Üçlü Negatif Meme Kanserinde İmmünoterapi, Yaşam Süresini Belirgin Şekilde Uzatıyor

Üçlü Negatif Meme Kanserinde İmmünoterapi, Yaşam Süresini Belirgin Şekilde Uzatıyor

Erken evre üçlü/triple negatif meme kanseri (TNMK), hormon pozitif veya HER2 pozitif meme kanserlerine göre tedavi seçeneklerinin sınırlı olduğu ve daha olumsuz hastalık gidişatına sahip bir kanser alt türüdür. Bu nedenle, immünoterapilerin tedaviye entegrasyonu, hastalar için önemli bir umut kaynağıdır. 26 Temmuz 2021'de FDA, neoadjuvan (ameliyat öncesi küçültücü) tedavi olarak kemoterapi ile birlikte ve ardından adjuvan (ameliyat sonrası) tek ajan olarak devam edecek şekilde pembrolizumab adlı immünoterapiyi yüksek riskli, erken evre üçlü negatif meme kanseri için onaylamıştı. Daha öncesinde ise PD-L1 pozitif metastatik TNMK hastalarında kemoterapi ile birlikte pambrolizumab kullanımı onay almıştı. ESMO 2024 Kongresi'nde ise pembrolizumaba erken evre TNMK'de FDA onayı getiren KEYTNOTE-522 çalışmasının uzun dönem genel sağkalım sonuçları sunuldu ve bu tedavinin etkinliğini kanıtlanmış oldu.

KEYNOTE-522 Nihai Sonuçları

KEYNOTE-522 çalışmasının nihai sonuçları, pembrolizumabın tedavi rejimine entegrasyonunun hasta tedavisini kökten değiştirdiğini doğruluyor. Ancak, hastaların dikkatli seçimi ve yan etkilerin yakından izlenmesi büyük önem taşıyor.

Çalışmanın Önemi ve Sonuçları

Faz III KEYNOTE-522 çalışması, daha önce patolojik tam yanıt (pTY) ve olaysız sağkalım gibi eş birincil sonlanım noktalarında istatistiksel ve klinik açıdan anlamlı iyileşmeler göstermişti. Bu iyileşmeler, 1.174 erken evre üçlü negatif meme kanseri (TNMK) hastasında pembrolizumabın standart kemoterapiye eklenmesi ile elde edildi.

Nihai analizde, ortanca 75.1 aylık takip süresi sonunda, pembrolizumab grubundaki 784 hastadan 115'i (%14.7) hayatını kaybederken, kontrol grubundaki 390 hastadan 85'i (%21.8) yaşamını yitirdi. Risk oranı (HR) 0.66 ve %95 güven aralığı (GA) 0.50–0.87 ile çalışmanın önceden belirlenen anlamlılık sınırı olan p=0.0015 değerine ulaşıldı.

5 yıllık genel sağkalım oranları pembrolizumab grubunda %86.6, plasebo grubunda ise %81.7 olarak kaydedildi. Benzer şekilde, 5 yıllık olaysız sağkalım (EFS) oranı da pembrolizumab grubunda %81.2, plasebo grubunda ise %72.2 oldu (HR 0.65; %95 GA 0.51–0.83).

keynote 522 calismasinin sonuclari 5 yillik genel sagkalim ve olaysiz sagkalim oranlari esmo 2024 7

Klinik Pratik Üzerine Etkisi

Plasebo grubunda 5 yıllık olaysız sağkalım oranı %72.2 olarak saptandı, bu nedenle birçok hastanın sadece kemoterapi ile iyi sonuçlar aldığını unutmamak lazım. Bu nedenle immünoterapinin yan etkilerinden kaçınmak için hangi hastaların immünoterapiye ihtiyaç duymadan olumlu bir gidişata sahip olabileceğini belirlememiz gerektiğini gösteriyor.

Pembrolizumab alan hastaların %35'inde, plasebo alan hastaların ise %13.1'inde immün aracılı yan etkiler raporlandı. Bu yan etkiler, ameliyat öncesi dönemde cerrahiyi geciktirip hasta sonuçlarını riske atabileceği için önem arz ediyor. Ayrıca, birçok ülkede immünoterapinin bu durumdaki hastaların tedavisi için geri ödeme kapsamına alınmadığı göz önüne alındığında, pembrolizumabın tedavi rejimlerine entegrasyonu finansal açıdan da dikkatlice değerlendirilmeli.

