Beyni Bölgelere Ayırmak 1861 – Her Bir Alanın Gizli Dünyası
Antik Yunan tıbbının babası olarak bilinen Hipokrat, düşüncelerimizin ve duygularımızın fiziksel temelini beyinde bulduğunu fark etmişti. Ayrıca, diğer bir önemli Yunan doktoru Galen, "Sinirlerin kaynağının bulunduğu yer, ruhun da merkezidir" şeklinde ifade etmiştir. Ancak, beyindeki çeşitli bölgelerin belirli işlevler için özelleştiği konsepti üzerine ilerlemiş çalışmalar, 1800'lerden önce gerçekleştirilemedi. Bu tarihe kadar, bu konuda çok büyük ilerlemeler kaydedilemedi.
1796 yılında, Alman nöroanatomist Franz Joseph Gall, çeşitli zihinsel yeteneklerin - dil, müzik gibi - spesifik alt organların işlevi olarak düşünülmesi gerektiği teorisini ortaya attı. Bu teori, beynin, belirli yetenekler için özelleşmiş bir dizi alt organın mozaik gibi birleşiminden oluştuğunu varsayıyordu. Ancak, bu fikrinde, çeşitli alt organların göreceli boyutu ve verimliliğinin, kafa tası üzerindeki bölgelerin ve çıkıntıların boyutundan çıkarılabileceği fikrini (Frenoloji) destekleme hatasına düştü.
1861'de, Fransız Hekimi Pierre Broca, konuşma işlevi için kullanılan belirli bir beyin bölgesini keşfetti. Bulguları, beyinlerinin sol yarım küresinin ön bölgesinde bulunan belirli bir bölgeye zarar verdikten sonra konuşma yeteneğini kaybeden iki hasta üzerinde yapılan muayenelere dayanıyordu. Günümüzde bu alana "Broca Bölgesi" adı verilmektedir. İlginç bir biçimde, beyin tümörü gibi sebeplerle Broca Bölgesi'nin aşamalı olarak tahrip olması durumunda, konuşma işlevi önemli oranda korunabilir. Bu durum, konuşma işlevinin beyindeki diğer bölgelere geçiş yapabildiğine işaret eder; bu da beyin plastisitesi kavramını destekler - yani beynin, değişen ihtimallere ve koşullara yanıt olarak yapısal ve işlevsel olarak adapte olabilme yeteneği.
Beynin belirli bölgelerin spesifik işlevlere sahip olduğu teorisine ek önemli kanıtlar, 1870'lerde Alman araştırmacılar Gustav Fritsch ve Eduard Hitzig tarafından sunulmuştur. Onlar, köpekler üzerinde gerçekleştirdikleri deneylerde, beyin bölgelerinin elektrikle uyarılmasının lokalize vücut hareketlerini tetikleyebileceğini ortaya koymuşlardır.
1940'lı yıllarda, bu çalışmalar Kanadalı araştırmacılar Wilder Penfield ve Herbert Jasper tarafından daha da genişletildi. Bu iki araştırmacı, beynin motor korteksinin, yani vücut hareketlerini kontrol eden bölgenin, elektrikle uyarılması sonucunda vücudun zıt tarafında kasılmalar meydana gelebileceğini göstermişlerdir. Bunun ötesinde, beyindeki motor alanların ve duyusal alanların - yani hissetme ve algılama işlevlerini kontrol eden bölgelerin - detaylı işlevsel haritalarını oluşturdular. Bu çalışmalar, beynin spesifik bölgelerinin belirli işlevlere sahip olduğu fikrini daha da güçlendirdi.
Yazı Görselinin Açıklaması:
Beyin yarımküreleri;
- Mavi: Duyu organlarından gelen bilgilerin birleştirilmesinde görev alıp nesnelerin kullanımında ve mekânsal görüşte etkili olan parietal lob
- Pembe: Görme duyusu bilgilerini işleyen oksiptal lob
- Yeşil: Ses ve koku algılamada, mekan, yüz gibi uyaranları işleyen temporal lob
- Kırmızı: Bilinçli düşünmeyi sağlayan, zarar görmesi halinde kişinin ruh halinde değişimlere neden olabilen frontal lob
- Mor: Alt tarafta bulunan duyu organlarından gelen her tür bilgiyi hareketle ilişkilendirerek vücutta dengeyi sağlamaya yardımcı olan serebellum lob (beyincik)
Yazıda Geçen Tarihi Kişiler: Hippocrates of Cos (460 B.C.– 377 B.C.), Galen of Pergamon (129 – 199), Franz Joseph Gall (1758–1828), Pierre Paul Broca (1824 – 1880), Gustav Theodor Fritsch (1838 – 1927), Eduard Hitzig (1839– 1907), Wilder Graves Penfield (1891 –1976), Herbert Henri Jasper (1906–1999)
- Önceki konu: Gray's Anatomy 1858 – Yüzyılların Tıp Kitabı
- Sonraki konu: Hastalıklarda Germ Teorisi 1862 – Görünmez Yaratıklar
Cerebral Localization 1861. Page 214. The Medical Book: From Witch Doctors to Robot Surgeons, 250 Milestones in the History of Medicine. 2012