Hastanede daha kısa süreli yatan hastalarda, sanat terapisi işe yarar mı? Kanser hastalarının yaşamında önemli bir fark yaratabilir mi? Basit sanat etkinlikleri bile, acı, mutsuzluk ve kaygıya yardımcı olabilmektedir. Mayo Clinic’te hematolojik (kan ve kemik iliği kaynaklı) kanser hastaları ile yeni bir çalışma yapıldı ve sanatın, kısa süreli bile yapılsa, duygudurum, anksiyete ve ağrı algısı açısından destekleyici olduğunu işaret gösterdi.

Hematolojiye bağlı kanserli bireyler genellikle ciddi hastalığa yakalanırlar ve genellikle yaşamı tehdit eden daha fazla semptomları olur. Özellikle bu bireyler dönem dönem şiddetli ağrılar çekebilirler ve ağrı ayrı bir stres kaynağıdır. Buna ek olarak kanser tedavi sürecinde duygusal yaşanan sıkıntılar da önemlidir. Hastalığın öngörülmeyen seyri ve çeşitli invaziv (girişimsel) tedaviler nedeniyle endişe, korku, depresyon ve sinirlilik görülebilir. Bu durumlar için gelişmiş ülkelerde psikososyal destek anlamında sanat temelli çalışmalar uygulanmaktadır.

Mayo Clinic’ten araştırmacılar, yatan kanserli hastalar ile yeni bir çalışma yaptılar. Mayo Clinic'teki hematolojik kanserli (lösemi, lenfoma, multipl miyelom) hastaneye yatan 21 yetişkin hasta (19 kadın ve iki erkek; ortanca yaş 53; yaş aralığı 19-75) bu çalışmaya katıldı. Mayo Clinic çalışmasında özellikle başucu görsel sanat müdahalesi ile katılımcılar değerlendirilmeye çalışıldı. Bu çalışmada amaç hastaların kısa sürede serbest sanat çalışmalarında bulunmalarına teşvik olmuştur. Bununla birlikte, çalışma üç önemli alanda sonuç ölçmek amaçlandı, bunlar: ağrı, endişe ve duygudurumdur.

Güncel sanat temelli müdahaleyi gerçekleştirecek olan sanatçılar bu konu için özellikle eğitilmiş ve hastalarla etkileşimde mahremiyet, kanser hakkında bilgi ve profesyonellik gibi sağlık hizmeti ile ilgili konuları vurgulanmıştır. Kısacası, sanatçılara hasta yatağında sanat uygulamak ve toksik olmayan suluboya, pastel, kalem ve kil ile deneyimleri dahil etmek için talimat verilmiştir. Seans sonrası hastaların isterlerse devam edebilmeleri için materyaller hastalara bırakılmış ve aileler de bu seanslara katılmaya veya izlemeye davet edilmiştir.

Hastaların ağrı, anksiyete ve duygudurum algılarını, öncesi ve sonrası başucu sanat terapi müdahalesini değerlendirmek için standart araçlar ve envanterler kullandılar. Genel olarak sonuçlar oldukça sevindiriciydi. Hastaların kaygı oranında belirgin bir düşüş olmuştu; genel olarak %21.6 azalma gösteriyordu. Ayrıca, olumlu ve olumsuz duygudurum ölçeğine göre; pozitif duygudurumda %14,6'lık bir artış, negatif duygudurumda ise %18 oranında azalma kaydedildi. Başucu sanat terapi müdahalesi öncesi ağrı semptomları olduğunu bildiren 14 hasta arasında ağrı skorları anlamlı şekilde iyileşme görüldü ve ağrı algısında ölçülebilir bir azalma olduğu gösterildi. Bu çalışmadaki katılımcılar ayrıca yorumlarını yazdılar ve başucu sanat terapi müdahalesi anketini tamamladılar. 21 katılımcıdan 20'si bu uygulamanın genel olarak olumlu bir deneyim olduğunu ve devam etmek istediklerini belirttiler.

Bu Çalışma, Sanat Terapi Deneyimlerinin Hastanede Yatan Hastalara Yardımcı Olabileceğine Dair Artan Kanıtlara Katkıda Bulunmaktadır.

Son 20 yılda bu alanda sanat terapistleri ve tıp araştırmacıları tarafından yapılan önceki çalışmalar da benzer sonuçlar vermişti. Araştırmacılar şu sonuca varıyor: "Hastalığa bağlı belirti ve şikayetleri, duygusal ve fiziksel olarak tüm katmanları ile derinlikli olarak ele aldığımızda, sanatsal müdahalelerin tedavi sürecine dahil edilmesini teşvik etmeliyiz. Başucu sanat terapisi sonrası sonuçlara ve ankete yansıdığı gibi, bu tür basit müdahaleler göz ardı edilmemesi gereken önemli bir etkilere sahip olabilir."