Çalışmada, pembrolizumab grubundaki tedaviye bağlı ≥3. derece yan etki oranı %77.1, plasebo grubunda ise %73.3 olarak raporlandı. Bu nedenle, uzun vadeli güvenliğin izlenmesi kritik öneme sahip olup, potansiyel sağkalım yararı ile toksisite riski arasındaki dengenin değerlendirilmesi önemli olacak.

Dikkat Çeken Diğer Tedavi Yöntemleri

Kombine kemoterapi ve immünoterapi rejimlerinin yan etkileri göz önüne alındığında, kongrede sunulan bir keşif çalışması, yüksek tümör infiltrasyonlu lenfositlere (TILs) sahip TNMK hastalarında kısa süreli kemoterapi içermeyen neoadjuvan tedaviyi inceledi. Nivolumab ve ipilimumab ya da nivolumab ve LAG3 inhibitörü relatlimab kombinasyonları cerrahi öncesinde uygulandı. Patolojik tam yanıt oranları, nivolumab + ipilimumab grubunda %33, nivolumab + relatlimab grubunda ise %47 olarak raporlandı. Yan etkiler açısından, nivolumab + ipilimumab grubundaki hastaların %23.3'ü 3-4. derece yan etkiler geliştirdi. Kemoterapinin yokluğunda elde edilen bu umut verici etkinlik verileri, yan etkilerinin yönetilebilir olması durumunda özellikle nivolumab + ipilimumab kombinasyonu için dikkate değer.

Sonuç

Sonuç olarak, her iki çalışma da dikkatli hasta seçimi ve izleme gereksinimini vurguluyor. Erken evre TNMK için daha az yan ekili bir kemoterapi rejimine doğru ilerlemeyi amaçlayan bu tedavi stratejilerinin daha fazla rafine edilmesi gerekecek. Aynı zamanda, biyobelirteç araştırmaları, immünoterapiden en fazla fayda sağlayacak hastaların daha doğru şekilde belirlenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, uzun vadeli yan etkilerin izlenmesi ve hastaya özgü tedavi yaklaşımlarının keşfedilmesi, kişiselleştirilmiş tedavi seçeneklerinin gelişimine katkı sağlayacaktır.

1. Schmid P, et al. Neoadjuvant pembrolizumab or placebo plus chemotherapy followed by adjuvant pembrolizumab or placebo for high-risk early-stage TNBC: Overall survival results from the phase 3 KEYNOTE-522 study. ESMO Congress 2024, LBA4

2. Nederlof I, et al. Neoadjuvant nivolumab/relatlimab or nivolumab/ipilimumab in triple negative breast cancer with high tumor-infiltrating lymphocytes (TILs). ESMO Congress 2024, LBA11

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Kişiselleştirilmiş Moleküler Onkolojide Önemli Bir Adım – Roma Çalışması

Kişiselleştirilmiş Moleküler Onkolojide Önemli Bir Adım – Roma Çalışması

Kanserde Genetik Test Çağındayız Günümüzde birçok kanser hastası ve yakınına, tedavi sürecinde genetik testlerden bahsediliyor. Bazen kan...

COVID-19 Aşısı, İmmünoterapi Alan Kanser Hastalarında Yaşam Süresinde İyileşme Sağlıyor

COVID-19 Aşısı, İmmünoterapi Alan Kanser Hastalarında Yaşam Süresinde İyileşme Sağlıyor

İlginç Bir Bulgu COVID-19 pandemisi, özellikle kanser gibi bağışıklık sisteminin kritik olduğu hastalıklarda yeni tedavi yaklaşımlarını tetikledi. Bu...

Vitamin ve Mineral Takviyelerinin Çağı Bitiyor mu? Yüksek Doz D Vitamini ve Yeni Bulgular

Vitamin ve Mineral Takviyelerinin Çağı Bitiyor mu? Yüksek Doz D Vitamini ve Yeni Bulgular

Günümüzde vitamin ve mineral takviyeleri, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olarak görülse de, son yıllarda yapılan...

Bağışıklık Sistemini Kansere Karşı Aktifleştirmede Yenilikler – ESMO 2024 İmmünoterapiler

Bağışıklık Sistemini Kansere Karşı Aktifleştirmede Yenilikler – ESMO 2024 İmmünoterapiler

Kanser tedavisi alanında bilim ve teknoloji büyük ilerlemeler kaydediyor ve bu sayede daha karmaşık ve etkili...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında