Proton tedavisi nedir?

Proton tedavisi (Proton Beam Therapy, PBT), geleneksel radyasyon tedavisinde kullanılan X-ray ışınları yerine yüksek enerjili proton parçacıklarını kullanan bir radyoterapi yöntemdir. Kiklotron adı verilen cihaz sayesinde proton parçacıkları hızlandırılır ve enerji kazandırılır. Yüksek enerjiye ulaştıkları zaman cihazdan fırlatılır ve işlem öncesi belirlenmiş tümör bölgesine gönderilir. Proton parçacıkları, tümör hücrelerini yok etme enerjilerini, doku içinde belirlenen derinlikte yayarlar. Bu derinlik, hastanın durumuna, tümörün yerleşim yerine ve büyüklüğüne bağlı olarak işlem öncesi belirlenir ve ayarlanabilir.

Proton tedavisi ile geleneksel radyoterapi arasındaki fark nedir?

Geleneksel radyasyon tedavisinde kullanılan X-ray ışınları, tümör bölgesine ulaşmadan önce enerjilerinin bir kısmı yayarlar. Bu enerji salınımı tümör bölgesine ulaştıktan sonra dokunun (örneğin beynin) öteki tarafından çıkana kadar devam eder. Bu durum, radyasyon tedavisi için belirlenen yol boyunca yer alan normal hücrelerin de hasar görmesine neden olur.

Bu problem, proton tedavisinde kısmen iyileştirilmiştir. Proton parçacıkları kanser hücrelerine daha özgül olarak hedeflenmekte ve böylelikle oluşabilecek normal hücre hasarlarının önüne geçilmektedir.

Yüksek hedefli proton parçacık salınımı, omurilik, göz sinirleri gibi, hassas bölgelerin yakınlarında yerleşim gösteren tümör kitle tedavisinde avantaj sağlamaktadır. Bu avantaj özellikle beyin gelişimi devam etmekte olan çocukların tedavisi için oldukça önemlidir; bu anlamda proton tedavisi en sık olarak pediatrik (çocukluk çağı) beyin tümörleri için standart tedavi haline gelmiştir (örneğin medulloblastomlar). Bunun dışında yetişkinlerde omurilik yerleşimli tümörler ve yan etkinin azaltılmasının kritik öneme sahip olduğu durumlar için de yoğunluk ayarlı radyoterapi (Intensity-Modulated RadioTherapy, IMRT) ile birlikte proton tedavisi önemli iki tedavi seçeneğidir.

Çeşitli avantajlar sunan proton tedavisinin uygulanmasına karar verilmeden önce, onkolojik görüntülemelerle tümörün yerleşim yeri ve büyüklüğü özenle tespit edilmelidir. Bütün beyin tümörü çeşitleri için uygun olmayan bu yöntem, daha çok küçük ve yaşamsal öneme sahip bölgelere yakın yerleşim gösteren kanserler için uygundur.

Proton tedavisi hangi beyin tümörlerinde tercih edilmektedir?

Yetişkinlerde:

  • Akustik nörinom (işitme ve denge siniri olan 8. kafa siniri kılıfından köken alan, iyi huylu ve genellikle yavaş büyüyen bir tümördür)
  • Meningiomlar (genellikle iyi huylu davranan, en sık görülen beyin tümörüdür)
  • Hipofiz adenomları (çoğunlukla iyi huylu tümörler olup hipofiz bezinden kaynaklanır)
  • Düşük ve yüksek dereceli gliomlar (beynin destekleyici hücreleri olan glial hücrelerden köken alırlar)
  • Kordoma (nadir görülen kötü huylu bir tümördür)

Çocuklarda:

  • Juvenile Pilositik Astrositoma (çoğunlukla hipotalamus bölgesinde gözlenir ve çocuklarda sıklıkla karşımıza çıkar)
  • Ependimom (nadir görülen bir tümördür)
  • Medülloblastoma (sıklıkla beyinciğe yerleşen, çocukluk çağının en sık beyin tümörüdür)
  • Kraniofaringioma (hipofiz bezinden köken alan iyi huylu bir beyin tümörüdür)

Proton tedavisi olası yan etkileri nelerdir?

