Kanser hastalarının, yeni tip koronavirüse bağlı gelişen hastalık olan COVID-19'u daha şiddetli geçirme ve daha yüksek yaşam kaybı riski ile karşı karşıya olduğu olduğu bilinmekle birlikte, kullanılan belli kanser tedavilerinin, örneğin immünoterapilerin, bu risklere olan etkisi hakkında şimdiye kadar yol gösterici bilgi bulunmamaktaydı.

Son yıllarda en sık kullanılan immünoterapi çeşidi olan immün kontrol noktası baskılayıcıların, COVID-19 tedavisi üzerine etkisi konusunda bazı endişeler bulunmaktaydı. Ancak 12 Mayıs'ta yayımlanan yeni bir çalışmada, akciğer kanseri hastalarında PD-1'i bloklayarak bağışıklık sistemini kansere karşı aktifleştiren immünoterapinin, COVID-19 hastalık seyrine etki etmediği belirlendi. Bu çalışmaya ayaktan akciğer kanseri tedavisi alan, Mart ve Nisan aylarında COVID-19 tanısı konulan 69 hasta dahil edildi.

Genellikle immün kontrol noktası inhibitörlerinin bağışıklık sistemini baskıladığını ve hastaları enfeksiyonlara karşı daha yatkın hale getirdiğini düşünmeyiz. Ancak, immünoterapi tedavisi gören kanser hastalarının geliştirebileceği bazı yan etkiler ve kişilerin koronavirüs gibi enfeksiyonlar ile mücadele etme yeteneklerini etkileyip etkilemeyeciği, onkoloji profesyonellerinin merak ettiği bir konu idi. Bu çalışma ile kaygılarımız azaldı diyebiliriz.

Durumu açıklamak için ortaya atılan bir hipotez, ilaçların bazı hastalarda gözlenen aşırı bağışıklık sistemi tepkisini tetikleyebileceği ve ciddi hastalıklara yol açabileceğidir.

İmmün kontrol noktası inhibitörlerinin keşfi ve tedavide sağladığı yararlar devrim niteliğindedir. Metastatik akciğer kanserleri de dahil olmak üzere olumlu sonuçlar vermekte ve %20-25 oranında sağkalım veya daha uzun yaşam katkısı sağlamaktadır; bir başka ifade ile ileri evre akciğer kanserli her 5 hastadan biri immünoterapiler ile 5 yıldan daha uzun yaşamaktadır. Ancak, hastaneye yatırılan şiddetli COVID-19 hastalarında sıklıkla gözlenen sitokin salınım sendromu, immün kontrol noktası inhibitörlerinin kullanıldığı tedavilerde de karşımıza çıkabilmektedir. Bu iki durum arasındaki benzerlikler endişe vermektedir. Akciğer fonksiyonlarında bozulmalara neden olan durumlar, çok ciddi sonuçlara yol açabilir.

Çalışma kapsamında en son immünoterapi dozunu 6 ay içinde alanlar, 6 hafta içinde alanlar veya ilk dozunu ilk 3 ay içinde alanlar olmak üzere gruplandırılan hastalar analiz edildi ve gruplar arasında COVID-19 hastalık seviyesi açısından bir fark gözlenmedi.

Bununla birlikte çalışmada katılımcı sayısının az olduğunu da vurgulamak gerekir. Kişilerin tedavi geçmişlerinde ve koronavirüse karşı aldıkları tedavilerde pek çok farklılık olabilir. Bu durumda homojen bir çalışma gurubunu yakalayamadan kesin bir sonuca varmak oldukça zordur. Akciğer kanseri ile birlikte kalp hastalığı, diyabet, yüksek tansiyon, sigara kullanımı gibi başka etkenlerin de olması akciğer kanseri ve COVID-19 olan hastalarda yaşam kaybı riskini artırdığı bilinmektedir.

Çin’den gelen raporlarda COVID-19 tanısı konulan kanser hastalarında gözlenen yaşam kaybı oranı (%5,6), toplam yaşam kaybı oranından (%3) daha fazladır. Benzer durum, diyabet (%7,3) ve kronik solunum rahatsızlığı (%6,3) olan kişilerde de gözlenmektedir. Bu oranlar ek hastalığı olanlar için COVID-19 için endişe vericidir. Hastalarımızın bağışıklık sistemlerinin daha zayıf olduğunu biliyoruz. Bu nedenle akciğer kanseri olan ve COVID-19 tanısı alan kanser hastaları hastaneye yatırılarak takip edilmelidir.

Yorum - Özet

Kısıtlamaların olduğu küçük çaplı bir çalışma olmasına rağmen, elde edilen sonuçlar bazı soru işaretlerini silerek, Pandemi süresince bu tedavilerin uygulanmasında bir sakınca olmayabileceğini gösterdi. Ancak kesin sonuca varılmadan önce daha ayrıntılı büyük çalışmalara ihtiyaç vardır. İmmün kontrol noktası inhibitörlerinin kullanıldığı tedavi yöntemi kanser hastalarında kullanılan tek seçenek değildir. Radyoterapi ve tirozin kinaz inhibitörleri olarak adlandırılan akıllı kanser ilaçları kullanılmakta ve akciğerlerde probleme neden olabilmektedirler. Bu nedenle farklı kanser tedavilerinin COVID-19 şiddetine ve yaşam kaybına etkilerini araştıran pek çok çalışma yürütülmektedir.

- TÜM KORONAVİRÜS YAZILARIMIZ -