Prostat Kanseri Tedavisinde Yeni Bir Dönem Başlıyor

Prostat Kanseri Tedavisinde Yeni Bir Dönem Başlıyor

Dünya genelinde en sık görülen erkek kanseri prostat kanseridir. Yeni tanı konulan erkek kanser hastalarının %20’sini prostat kanseri oluşturmasına ragmen prostat kanserine bağlı yaşam kaybı oranı çok düşüktür. Bu gelişmede yeni geliştirilen tedavilerin katkısının payı çok büyüktür.

Prostat kanseri, erkek üreme bezlerinden biri olan prostat bezindeki hücrelerin kontrolsüz büyümesiyle ortaya çıkan durumdur. Prostat kanser hücreleri büyümek için androjen olarak adlandırılan erkeklik hormonlarına yani testosterona ihtiyaç duyar. Prostat kanser hücrelerinin büyümesinin ve yayılmasının hormonal uyarılara bağlı oldugunun 1940’lı yıllarda kesfedilmesi ve androjen baskılayıcı tedavilerin kullanıma başlanmasıyla metastatik prostat kanseri tedavisinin temeli atılmıştır.

Prostat kanseri saptanan hastalarının %80’ini erken evrededir. Tanı konduğu anda vücuda sirayet etmiş hasta oranı %4’dür. Bu hastalarda hormon baskılayıcı tedaviden fayda sağlansa bile ortalama 1 yıl içinde hormonal tedaviye karşı direnç gelişmektedir. Bu direnç mekanizması farklı yollardan vücutta ve tümör içinde testosteron ve diğer erkeklik hormonlarının üretilmeye devam etmesine bağlıdır. Bu hormon yolunu da baskılamayı hedefleyerek geliştirilen ilaçlardan biri de abiraterondur (zytiga). Abirateron vücuttaki diğer hormonların erkeklik hormonuna dönüşümüne neden olan enzimi (CYP17) engelleyerek etki eder. 1990 yılında keşfedilen ilacın klinik çalışmaları, vücuda sirayet etmiş (metastatik) prostat kanserinde 2004 yılında başlamıştır. Zytiga (Abirateron) ileri evre prostat kanseri tanısı almış ve ilk tedavi olarak klasik androjen baskılayıcı tedavi almış, yanıtsızlık sonrası kemoterapi kullanılmış ve bu tedaviler altında hastalığı ilerlemiş olan metastatik prostat kanserinde 2011 yılında FDA onayını alarak klinik kullanıma girmiştir. Ülkemizde de 3. sıra tedavi olarak halen kullanılmaktadır.

Son yıllarda en çok merak edilen konu Abireteron’un bölgesel olarak ilerlemiş ve metastatik yani ileri evre hastalıkta, daha başlangıçta klasik hormonal tedaviye eklenmesinin yarar sağlayıp sağlamayacağı olmuştur. Özellikle tümör yükü fazla olan ileri evre prostat kanserli hastalarda klasik hormonal tedavi ile birlikte 2 yıldır kemoterapi kullanmaktayız. İkili hormonal tedavi stratejisi bu aşamada kemoterapiye gereksinimi ortadan kaldırır mı? Farklı bir deyişle “İkili hormonal tedavi başlangıç döneminde bizleri ikna edecek bir başarı sağlayarak kemoterapinin yerini alabilir mi?

Bu sorunun cevabını arayan ASCO 2017'de sunulan LATITUDE çalışmasının sonucları dünyaca ünlü tıp dergisi olan NEJM’de (New England Journal of Medicine) yayınlandı.

Çalışmaya 34 ülkeden toplam 235 merkez katıldı. Yeni tanı almış yüksek riskli vücuda metastaz yapmış prostat kanserli 1199 hastada klasik

hormon baskılayıcı tedavinin yanına abirateron eklenmesinin katkısı değerlendirildi. Prostat kanserli hastalardaki yüksek risk faktörleri; Gleason skoru 8 ve üstü, üçten fazla kemik bölgesinde metastazı olanlar, iç organa sirayet etmiş hastalar olarak belirlendi. Hastalar iki gruba ayrılarak bir gruba sadece klasik hormon baskılayıcı tedavi verilirken diğer kola bu tedavinin yanına abirateron ve prednizon (kortizon) eklendi.

