Kanserin Evresi Nedir ve Nasıl Öğrenilir?

Kanserin evresi, tümörün büyüklüğü ve yayılma düzeyinin belirlenmesi için kullanılan bir sınıflandırma sistemidir. Kanserin evresi, tümörün ne kadar büyüdüğüne ve vücuda yayılıp yayılmadığına bağlı olarak değişir. Kanserin evresi, tedavi seçimini ve hastanın tahmin edilen yaşam süresini değerlendirmede kullanılır.

Farklı kanser türleri için farklı evrelendirme sistemleri kullanılabilir. Örneğin, kalın bağırsak (kolon ve rektum) kanserleri için TNM (Tümör, Lenf nodu, Metastaz) sistemi kullanılabilir. Bu sistemde, T tümörün büyüklüğünü, N lenf nodlarındaki yayılımı ve M metastazı (yayılımı) gösterir. Bu sistem kullanılarak, kanserin evresi 0 ile 4 arasında değişebilir. Bu evreler, tümörün büyüklüğü ve yayılımına göre belirlenir. Örneğin, evre 0 kanser, tümörün henüz başlangıç aşamasındaki küçük bir lezyon olduğunu gösterirken, evre 4 kanser, tümörün yayılımının ileri seviyede olduğunu gösterir.

akciger kanseri tnm evreleme asama sistemi

T: Tümör boyutu ve yeri.

N: Kanserin yayıldığı lenf nodlarının sayısı.

M: Metastaz veya kanser yayılımı.

Tüm metastatik kanserlerinin aynı olmadığı, diğer organlara yayılım sayısının da önemli olduğunu biliyoruz. "Oligometastaz" olarak da adlandırılan tek metastazlı hastalarda, iyi bir tedavi planlaması ile prognozun (hastalık gidişatı) daha iyi olduğu görülmüştür.

Yapılan Görüntülemeler Yeterli mi?

Kanser tanısı ve tedaviye yanıtı ölçmek için radyolojik görüntüleme teknikleri kullanılır. Bu tekniklerin, kanser hücrelerini görüntüleyebilme ve vücuda yayılıp yayılmadığını anlama gibi amaçları vardır. En yaygın kullanılan onkolojik görüntüleme teknikleri ultrason (USG), mamografi, tomografi, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve pozitron emisyon tomografidir (PET).

Eğer kanserinizin evresi, tedaviye yanıt verip vermediği veya kanserinizin tekrarlayıp tekrarlamadığı konularında kafanızda soru işaretleri varsa, doktorunuza danışarak daha fazla bilgi edinebilir veya ikinci bir uzman görüşü alabilirsiniz.

Tedavi süreciniz boyunca periyodik olarak tekrarlanan onkolojik görüntülemeler yapılacaktır. Bu görüntülemeler, tedavinin etkinliğini ve tümörün büyüklüğünü ve yayılımını takip etmek için kullanılır.

Vücudumda Kanserin Yayılımı ve Organlarım ile İlişkisini Görebilir miyim?

Genellikle, kanser hücrelerinin vücuda yayılımı ve organlarınıza nasıl etki ettiğini görüntüleme testleriyle anlayabilirsiniz. Bununla birlikte fizik muayene, hastanın genel performansı ve kan testleri de doktora fikir verir. Kanserin yayılımını tespit etmek için en yaygın kullanılan görüntüleme testi PET-BT’dir. Bu testler, kanserin yayılımını ve organlarınızı nasıl etkilediğini belirleyebilmek için yapılır. Günümüzde çok yeni olarak likit (sıvı) biyopsi de kanserin yayılımını, tekrarlayıp tekrarlamadığını ve tedaviye nasıl yanıt verdiğini anlamak için denenmektedir.

Kanserin Tedaviye Cevap Verdiği Nasıl Anlaşılır?

Kanser tedavisi sürecinde tedavinin etkisinin nasıl olduğunu anlamak için bazı testler yapılır. Bu testler, kanser hücrelerinin sayısını ölçmeye yönelik olabileceği gibi, vücuttaki kanser hücrelerinin yayılma durumunu da inceleyen onkolojik görüntülemek teknikleri olabilir.

