2015 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), işlenmiş etleri Grup 1 Karsinojen olarak sınıflandırdı ve insanlarda kansere neden olduklarına dair yeterli kanıt görüldü. Şimdi, yeni bir derleme, kanıtın gücünün etin nitrit içerip içermediğine göre değiştiğini tespit ederek bu konuyu detaylandırıyor.

DSÖ'nün bir kolu olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), işlenmiş eti; iyileştirme, tuzlama, tütsüleme, fermantasyon veya lezzetin korunması ve arttırılması için başka bir yöntemden geçirilmiş et olarak tanımlar. Sosis, pastırma, jambon, sucuk, konserve sığır eti örnek olarak verilebilir.

Bazı gıda üreticileri eti iyileştirmek, rengini artırmak veya raf ömrünü uzatmak için sodyum nitrit kullanır. Bununla birlikte tüm işlenmiş etler nitrit içermez. Örneğin İngiliz ve İrlanda sosisleri nitrit içermezken, ABD ve Avrupa Kıtası'ndan gelen sucuk, salam ve sosisler nitrit içerir.

Ayrıca son yıllarda daha az nitrit içeren işlenmiş et, tüketiciler tarafından kullanılır hale gelmiştir. Buna örnek jambon ve pastırma türleri verilebilir.

Nitritlere odaklanmak kanıtları güçlendirir

Birleşik Krallık'taki Queen's Üniversitesi Belfast'taki (QUB) Global Gıda Güvenliği Enstitüsü'nden araştırmacılar, işlenmiş et tüketimi ile kolon ve rektum (kalın bağırsak) kanserleri arasındaki bağlantılar hakkındaki son çalışmaları incelediler.

Çalışmaların sadece yarısının kolorektal kanserle bir bağlantısı olduğuna dair kanıt olduğuna karar verdiler. Bununla birlikte bu oran, analizlerini sadece nitrit içeren işlenmiş etlerin etkilerini test etmeyi içeren insanlarda yapılan çalışmalarla sınırlandırdıklarında, neredeyse üçte ikiye (% 65) çıktı.

Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) sınıflandırmayı hassaslaştırmalı

Araştırmacılar, IARC sınıflandırmasının nitrit içeren ve içermeyen etleri ayırt etmesi gerektiğine inanıyorlar. Sağlık risklerinin ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunuyorlar.

İngiltere'de hükümet, insanların işlenmiş et tüketimini günde 70 gram ile sınırlandırmasını önermektedir. Bu da ülkedeki kişi başına ortalama günlük tüketimdir.

Dünya Kanser Araştırma Fonu ve Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü 2019 raporunda haftada 3 orta porsiyon kırmızı et tüketimini ve varsa çok az işlenmiş et tüketimini önermektedir.

- İlginizi çekebilir: Bir kimyasal maddenin karsinojen (kanser yapıcı) olduğu nasıl anlaşılır?

Her tür işlenmiş etin değerlendirilmesi

Araştırmacılar işlenmiş etler ve kolorektal kanser arasındaki bağlantı üzerine gelecekteki çalışmaların tek bir grup olarak değil, her et türüne ayrı ayrı muamele edileceğini umduklarını söyledi.

Ayrıca, işlenmiş etin doğrudan kansere neden olup olmadığını araştırmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğuna da dikkat çekiyorlar.

İnsanların diyetleri söz konusu olduğunda o kadar çok değişken var ki!.. Ama nitritlerle ilgili kanıtlara bakıldığında sosis, sucuk gibi nitrit içeren işlenmiş etlerle kolerektal kanser arasında güçlü bir bağlantı var.

Okuyucular IARC'nin sodyum nitrit içeren işlenmiş etlerin, grubun diğer üyeleriyle aynı düzeyde risk içeren gruba konulmasını önermediğini belirttiler. Bu çalışmanın bulguları, işlenmiş etlerin hepsinin aynı düzeyde risk taşımadığını açıkça gösteriyor. Bu nedenle işlenmiş et seçerken, nitrit içerip içermediği kontrol edilerek veya sorularak alınabilir.

Son olarak dünya çapında kolorektal kansere bağlı yıllık yaklaşık 862 bin ölümün 34 bininin, işlenmiş et tüketiminin yüksek olmasından kaynaklandığını, buna karşın sadece tütün ürünlerinin yıllık 1 milyon kanser ölümüyle ilişkili olduğunu hatırlatalım.

İlgili Konu:

- Minimal ve ultra işlenmiş gıda arasında fark nedir?