Sonuçta, yüksek riskli vücuda sirayet etmiş prostat kanserinde standart hormon baskılayıcı tedavinin yanına abirateron eklenmesiyle hastalığın kötüleşmesine kadar geçen süreyi iki katına uzattığı (14.8 aya karşın 33 ay) hastalığa bağlı ölüm riskinde ise %38 azalma sağlandığı ortaya kondu. Genel ortalama yaşam süresi standart tedavi ile 34 ay iken abirateron eklenen kolda hastaların büyük oranının yaşıyor olması nedeni ile henüz saptanamadı. Abirateron kolunda kanserin kötüleşmesi oranında %53 daha az riske sahip olduğu ve kanserin büyümesinde 18 aylık ek gecikme sağladığı saptandı.

Ciddi yan etkiler abirateron kolunda %68 oranında iken plasebo kolunda %48 olarak belirlendi. Bu yan etkiler nedeniyle ilaç bırakma oranınında ise bir farklılık saptanmadı. Abiraterona bağlı en sık karşımıza çıkan yan etki olarak %20 hastada tansiyon yüksekliği ve %10 hastada potasyum elektrolit düşüklüğü olmakla birlikte bu yan etkiler kolay müdahale edilebilir yönetilebilir olması nedeniyle hastaların ilacı bırakmasını gerektirecek bir duruma neden olmadı.

Daha önceden yapılan çalışmalardan yeni tanı prostat kanserli hastalarda standart hormon baskılayıcı tedaviye Dosetaksel kemoterapisinin eklenmesinin fayda sağladığı bir hasta grubu olduğunu biliyoruz. Bu çalışmayla da benzer faydanın abirateron tedavisiyle de elde edildiği gösterildi.

Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar prostat kanserli hastalarımıza bir müjde niteliğindedir. Neredeyse 1950’lerden itibaren benzer strateji ile tedavi edilen prostat kanseri hormonal tedavisine yeni umut eklenmiştir. Ayrıca önümüzdeki süreçte bu yaklaşım başlangıç döneminde kullanmakta olduğumuz kemoterapiye gereksinimi de ortadan kaldırabilir.

Prostat kanserinde yenilikler son 10 yılda baş döndürücü seviyelere ulaşmış olup her geçen gün hastalarımız yeni bir tedavi seçeneği ile bu hastalığa bağlı ölümleri azaltmakta ve yaşam sürelerini şaşırtıcı şekilde uzatmaktadır. Ne varki tüm bu olumlu katkılar beraberinde ülkeler için finansal güçlükleri de getirmektedir. Umuyoruz ki gelecekte sağlıkta eşitlik ilkesinden yola çıkarak bu yenilikler sadece ülkemize değil tüm dünya vatandaşlarına eşit olarak ulaşılabilir.

Karim Fizazi, NamPhuong Tran, Luis Fein ve ark.

Abiraterone plus Prednisone in Metastatic, Castration-Sensitive Prostate Cancer.

N Engl J Med. July 27, 2017

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Prostat Kanseri Tedavisinde Cerrahi ve Radyoterapi – Hangisi Daha İyi?

Prostat Kanseri Tedavisinde Cerrahi ve Radyoterapi – Hangisi Daha İyi?

Prostat kanseri tedavisinde, özellikle erken evrelerde, hastaların hangi tedaviyi tercih etmeleri gerektiği konusunda birçok soru işareti...

Prostat Kanseri Tsunamisi Geliyor

Prostat Kanseri Tsunamisi Geliyor

4 Nisan 2024'te Lancet Prostat Kanseri Komisyonu, dünya genelinde prostat kanserinde kaçınılmaz bir artışın eşiğinde olduğumuzu...

Prostat Kanserinde Yeni Gelişmeler – Ürolojik Onkoloji Derneği Toplantısı 2023

Prostat Kanserinde Yeni Gelişmeler – Ürolojik Onkoloji Derneği Toplantısı 2023

Prostat kanseri, modern onkolojinin en karmaşık, bununla birlikte tedavi seçeneklerinin en fazla olduğu alanlarından biri olmaya...

Prostat Kanserinde Genomik Risk Sınıflandırması, Klinik Evrenin Önüne mi Geçiyor?

Prostat Kanserinde Genomik Risk Sınıflandırması, Klinik Evrenin Önüne mi Geçiyor?

Prostat kanseri, erkekler arasında en yaygın kanser türlerinden biridir ve tedavisi genellikle klinik evrelemeye dayanır. Ancak,...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında