Osteoporoz (Kemik Erimesi) ve Kanser Arasındaki İlişki
Kemik sağlığı, yaşam kalitemizi doğrudan etkileyen temel bir sağlık unsuru olarak karşımıza çıkar. Osteoporoz, yani halk arasında bilinen adıyla kemik erimesi, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve kırıklara yol açarak yaşam standartlarını önemli ölçüde düşüren bir hastalıktır. Ayrıca, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen kanser ile osteoporoz arasında karmaşık ve önemli bir ilişki bulunmaktadır. Özellikle kanser tedavileri sırasında kemik yoğunluğunun azalması, hem tedavi süreçlerini hem de hastaların genel sağlık durumlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu yazıda, osteoporoz ve kanser arasındaki bu ilişkiyi detaylı bir şekilde inceleyerek, bu iki durum arasındaki bağlantının neden önemli olduğunu ve bu bilginin nasıl kullanılabileceğini ele alacağız. Bilgi sahibi olmak, bu sağlık sorunlarının yönetiminde atılacak adımlar için büyük önem taşımaktadır.
Osteoporoz (Kemik Erimesi) ve Kanser Arasındaki Bağlantı
Osteoporoz ve kanser arasındaki ilişki, her iki durumun da yaşlanmayla bağlantılı olmasından kaynaklanır. Osteoporoz, yaşlılıkla sıklıkla ilişkilendirilen bir sağlık sorunu olup, kansersiz de görülebilir. Kanser ise özellikle yaşlı bireylerde daha yaygın olarak ortaya çıkar. Dolayısıyla, osteoporoz ve kanser arasındaki bağ, esasen yaşlanma süreci ile yakından ilintilidir.
Aşağıda, osteoporoz ve kanser arasındaki ilişkiyi gösteren zihin haritası diyagramı görülebilir:
Yaşın İlerlemesiyle Birlikte Osteoporoz ve Kanser Riski Nasıl Artar?
- Cinsiyet hormonlarının seviyesi, her iki cinsiyet için de yaşlanmaya bağlı olarak düşme eğilimindedir. Bir cinsiyet hormonu olan östrojen, kemik erimesine karşı koruyucudur. Ancak kadınların, menopoza yaklaştıkça östrojen seviyeleri yaklaşık olarak %90 oranlarında düşebilir. Österojendeki bu düşüler, kemiklerin zayıflamasına yol açar. Bazı araştırmalarda erkeklerin kemik yoğunluklarının, azalan cinsiyet hormonları ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Genellikle östrojen hormonu %47 azalırken, testosteron hormonu %64 oranında azalmaktadır. Daha az aktif olan östrojen de kemik mineral yoğunluğunun azalması anlamına gelir.
- Ayrıca kanser de kemikleri etkileyen bir hastalıktır. Bir kanser metastaz yapmamış olsa bile hem kanser bölgesinde hem de vücudun tamamında artan inflamasyon ile birlikte kemikleri etkileyebilir. Ayrıca kemikler, iskeleti sistemini de etkileyen yaygın bir metastaz bölgesir.
- Bazı kanser tedavi türlerinde, kişinin sağkalımı iyileştirilirken, kemikleri zayıflayabilir. Öte yandan bazı kanser tedavileri (özellikle meme veya prostat), kanserin büyümesinin yavaşlatılması için östrojen veya testosteron hormonlarının düşürülmesini içerebilir. Hormonların bu şekilde bloke edilmesi de kemiklerin zayıflamasına yol açabilir.
İlgili konu: Kemik metastazı nedir? Kanserler neden kemiğe metastaz yapar, nasıl tedavi edilir?
