Yetişkinlerde beyinin birincil tümörlerinden en sık görüleni glioblastoma multiformedir (GBM). Beyin tümörleri beynin ana destekleyici hücreleri olan ve aynı zamanda sinir hücrelerinin işlevlerini yapabilmelerini destekleyen glial hücrelerden kaynaklanır.

Beyin tümörlerinin sınıflaması:

Düşük dereceli tümörler

I. ve II. derece glial tümörler olarak adlandırılır.

Yüksek dereceli tümörler

  • III. dereceli tümörler: Anaplastik astrositoma, anaplastik oligodentroglioma, anaplastik oligoastrositoma, anaplastik ependimoma 
  • IV. derece tümörler: Glioblastoma (GBM veya GBM-IV olarak adlandırılır) olarak sınıflandırılır.

Yeni tanı konmuş bir GBM'nin standart tedavisi, tümörün olabildiğince çıkarıldığı bir beyin tümörü ameliyatı ve sonrasında adjuvan (koruyucu amaçla) radyoterapi ve kemoterapidir. Her ne kadar kemoterapi ve radyoterapi, GBM'li hastaların yaşam süresini uzatsa da GBM'li hastaların çoğunda kanser, başlangıç tedavisinden sonra tekrarlamaktadır. Günümüzdeki tedavi yöntemlerine rağmen, tekrarlamış GBM'de arzu edilen başarılar elde edilememişti.

Bu hastalarımızdan yüksek dereceli tümörlerle ilgili çıkan son çalışmalara bakacak olursak;

1. Yeni tanı konmuş glioblastoma da alterne elektiriksel alan tedavisi önemli katkı sağlıyor (Ocak 2018)

Elektiriksel alan tedavisinin uygulamasını sağlayan Optune ismindeki bu cihaz Ekim 2015 yılında FDA onayını almıştır. Optune, sağlıklı beyin dokularına zarar vermeden beyinde kanser hücrelerinin çoğalmasını (anti-mitotik) engelleyen ve ölmesine neden olan, düşük yoğunluklu, ara frekanslı, alternatif elektrik akımı sağlayan taşınabilir, girişimsel işlem gerektirmeyen bir cihazdır. Elektrotlar, tümörü hedef almak için doğrudan kafatasına yerleştirilir ve tedavinin tümör üzerindeki etkisini arttırmak için her hastanın manyetik rezonans görüntüleme sonuçlarına bağlı olarak yerleştirme belirlenir.

GBM tanısı konmuş hastalarda ameliyat sonrası koruyucu tedavi yöntemi, kemoterapi hapı olan temazolamid ile birlikte radyoterapi uygulamasıdır. Yapılan çalışmada bu standart tedaviyi alanlardan bir kısmına Optune ile birlikte tedavi uygulandığında genel yaşam süresine ek 5 ay katkı sağladığı gösterildi.

GBM'de Optune sistemi ile birlikte standart tedavinin yanına eklenmesi anlamlı katkı sağlasa da cihazın sürekli tedavi boyunca hasta üstünde taşınmasının gerekmesi, ülkemizde kolay ulaşılamaması ve oldukça maliyetli olması her hasta için kabul edilmeyebilir.

2. Tekrarlamış glioblastomada damarlanmayı engelleyici bevasizumab tek başına yeterli (Aralık 2017)

Nüks (tekrar) etmiş GBM'de en önemli tedavi ilaçlarımızdan biri tümörün damarlanmasına engel olarak (anti-anjoijenik) etki eden bevasizumab (piyas adı Altuzan) isimli akıllı ilacımızdır. Bu ilacın kemoterapi ilacı irinotekan ile birlikte kullanımı standart tedavi yaklaşımımızdır. Lomustin bu hastalarda kullanılan diğer bir kemoterapi ilacıdır. Kanser hücresinin DNA yapısını bozarak etki eden alkilleyici ilaçlar dediğimiz guruba giren bir ilaçtır. Bu ilacın bevasizumab ile birlikte denendiği faz-II klinik çalışması umut vadedici olmasına ragmen 400 hastanın alındığı faz-III çalışmasında iki ilacın birlikte kullanımının tek başına kullanımına üstün olmadığı gösterildi.

Tedaviler altında tekrarlamış hastalığı olan GBM hastalığında yeni tedavi seçimlerini hastamızın genel durumuna, önceden aldığı tedavilere, ilaçların yan etki profiline göre hasta bazlı kişiselleştirilmiş olarak karar vermek gerektiği kanısındayız.