Solid (organ kökenli) kanserlerde kanserin tedaviye yanıt verip vermediğini anlamak için, en yaygın olarak radyolojik görüntüleme testleri yapılır. Bu testler, vücudun içinde yer alan organ ve dokuların görüntüsünü elde etmek için kullanılan yöntemlerdir. Örneğin, tomografi, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ya da PET-BT gibi testler, tümörün tedavi ile küçülüp küçülmediğini değerlendirmek amacıyla kullanılabilir. Bu testler sayesinde doktorunuz tedavi sürecini değerlendirerek gerekirse değişiklik yapabilir.

PET Taraması Nedir?

PET (Pozitron Emisyon Tomografi) tekniği, bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Bu yöntem, vücudun içindeki bazı moleküllerin hareketini ve düzenini görüntülemek için kullanılır. PET tarama sırasında, vücuda bir radyoaktif işaretleyici enjekte edilir ve bu işaretleyici, vücudun içinde hareket ederken pozitron emisyonu yayan bir radyasyon yayar. Bu radyasyon, bir PET tarayıcı tarafından algılanarak, vücudun içindeki bazı bölgelerinin ve hücrelerin ne kadar aktif olduğunu gösteren bir görüntü oluşturur. PET tekniği, kanser gibi birçok farklı sağlık durumunun teşhisinde ve tedavisinde kullanılabilir.

PET bir nükleer görüntüleme yöntemidir ve çoğu zaman belli hücrelerin metabolik aktivitesini gösterir. İyi bir anatomik görüntüleme yapmaz. PET ile alınan görüntüyü daha kullanışlı hale getirmek için, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) ile kombine edilmektedir.

Kaç Çeşit PET Çekim Tekniği var, Bana Yapılan PET Uygun mu?

PET tekniğinin birçok farklı türü mevcuttur, ancak en yaygın olarak kullanılanları şunlardır:

  • FDG-PET: En yaygın kullanılan PET tekniğidir. Bu teknikte vücuttaki hücrelerin radyoaktif olarak işaretlenmiş glikoz (şeker molekülü) kullanımı görüntülenir. Kanser gibi metabolik olarak daha aktif hücreler daha fazla FDG tutar ve tümör bölgesinde daha parlak bir görüntü elde edilir. Klasik akciğer, meme ve kolon kanserleri FDG-PET-BT ile oldukça iyi görüntülenir.
  • PSMA-PET: Prostatik spesifik membran antijeni pozitron emisyon tomografisi. Prostat kanserinde hücrelerin yayılımını ve büyümesini görüntülemede kullanılan bir PET tekniğidir. Bu teknik, prostat kanserindeki tümörlerin yayılımını ve büyümesini belirlemek için prostatik spesifik membran antijeni (PSMA) adlı bir radyoaktif işaretleyici kullanır. Bu işaretleyici, prostat kanseri hücrelerine özgü olarak metabolize edilerek, PET cihazı tarafından algılanarak tümörlerin yayılımını ve büyümesini görüntüleyebilir.
  • FAPI-PET: Fibroblast aktivasyon proteini (FAP), kanserle ilişkili fibroblast hücrelerinde aşırı miktarda üretilen bir moleküldür. Bu molekülleri hedef alan radyoaktif FAP inhibitörleri (FAPI'ler), PET izleyicisi olarak kullanılmaktadır; böylelikle tümörler neredeyse hücresel boyutta görüntülenebilmektedir. Özellikle karın zarı yayılımı olan over kanserinde değerlidir.
  • Galyum 68 DOTA-TATE PET: Bu teknik, farklı türlerdeki kanserlerde kullanılabilir, ancak en yaygın olarak nöroendokrin tümörlerde kullanılmaktadır. Bu teknik ayrıca, belirli sinir sistemi tümörlerinde de kullanılabilir.
  • PET-MR: Pozitron emisyon tomografisi-manyetik rezonans. Klasik FDG-PET-BT, beyin ve karaciğeri iyi görüntüleyemez. Beyin ve karaciğer hedeflendiği zaman bu yönteme başvurulur.