Covid sonrası devam eden akut ve kronik belirtilerin özellikleri nelerdir?
Her 5 hastadan biri, Covid sonrası belirti yaşamaya devam ediyor
Yeni tip koronavirüse (SARS-CoV-2) bağlı Covid-19 hastalığına dünya çapında 160 milyondan fazla kişi yakalandı ve bu sebepten 3,4 milyondan fazla insan yaşamını kaybetti. SARS-CoV-2 enfeksiyonu anlamaya çalışırken bilinenin aksine, pozitif vakaların %20’sinden fazlasının Covid-19 sonrası sendrom geliştirmeye devam ettiği öngörülmektedir.
Post-Covid sendromu nedir?
Covid-19 hastalığından iyileştikten sonra devam eden belirti, sekel ve diğer tıbbi komplikasyonların (sorunları) neden olduğu tıbbi duruma post-Covid sendromu denmektedir.
Akut ve kronik post-Covid nedir?
Post-Covid sendromunun, belirtilerin ilk gözlemlenmesini takiben 12 haftayı geçip geçmediğine bağlı olup, akut veya kronik bir alt türü olarak karakterize edilebileceği öne sürülmüştür. Ancak, kronik post-Covid’in ya akut Covid sonrası bir devam olup olmadığı ya da farklı bir risk profili taşıyan ayrı bir hastalığın alt türü olup olmadığı henüz anlaşılamamıştır.
Covid sonrası alt türler arasındaki özelliklerin net bir şekilde tanımlanması;
- Doktorların Covid sonrası doğru tanı koymalarını sağlamada çok önemli bir adım olabilir
- Hastaların kendilerine özgü sendrom alt türlerinin nasıl yönetilecekleri konusunda danışmanlık yapmak adına çok önemli bir adım olabilir.
- Her bir alt türle ilişkili spesifik sağlık bakım ihtiyaçlarını karşılamak için uygun kaynak tahsisinin sağlanmasında çok önemli bir adım olabilir.
Ayrıca bu hedefler, hastaneden taburcu olduktan sonraki gözetim programlarından yararlanılarak post-Covid sendromu geliştirme riski en yüksek olan hastaların tahmini ile daha da desteklenebilir. Bu nedenle, akut ve kronik post-Covid sendromu arasındaki klinik özellerin karakterize edilmesi önemlidir.
Akut ve kronik post-Covid sendromunun özellikleri
Bu konuya yönelik yapılan bir çalışmada aşağıdaki, soruların cevabı aranmıştır.
- Akut ve kronik post-Covid sendromu ile ilişkili klinik özellikler nelerdir?
- Hangi özellikler post-Covid sendromunun gelişimini öngörmektedir?
Akut post-Covid-19 sendromu hastalarında post-Covid’un devam eden geniş bir belirti yelpazesi bulunmaktadır. Yorgunluk ve uyku bozukluğunun bu belirtilerden en sık görülenler olduğu ve kronik post-Covid de ise yorgunluk, anksiyete ve nefes darlığının en yaygın belirtiler olduğu bildirilmiştir.
Anozmi (koku kaybı) ve yorgunluk belirtilerinin oldukça yaygın olması, post-Covid sendromunun bireyleri rahatsız eden çoklu sıkıntılar yaşadığını tanımlamaktadır.
Kronik post-Covid ile ilişkili belirti sayısı, akut post-Covid sonrasına kıyasla daha azdır. Ancak, görünen odur ki, hastalığın akut fazı sürecinde başlangıçtaki enfeksiyonun ciddiyetinin veya belirtilerin yükünün, Covid sonrası belirtilerin devam etme olasılığının daha yüksek olmasıyla ilişkili olduğu görülmektedir.
Covid-19 enfeksiyonu sırasında solunum belirtilerinin yaygınlığı göz önüne alındığında, post-Covid sendromunda solunum belirtileri olması beklenendir. Ayrıca kalıcı solunum sıkıntıları, taburcu edildikten 6 – 8 hafta sonra ortaya çıkan kas güçsüzlüğü ile ilişkili akciğer fonksiyon sıkıntılarının görüldüğü önceki SARS-CoV salgınları ile uyumludur.
Hem akut hem de kronik post-Covid sendromlarında kalp belirtileri de bildirilmiştir. Covid-19 enfeksiyonundan kurtulan kişilerin %78’inde kardiyak MRG’de (Manyetik Rezonans Görüntüleme) kardiyovasküler tutulum, önceden var olan koşullardan, ilk enfeksiyonun ciddiyetinden ve seyrinden veya kardiyak belirtilerin varlığından bağımsız olarak gözlemlenmiştir.
Post-Covid sendromunun patofizyolojisi tam olarak anlaşılmamıştır. Hiperinflamatuvar durum, oksidatif stres, sitokin fırtınası ve DNA hasarı ile ilgili teoriler varsayılmış fakat potansiyel tedaviler için daha fazla devam eden araştırmaya ihtiyaç duyulmuştur.
