
Anksiyetenin Yaşamı Kısaltabildiğine Dair Bilimsel Kanıtlar
Kaygı ve üzüntü, anksiyete veya depresyonun belirtilerini içinde yer alan, sağlığın zihinsel boyutunun bir ölçüsüdür. Yapılan çalışmalar, psikolojik rahatsızlıkların – göreceli olarak düşük seviyelerde olsa bile – ölüm riskinde bir artışla bağlantılı olduğunu göstermektedir.
Anksiyete (Kaygı) yoğun bir iç sıkıntısı, huzursuzluk, kolay giderilemeyen bunaltı ve endişe halinin tarifidir. Depresyon ise en az iki hafta boyunca süregiden, şiddeti ve yoğunluğu itibariyle de kişilerin hayatını ve işlevselliğini bozan bir depresyon belirtileri kümesidir.
Her ne kadar çalışmalar anksiyete veya depresyonun kişilerin ölümü ile direkt bir bağlantısı olduğunu kanıtlamamış olsa da insanların hafif bir sıkıntıdan bile yıprandığını, gece uyumakta veya görevlerine odaklanmakta zorlandıklarını göstermektedir. Ve bu yakınmaları yaşayan kişilerin de yakınması olmayanlara göre 10 yıllık süre içinde ölme olasılığının %20 yüksek olduğu saptanmıştır.
Bu sonucun oluşmasında anksiyete ve depresyonu olan kişilerde sigara içmek ve aşırı alkol tüketmek gibi sağlıksız alışkanlıkların sık görülmesinin yanı sıra egzersizden uzaklaşma, kilo alma ve diyabet gelişmesi de sorumludur.
Anksiyete, Depresyon ve Ölüm Riski
BMJ dergisinde yayımlanan çalışmada araştırmacılar, 1994-2004 yılları arasında İngiltere Ulusal Sağlık Araştırması'na katılan 35 yaşın üzerindeki 68.000'den fazla yetişkinin anksiyete ve depresyon belirtileri hakkında bilgiler topladılar. Çalışmada bu bilgileri ölen katılımcıların ölüm raporlarıyla karşılaştırdılar. En sık ölüm nedenleri sırasıyla kalp hatalığı, inme (beyin felci), kanser, kaza ve yaralanmalara bağlı nedenler olarak sıralanmaktaydı. Puanlamada depresyon ve anksiyete skorları yüksek olanların ölüm oranları daha yüksek olarak saptandı.
Çalışmada;
- Hafif anksiyetesi olan bir kişinin kalp hastalığı ve inme riskini, anksiyetesi olmayanlara göre %29 oranında arttığı saptandı. Ancak hafif anksiyetenin kanser riskini arttırdığı gözlenmedi.
- Orta derecede anksiyetesi olanların, herhangi bir nedenden ölüm riski % 43 daha yüksek olduğu; yüksek seviyede anksiyetesi olanların ölme riskinin de anksiyetesi olmayanlara göre % 94 daha fazla olduğu saptandı.
Bu çalışma, daha önce yapılmış olan çalışmalarda olduğu gibi, depresyonun kalp damar hastalıkları ve tüm nedenlere bağlı ölüm için risk faktörlerinden biri olduğunu göstermiştir. Meditasyon ve benzeri gevşeme egzersiz uygulamalarının hipertansiyonu ve kalp hastalıkları risk faktörlerini iyileştirdiği gözlense de stresi azaltmanın kalp hastalıklarından ölme olasılığını azaltmasına ve insan ömrünü uzatmaya katkısı net olarak gösterilememiştir.
Ancak yine de daha az stresli olmak ve sağlığımızı korumak için çaba göstermeliyiz. Olumsuz alışkanlıklardan uzaklaşmak, egzersiz yapmak, sanat terapileri ve meditasyon gibi diğer tekniklerin uygulanmasının anksiyete veya depresyon ile yaşayan insanlar için faydalı olacaktır.