (%5,6) dahil 36 hastanın 19'unda (%53) derece 3 ve 4 yan etki meydana geldi.

Fistül, kanama ve pulmoner emboli gibi ciddi yan etkilerin çoğu lenvatinibin daha önce tekli olarak kullanıldığı çalışmalardada rapor edilmiştir ve bu ilacın bilinen komplikasyonlarındandır.

Benzer şekilde, otoimmün hepatit, pembrolizumabın bilinen bir komplikasyonudur.

Çalışmada gözlemlenen mantar enfeksiyonu beklenmediktir, ancak muhtemelen boyun bölgesine daha önce uygulanan radyoterapi, daha uzun süre yüksek doz steroidler ve lenvatinibin neden olduğu azalan doku iyileşme sürecinin kombinasyonundan kaynaklanmış olabilir.

Bir önlem olarak, mantar enfeksiyonlarını ve spesifik pnömoniyi önlemek için tüm hastalara artık amfoterisin B ve Cotrim Forte ile profilaktik tedavi veriliyor. Rapor edilene göre, bu profilaktik tedavilere başladığından beri başka sistemik mantar enfeksiyonu oluşmadı.

Sonuç

Bu olumsuz olay risklerine rağmen, son derece cesaret verici genel yanıt oranı ve diğer sonuçların bu tedavi kombinasyonunun faydalı olduğunu ve önleyici tedbirlerle hastalık sonuçlarının daha da iyi olacağı açıkça görülmektedir.

Ayrıca bu kombinasyondan yararlanma olasılığı en yüksek olan hastaları belirlemenin de bir yolu olabilir. Araştırmacılar, tümörleri belirli genetik özelliklere sahip hastaların tedaviye yanıt verme olasılığının en yüksek olduğunu bildirdiler. Bu konudaki çalışmaları da önümüzdeki dönemde görmeyi umuyoruz.

Anaplatik tiroid kanseri için immünoterapilerle birlikte başka tirozin kinaz inhibitörlerinin denendiği klinik araştırmalar da devam etmektedir.