Aşağıda, kronik post-Covid için tanımlanan 50 belirti görülebilir:
Psot-Covid ile başa çıkma
Post-Covid sendromu ile etkin bir şekilde başa çıkmak için çok yönlü yaklaşımlar gereklidir. Mevcut uygulama, bireylerin kendi bildirdikleri belirtiler ve poliklinikler aracılığı ile takip edilmesinden ibarettir. Ancak henüz standartlaşmış bir izleneme ve bakım mevcut değildir.
Covid-19 salgını, sağlık teknolojisinde hemen benimsenmiş ve teknolojideki yenilikler, hastanın uzaktan izlenmesi ve değerlendirilmesine olanak sağlamıştır. Daha ileri teknolojiler ile Covid-19 gibi salgınlarda hastalığı atlatanların uzaktan izlenmesini sağlayacak giyilebilir teknolojiler kullanımda yerini alabilir.
- İlgili konu: Giyilebilir teknolojide gelinen son nokta ve COVID-19 için geliştirilen bir örnek
Ek olarak, post-Covid sendromunu öngören sınırlı literatüre dikkat çekilerek, kullanılacak gelişmiş gözetim programlarına duyulan ihtiyacı da unutmamak gereklidir. Post-Covid sendromuna sahip bireyler, uzun süreli destek gerektiren devam eden etkiler yaşayabilir. Ayrıca, bu konuda halk da bilgilendirilmelidir. Siyasiler, halkı ve klinisyenleri post-Covid sendromu konusunda bilgilendirmeyi yasal bir sağlık durumu olarak kabul etmelidir. Sorunları önceden önlemek adına durumun iyileştirilmesine yönelik özel yaklaşımlara ihtiyaç duyulur.
Post-Covid sendromu öngörülebilir mi?
Yapılan bir çalışmada Covid-19 enfeksiyonunun devamında post-Covid sendromunun tespitini amaçlayan anketlere katılmaları için kişiler telefon ile arandı. Fakat küçük bir kesim aramaları yanıtladı ve bu sebepten belirtilerin zaman içindeki gelişimi maalesef öngörülememiştir.
Ayrıca bir başka veri toplama sistemi de Facebook üzerinden uzun dönemli Covid gruplarının katılımcıları belirlenmesi ve uygun kişiler anketleri yanıtlamaya davet edilmesine dayanmaktadır. Ancak bu yöntem de teknolojik okuryazarlık, riskli seçim ve tespit önyargısı gibi engellere takıldı. Ayrıca katılımcıların ağırlıklı olarak kadın olması da buradan elde edilen veriler ile genelleştirme yapılma imkanını azaltmaktaydı. Son olarak, post-Covid sendromunu öngörülmesine yönelik literatür, şiddetli Covid-19 vakalarının dahil edilmediği ve çoğunun genç ve sağlık çalışanı olduğu sınırlı çalışmaları içermekteydi.
- İlgili konu: Covid-19 iyileşme ve yaşam kaybı süresi – hafif, orta ve şiddetli hastalıkta
Ayrıca, post-Covid sendromu ile yaş arasındaki ilişkileri kurmak için uygun kontrol kolları ile ileriye dönük olarak tasarlanmış çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle birkaç çalışmada şiddetli belirti riski yüksek olan yaşlı popülasyonları (düşük ve orta gelirli ülkeler dahil), etnik kökeni, başlangıç akut enfeksiyonunun özellikleri ve ciddiyeti (yoğun bakım gereksinimi veya oksijen ihtiyacı gibi) dahil etmemiştir.
Yeni terimler
Yapılan sistemik çalışma ile yeni terimlerin de literatürde yerini almasının gerekliliği vurgulanmıştır.
- Post-Covid sendromu: Gelecekteki belirti verilerinin homojenleştirilmesine yardımcı olacak bir terimdir ve bu durumun öngörülmesinde doğru tanımlamalara olanak sağlayacaktır.
- Kronik post-Covid sendromu: Klinik veri setlerinden elde edilecek vakaların daha doğru tanımlanmasına olanak sağlayacaktır.
Sonuç
Post-Covid sendromu ile ilgili mevcut bilginin uygulanabilirliği, veri elde etme ve yorumlamadaki kusurların bir sonucu olan mevcut verilerin kalitesi ile sınırlıdır ve bu yeni hastalığın yaygınlığı, klinik özelliklerini ve prognozunu daha iyi anlamak için küresel iş birliğine ihtiyaç duyulmaktadır. Klinisyenler, siyasiler ve araştırmacılar da bu durumun bireyler ve toplumlar üzerindeki etkisini anlamaya odaklanmalıdır.
İLGİLİ KONULAR
Iqbal F. M. ve ark. (2021). Characteristics and predictors of acute and chronic post-COVID syndrome: A systematic review and meta-analysis. ScienceDirect: https://www.sciencedirect.com/