Akciğer kanseri, dünya genelinde kansere bağlı yaşam kayıplarının en yaygın nedeni olmaya devam ediyor ve hastalar için etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi büyük önem taşır. Tümör Tedavi Alanları (TTF) terapisi, Novocure firması tarafından geliştirilen ve FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) onayı almış bir teknolojidir. Bu teknoloji, daha önce glioblastoma multiforme (GBM) ve mezotelyoma için FDA onayı almıştır. Şimdi, bu teknoloji metastatik (4. evre) küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) hastaları için bir tedavi seçeneği olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışma, TTF terapisinin KHDAK hastaları için ne kadar etkili olduğunu değerlendirmeyi amaçlamaktadır.

Tumor-treating fields (TTF), tümöre düşük yoğunluklu alternatif elektrik akımı sunan bir anti-mitotik bölgesel kanser tedavi cihazıdır. Bu alternatif elektrik akımları, mitoz bölünmenin metafaz aşamasında iğsi cisimcikler oluşmasını ve dolayısı ile hücre bölünmesini baskılar. Bu da immünojenik hücre ölümüne ve artırılmış antitümör bağışıklık yanıtına yol açar. Bu tedavinin Novocure firması tarafından geliştirilen formu dünya genelinde sadece ABD, Almanya ve Japonya'da bulunmaktadır.

TTF düşük yoğunluklu alternatif elektriksel akım tümörlere etki mekanizması

LUNAR Çalışması

Eylül 2023'te Lancet Oncology'de yayınlanan LUNAR adlı faz III klinik araştırmada, metastatik ve platin bazlı kemoterapi sonrası hastalık ilerlemesi gösteren küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) hastalarında, standart sistemik tedaviye tümör tedavi alanları terapisinin eklenmesini değerlendirdi.

2017 ile 2021 yılları arasında 19 farklı ülkeden toplam 276 hasta bu araştırmaya katıldı. Hastalar iki gruba ayrıldı:

  • Birinci grup (137 kişi) sadece standart tedavi aldı.
  • İkinci grup (139 kişi) standart tedaviye ek olarak tümör tedavi alanları terapisi de aldı.

Standart tedavi olarak, araştırmacılar dört farklı ilaçtan birini seçti: dosetaksel, nivolumab, pembrolizumab veya atezolizumab. Katılan hastaların daha önce platin bazlı bir tedavi görmüş olması gerekiyordu, ancak daha önce aldıkları tedavi türü veya sayısıyla ilgili bir sınırlama bulunmuyordu.

Tümör tedavi alanları terapisi, hastalara 150 kHz frekansta, günde en az 18 saat olacak şekilde sürekli olarak uygulanmıştır. Bu terapi, akciğer bölgesine yöneliktir. Tedavi, hastalık kötüleşene veya hastalar kabul edilemeyecek düzeyde yan etkiler gösterene kadar sürdürülmüştür. Araştırmaya katılan hastaların büyük bir kısmı (%57) yassı hücreli olmayan akciğer kanserine (KHDAK) sahipti ve yaklaşık üçte biri (%32) daha önce immünoterapi tedavisi görmüştü. Bu araştırmanın ana hedefi, tedavinin hastaların genel yaşam süresini nasıl etkilediğini ölçmekti.

Genel Sağkalım Sonuçları

Bu araştırmada, tümör tedavi alanları terapisi alan grupla (tedavi grubu) ve sadece standart tedavi alan grup (kontrol grubu) arasında bir karşılaştırma yapıldı.

Tüm Hastalar:

  • Tedavi (TTF) grubundaki hastaların takip süresinin ortancası 10.6 aydı, bu süre bazı hastalar için 6.1 aydan kısa, bazıları için ise 33.7 aya kadar uzun olabiliyordu.
  • Kontrol grubundaki hastaların takip süresinin ortancası ise 9.5 aydı, bu süre bazı hastalar için sadece 0.1 aydan kısa, bazıları için ise 32.1 aya kadar uzun olabiliyordu.

Genel sağkalım süresi (yani hastaların ne kadar süre hayatta kaldığı) açısından:

  • TTF grubundaki hastaların ortanca genel sağkalım süresi 13.2 aydı (en güvenilir tahminler 10.3 ay ile 15.5 ay arasında değişiyordu).
  • Kontrol grubundaki hastaların ortanca genel sağkalım süresi ise 9.9 aydı (en güvenilir tahminler 8.1 ay ile 11.5 ay arasında değişiyordu).