Osteoporoz riskini artırabilecek kanser tedavileri şunları içerir:
- Femara (letrozol), Arimidex (anastrozol), Aromasin (eksamestan) gibi aromataz inhibitörleri
- Zoladex (goserelin) ve Eligard (leuprorelin) gibi gonadotropin salgılatıcı hormon agonistleri
- Yumurtalıkların veya testislerin cerrahi olarak alınması
- Casodex (bikalutamid) gibi androjen yoksunluğu tedavileri
- Prednizon ve kortizon gibi steroidler
- Bazı kemoterapi ilaçları
- Metotreksat gibi bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar
Kemik Metastazına ve Osteoporoza Bağlı Kırıklar
Kemik metastazlarına bağlı kırıklar ve osteoporotik kırıklar kanser hastalarında oldukça yaygın komplikasyonlar arasında yer alır, ancak bu oranlar kanserin tipine, hastanın genel sağlık durumuna, yaşına ve tedavi türlerine bağlı olarak değişebilir. İşte genel bir bakış:
-
Kemik Metastazlarına Bağlı Kırıklar: Kanser hastalarında kemik metastazları, özellikle belirli kanser türlerinde, örneğin meme kanseri, prostat kanseri ve akciğer kanseri gibi, oldukça yaygındır. Bu kanserlerin kemiklere metastaz yapma eğilimi yüksektir ve bu da kırıklara yol açabilir. Meme kanserinde kemik metastazları %65-75 oranında görülebilirken, metastatik kemik hastalığına bağlı kırıkların görülme sıklığı %10 ile %30 arasında değişebilir.
-
Osteoporotik Kırıklar: Kanser hastaları genellikle kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavilere bağlı olarak osteoporoz geliştirme riski altındadır. Bu durum, kemik yoğunluğunun azalmasına ve dolayısıyla kırıkların oluşmasına neden olabilir. Osteoporotik kırıkların oranı kanser türüne ve tedaviye özgü olarak değişiklik gösterebilir, ancak genel popülasyonda osteoporotik kırıkların yıllık sıklığı %2 civarında iken, bazı kanser tedavileri altındaki hastalarda bu oran daha yüksek olabilir.
Bu oranlar, kanser ve osteoporoz arasındaki ilişkiyi anlamada önemli bir yer tutar ve tedavi stratejilerinin belirlenmesinde dikkate alınması gereken kritik faktörlerdendir. Hastanın yaşam kalitesini korumak ve kırıkların önlenmesi için erken tanı ve uygun yönetim stratejileri büyük önem taşır.
İlgili konu: Kanser ve Diş Tedavisi! Kemik Koruyucu İlaç Kullananlar Nelere Dikkat Etmeli?
Osteoporoz için Risk Faktörleri Nelerdir?
Kanseri hastaları yalnızca kanserden kaynaklanan osteoporoz riski artışı yaşamazlar. Sadece kanser tedavisi veya kanserin doğrudan etkileri nedeniyle değil, kanserden kaynaklanan diğer faktörlerden dolayı da osteoporoz riski artabilir.
Kemikleri olumsuz etkileyebilecek kanser türleri şunlardır:
- Kemiğin primer / kendi kanseri
- Meme kanseri
- Prostat kanseri
- Akciğer kanseri
- Multipl miyelom (plazma hücrelerini etkileyen kanser)
Özellikle, primer kemik kanseri ve meme kanseri olan hastalar osteoporoz için daha yüksek riske sahiptir.
Ek olarak, kanserin yönetilmesinde gerekli olan spesifik tedaviler de bir risk raktörü olabilir. Kanser tedavisi nedeni ile meydana gelen kemik kaybı, normal yaşlanma ile meydana gelebilecek olandan yedi kat hızlı ve şiddetli olabilir. Eğer osteoporozunuz zaten varsa, kanser tedavisi bu durumu daha da kötüleştirebilir.
Kanserle Birlikte Osteoporoz Tedavisi ve Yönetimi
Hem osteoporoz riskinin artması hem de osteoporozun kendisi, kanserin nasıl yönetildiğini etkileyebilir. Doktorlar hastanın kemiklerinin zayıflayıp kırılma riskini değerlendirecektir.