Geleneksel radyasyon tedavisine karşın sağlıklı beyin hücrelerine daha az hasar veriyor olması, olası yan etkileri de azaltmaktadır. Bununla birlikte proton tedavisi yan etkisiz değildir! Beyin tümörleri için uygulanan proton tedavisi yorgunluk, tedavi edilen bölgede kızarıklık ve saç kaybı gibi kimi geçici olan yan etkilere neden olabilir. Proton tedavisi sonrası uzun vadede, çocuk hastalarda ciddi saç kaybı, düşünme ve anlamada bozulmalar, büyüme hormonu gibi hormonların olumsuz etkilenmesi olası diğer yan etkilerdir. Ancak bunlar geleneksel radyasyon tedavisi sonrasında da gözlenmektedir.

Ülkemizde proton tedavisi uygulanmakta mıdır?

Henüz ülkemizde bir proton tedavi merkezi açılmamıştır. Bunun en önemli nedeni, proton tedavisinin, standart radyoterapilere göre maliyetinin oldukça fazla olmasıdır; örneğin proton tedavisi, ileri radyoterapi teknolojilerinden biri olan yoğunluk ayarlı radyoterapiye kıyasla bile 5 kat daha maliyetlidir. Ancak T.C. Sağlık Bakanlığınca proje kapsamına alınmış durumdadır. Tedaviyi almak isteyen hastalar için - özellikle pediatrik beyin tümörleri - Japonya, ABD, İngiltere gibi gelişmiş ülkeler seçenek oluşturmaktadır.

Dünya genelinde proton tedavisine bakış

ABD, en fazla proton tedavi merkezine sahiptir; ABD'de 2013'te 11 adet olan proton tedavi merkezi sayısı 2017'de 28'e çıktı. Buna ek olarak, 23 tanesi daha yapım ya da geliştirme aşamasındadır.

Bununla birlikte, proton tedavisi merkezleri, Lancet Onkoloji'de 12 Temmuz 2018'de yayımlanan bir makaleye göre, "artan ağrılar (growing pains)" yaşıyor olabilir. Yazarlar, bu teknolojiye hasta talebinin bazı merkezlerde beklenenden çok daha düşük olduğunu ve çeşitli merkezlerin finansal kayıplarla boğuştuğunu veya finansal hedefleri kaçırdığını bildirdi. Örneğin, San Diego, Kaliforniya'daki Scripps Proton Tedavi Merkezi, iflas ilan etti.

Bir başka örnek olarak Virginia'daki Hampton Üniversitesi Proton Terapi Enstitüsü'nün, son 5 yıldır zararda olduğu ve en son mali yılında 3 milyon dolarlık para kaybettiği bildirildi.

Buna rağmen dünya genelinde proton tedavi merkezlerinin sayısı artıyor.

ABD pazarındaki mücadelelere rağmen, proton-ışın tedavi merkezleri dünya çapında artmaktadır.

Kar amacı gütmeyen bir organizasyon olan Parçacık Terapisi Kooperatif Grubu'na (Particle Therapy Co-operative Group) göre, dünya genelinde aktif çalışan 63 proton terapi tesisi vardır; bunların dışında 32 adet tesis şu an yapım ve 16 tanesi de planlama aşamasındadır. Arjantin'in ve Avustralya'nın kısa bir süre sonra kadroya eklenmesiyle, sonunda Antarktika dışındaki her kıtada proton merkezleri olacak.

Bugüne kadar dünya genelinde çeşitli kanserlere sahip tahmini 165 bin hastaya proton tedavisi uygulandığı hesaplanmaktadır. Research & Markets'in son tahminlerine göre 2024 yılına kadar bu alan, multi-milyar dolarlık bir endüstri olma yolunda ilerlemektedir.

Avrupa'da, 2010 ve 2017 yılları arasında proton tedavi uygulama sayısı 3 kattan fazla arttı. Avrupa'da proton tedavisi öncelikli olarak beyin, omurilik, prostat ve mide dahil olmak üzere solid (katı) kanserler için kullanılıyor. Almanya, İtalya, İsveç, Fransa, Danimarka, Hollanda, İsviçre, Rusya, İspanya, Birleşik Krallık, Norveç ve Belçika'nın hepsi yeni merkezler kuruyor ya da planlama aşamasında. Araştırma ve Piyasalar grubu, Avrupa proton-ışın terapisi pazarının 2024 yılına kadar büyümeye devam edeceğini tahmin ediyor.