3. Beyin tümörü ameliyatını kolaylaştıran aminolevulinik asit FDA onayı aldı

Beyin tümörlerinin en önemli tedavi yöntemi iyi bir ameliyattır. Bu ameliyatta geriye kalan kanserli dokunun varlığını saptamak çok önemlidir. Aminollevulinik asit hidroklorur (Gleolan) ağızdan alındıktan sonra vücuttaki hücreler tarafından emilen ve sonrasında vücutta özellikle protoporfirin IX (PPIX) diye bilinen fluoresan kimyasallara dönüşen bir maddedir. Gliom hücreleri bu maddeyi yoğun olarak emer ve PPIX proteinine dönüştürür. Belirli bir dalga boyundaki mavi ışık altında ise, sağlıklı normal beyin dokusu mavi renkte görünürken, tümördeki PPIX yoğun bir kırmızı renkte parlar. Bu, cerrahın beyin ameliyatı sırasında tümörü daha net görmesini ve sağlıklı beyin dokusunu koruyarak tümörü daha doğru bir şekilde çıkarmasını sağlar. Yapılan klilink çalışmaları sonrasında özellikle yüksek dereceli beyin tümörlerinde etkinliğinin gösterilmesi sonucu FDA onayını alarak klinik kullanıma girmiştir.

- Çalışmanın detayları: Beyin tümörü ameliyatını kolaylaştıran Aminolevulinik asit FDA onayı aldı

4. İmmünoterapiler beyin tümörlerinde ümit vadediyor (Eylül 2017)

İmmün sistem üzerindeki baskıyı ortadan kaldırarak etki eden immunterapiler pek çok kanser tipinde etkinliğini gösterip klinik kullanıma girdiler. Yüksek dereceli beyin tümörlerinde de çalışmalar yapılıyor.

Bunlardan nivolumabın (piyasa adı Opdivo) etkinliğini araştıran çalışmada istenilen yanıt elde edilemezken pembrolizumabın (piyasa adı Keytruda) yapılan çalışmasında ikinci veya üçüncü sıra kemoterapiler sonra pembrolizumab ile hastalığı kontrol altında tutma süresi (progresyonsuz sağkalım) 6 ay için %45 olarak belirlendi. Benzer hastaların durvalumab ile yapılan çalışmasında ise 1 yıllık yaşam oranı %44 olarak belirlendi.

Bu ilaçların çalışmaları devam ediyor asıl önemli olan yüksek dereceli beyin tümörlü hastalarının hangilerinin immünoterapiden daha fazla fayda görebileceğini bulmak. Biliyoruz ki hasta bazlı kişiselleştirilmiş tedaviler hastaya fayda sağlayacaktır.

- İlgili konu: Agresif beyin tümörü gliobastoma tedavisi için yeni hedef: Telomer proteinleri!

5. Glioblastoma için yeni geliştirilen pp65 adlı kanser aşısı umut vadediyor (Mayıs 2017)

Son yıllarda immünoterapilerde, yani vücudun savunma sistemini kansere karşı aktifleştiren tedavilerde gelişmeler baş döndürücüdür. İmmünoterapiler, vücudun savunma sistem hücreleri üzerindeki fren mekanizmalarını kaldırmak şeklinde olabileceği gibi, kişinin kanserine özgü aşılar şeklinde de olabilir.

Yeni yapılan çalışmalarda bulunan pp65 isimli bir proteinin insan tipi sitomegalovirüs (CMV) tarafından da üretilmekte ve bağışıklık (immün) sisteminin CMV’ye karşı tepki vermesini engel olduğu gösterilmiştir. Bu proteinin aynı zamanda glioblastom hücrelerinin %90’ınında üretildiği gösterilmiştir. Araştırmacılar pp65 proteinini, GBM'ye yönelik bir dendritik hücre aşısı geliştirmede kullanmışlardır. Faz I çalışma olan bu çalışmada 11 hasta ile hem hastalığın tekrarlamasına kadar geçen sürede uzama hem de yaşam süresinde uzama sağlanmıştır.

Klinik pratikte kullanılabilmesi için henüz faz-I aşamasında olan ve az sayıda hastanın değerlendirildiği bu çalışmanın devam eden çalışmalarını beklemek gerekecek. 

- Çalışmanın detayları: Beyin tümörü glioblastom tedavisinde yeni umut: pp65 kanser aşısı