Kanserle ilgili olmayan bazı risk faktörleri şunlardır:
- Yaş
- Kişinin menopoz sonrasında olup olmadığı
- Sigara
- Alkol
- Yetişkinlikte herhangi bir kırık yaşanıp yaşanmadığı
- Yeterli cinsiyet hormonu üretilip üretilmediği
- Zayıflık
- Ebeveynlerde kalça kırığı geçmişi olup olmadığı
Kişiye kanser teşhisi konmuş ve kişinin osteoporoz için en az bir başka risk faktörü varsa, kemik mineral yoğunluğu testi (DEXA) istenebilir. Ayrıca kanser tedavisi için kemik kaybına neden olabilecek bir kanser ilacı reçete edildi ise DEXA testi en az iki yılda bir tekrarlanmalıdır.
DEXA, "Dual-Energy X-ray Absorptiometry" teriminin kısaltmasıdır. Türkçe'de "Çift Enerjili X-ışını Absorbsiyometrisi" olarak bilinir. DEXA, özellikle kemik yoğunluğunu ölçmek için kullanılan bir tarama yöntemidir. Bu yöntem, bireyin osteoporoz riskini değerlendirmek ve mevcut kemik yoğunluğunu analiz etmek amacıyla yaygın olarak kullanılır. Kemiklerin ne kadar mineral içerdiğini belirleyerek kırık riskini tahmin etmeye yardımcı olur. Nükleer tıp bölümünde yapılır.
Eğer kişinin osteoporozu varsa veya geliştirme riski yüksek ise kırılma riskinin azaltılmasına yardımcı olacak zolendronik asit (Zometa) gibi bisfosfonat ilaçlar da verilebilir.
Genel olarak, hormona duyarlı bir kanser söz konusu ise, kemik koruyucu olduğu bilinen hormon replasman tedavilerinden (örneğin östrojen replasman tedavisi gibi) kaçınılır çünkü bunlar, kanser büyümesini tetikleyebilir.
Kanser Tanısı Alanlar Osteoporozu Önleyebilir Mi?
Her kanser tanısı alan kişi, osteoporoz geliştirecek diye bir genelleme yapılmamalıdır. Kanser teşhisi ile birlikte, osteoporozun önlenmesi için yapılması gereken bazı tavsiyeler şunlardır:
- Tüketilen kalsiyum ve D vitamini miktarı artırılabilir. Genel olarak günde en az 1000 – 1200 miligram kalsiyum ve 800 – 1000 miligram D vitamini tüketilmesi tavsiye edilir.
- Sigarayı bırakmak kemik kalitesini etkileyebilir, aksi takdirde sigara kırık riskini artırabilir.
- Alkol tüketiminden kaçınmak, aksi takdirde alkol dengeyi etkileyebilir ve düşme riskini artırabilir.
- Dengeyi, gücü ve esnekliği geliştirmek ve düşme olasılığını azaltmaya yardımcı olmak için egzersiz yapmak
Özetle Kanser ile Osteporoz Arasındaki Bağlantı
Osteoporoz doğal olarak yaşla birlikte ortaya çıkar, ancak kanser de bu durumu tetikleyebilir. Kanser, kemikleri inceltebilir, kanser hücrelerini öldürmek için yapılan tedavi de aynı etkiyi gösterebilir.
Östrojen seviyelerindeki düşüş, doğal olarak meydana gelse de gelmese de, her cinsiyetten insanda kemik incelmesine yol açabilir. Bu hormon genellikle östrojene duyarlı tümörlerin yayılmasını önlemek için bloke edilir.
Çoğunlukla kanser tedavisi sırasında kemik yoğunluğu izlenir. Kemik kaybını önlemeye yardımcı olabilecek yaşam tarzı önlemleri ve ayrıca yardımcı olabilecek ilaçlar tavsiye edilebilir.
Eğer osteoporozunuz varsa ve kanser teşhisi konusunda endişeleniyorsanız, unutmayın ki alabileceğiniz önlemler ve fark yaratabilecek ilaçlar bulunmaktadır. Osteoporozun izlenmesi ve tedavisi, bakım planınızın bir parçası olacaktır.
Lipner, M. (2022). Osteoporosis and Cancer: What Is the Relationship? Very Well Health: https://www.verywellhealth.com/osteoporosis-and-cancer-6832883