Dünya nüfusunun yaklaşık % 60'ı Asya'da yaşıyor ve küresel kanser yükünün yaklaşık yarısını Asya halkı oluşturuyor. Asya'daki pazarında proton tedavi merkezlerinin sayısının 2018'den 2024'e kadar iki haneli rakamlara çıkması bekleniyor. Japonya şu anda Asya'da en fazla sayıda merkeze sahip olan ülke, bununla birlikte Çin, Singapur, Tayland ve Güney Kore yeni tesisler inşa ve plan aşamalarında bulunuyor.

Orta Doğu / Kuzey Afrika bölgesinde bir proton tedavi merkezi Suudi Arabistan'da açıldı ve bir diğeri Birleşik Arap Emirlikleri'nde yapım aşamasında. Mısır, Kahire'deki Çocuk Kanseri Hastanesi Vakfı'nda bir merkez planlıyor ve İsrail bir merkez kurma planlarını sonuçlandıracağını açıkladı. İsrail Sağlık Bakanlığı, 150'si çocuk hasta olmak üzere yılda yaklaşık 250 hastanın İsrail'de proton tedavisi alacağını tahmin ediyor. Tesisi kurmak yaklaşık 60 milyon dolara mal olacak ve bunu çalıştırmak için 6 milyon dolar daha gerekecek.

Yeni proton tedavi merkezi açılacak bazı ülkelerin bu konudaki motivasyonu, az sayıda da olsa, hastalarını bu tedavi için yurt dışına göndermeleri gerekliliğidir. Bunlardan biri de Avustralya. Öte yandan yeni açılacak merkezlerde, bu oldukça pahalı tedavinin, devlete bağlı ulusal sağlık sistemleri tarafından ödenip ödenmeyeceği netlik kazanmamıştır.

Bazı finansal sıkıntılara rağmen, ABD proton tedavisi pazarında hakim konumunu korumak istediği tahmin edilmektedir. Ancak kuzeydeki komşusu Kanada, proton tedavisi kapasitesini genişletmeye çok fazla ilgi göstermemektedir. Kanada'nın dikkat çeken bir araştırma merkezi olan Vancouver, British Columbia'da (BC) bulunan tek bir proton tedavi tesisi vardır. Kanada'nın bu parçacık hızlandırıcı merkezi, uluslararası düzeyde lider bir atom altı fizik tesisidir. Hastalar orada proton tedavisi almakta, ancak çok sınırlı bir kapasitede, öyle ki yılda sadece 10 hasta.

1995'ten beri Kanada'da aktif çalışan bu merkezde sadece, gözün arkasında bulunan koroidal melanomlu (cilt kanseri malign melanomun bir çeşidi) hastalar tedavi edilmektedir. Kanada'da yılda 40'a yakın koroidal melanomlu hasta tanı almaktadır ve bunların 30 kadarı bir diğer radyoterapi olan brakiterapi (içten radyoterapi) ile tedavi edilirken, tümörü büyük veya göz sinirine bası gibi kritik durumda olanlar ise proton tedavisine yönlendirilmektedir.

Hala ilgi duyulan bir pazar.

Klasik radyoterapiye kıyasla, etkinlik (tümör küçültücü etki) üstünlüğü netleşmemesine rağmen, küresel çapta proton tedavi merkezlerinin sayısı artmaktadır. Bununla birlikte proton tedavisi, tüm ekstrenal (dıştan) radyoterapi sistemlerinin sadece %1'ini temsil etmektedir.

2017 yılında, kanser hastalarının % 0.1 kadarı bu yöntemle tedavi edildi ve 2022'ye gelindiğinde, dünya çapında 10 milyon kişi başına sadece 0,5 proton terapi tedavi odası ve 10 milyon başına yaklaşık 20 klasik radyoterapi sisteminin olacağı tahmin ediliyor.

2030'a kadar, öngörülen 900 ila 1300 tedavi odası yapılmış olsa bile, bu, kanserli hastaların yalnızca %6 ila %7'sinin proton tedavisi alma imkanına sahip olacağı anlamına gelmektedir.