Bu sonuçlar, tedavi grubundaki hastaların kontrol grubundakilere göre daha uzun bir süre hayatta kaldığını gösteriyor (hazard oranı 0.74, bu istatistiksel olarak anlamlı bir farkı gösteriyor, P = .035).

Bir yıl sonra:

  • Tedavi grubundaki hastaların %53'ü hala hayattaydı (en güvenilir tahmin %44 ile %61 arasında).
  • Kontrol grubundaki hastaların ise %42'si hala hayattaydı (en güvenilir tahmin %33 ile %50 arasında).

İmmünoterapi Alan Hastalar:

  • Tedavi Grubu: Ortanca genel sağkalım süresi 18.5 aydı (bu süre bazı hastalar için 10.6 aydan kısa, bazıları için 30.3 aya kadar uzun olabiliyordu). Bir yıl sonra hastaların %60'ı hala hayatta kalmıştı.
  • Kontrol Grubu: Ortanca genel sağkalım süresi 10.8 aydı (bu süre bazı hastalar için 8.2 aydan kısa, bazıları için 18.4 aya kadar uzun olabiliyordu). Bir yıl sonra hastaların %46'sı hala hayatta kalmıştı.

Dosetaksel Alan Hastalar:

  • Tedavi Grubu: Ortanca genel sağkalım süresi 11.1 aydı (bu süre bazı hastalar için 8.2 aydan kısa, bazıları için 14.1 aya kadar uzun olabiliyordu). Bir yıl sonra hastaların %46'sı hala hayatta kalmıştı.
  • Kontrol Grubu: Ortanca genel sağkalım süresi 8.7 aydı (bu süre bazı hastalar için 6.3 aydan kısa, bazıları için 11.3 aya kadar uzun olabiliyordu). Bir yıl sonra hastaların %38'i hala hayatta kalmıştı.

Bu sonuçlar, immünoterapi alan hastaların, tümör tedavi alanları terapisi ile daha uzun bir süre hayatta kaldığını gösteriyor (istatistiksel olarak anlamlı bir fark, P = .030). Ancak, dosetaksel alan hastalar arasında bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (P = .28).

Yassı Hücreli Olmayan KHDAK'li Hastalar:

  • Tedavi Grubu: Ortalama yaşam süresi 12.6 aydı (bu süre bazı hastalar için 8.8 aydan kısa, bazıları için 19.8 aya kadar uzun olabiliyordu).
  • Kontrol Grubu: Ortalama yaşam süresi 9.9 aydı (bu süre bazı hastalar için 6.9 aydan kısa, bazıları için 16.4 aya kadar uzun olabiliyordu).
  • Bu grup arasında tedavi grubu ve kontrol grubu arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (P = .28).

Yassı Hücreli KHDAK'li Hastalar:

  • Tedavi Grubu: Ortalama yaşam süresi 13.9 aydı (bu süre bazı hastalar için 9.7 aydan kısa, bazıları için 17.1 aya kadar uzun olabiliyordu).
  • Kontrol Grubu: Ortalama yaşam süresi 10.1 aydı (bu süre bazı hastalar için 8.3 aydan kısa, bazıları için 14.3 aya kadar uzun olabiliyordu).
  • Bu grup arasında tedavi grubu ve kontrol grubu arasındaki fark sınırda istatistiksel olarak anlamlıydı (P = .050).

Ayrıca, hastaların yaklaşık üçte biri (%28) hastalık ilerledikten sonra ek tedavi aldı. Bu ek tedavilerde en sık kullanılan ilaçlar dosetaksel (%31) ve gemsitabin (%27) idi.

Yan Etkiler

  • Tedavi Grubu: Hastaların %59'unda ciddi (grade 3 veya daha yüksek) yan etkiler gözlendi.
  • Kontrol Grubu: Hastaların %56'sında ciddi yan etkiler gözlendi.
  • En sık rastlanan yan etkiler: lökopeni (%14), pnömoni (%10) ve anemi (%8).

Ciddi Yan Etkiler:

  • Hastaların %53'ünde tedavi grubunda, %38'inde kontrol grubunda ciddi yan etkiler meydana geldi.

Tedavinin Kesilmesi:

  • Yan etkiler nedeniyle hastaların %36'sında tedavi grubunda, %20'sinde kontrol grubunda tedavi kesildi.
  • Tümör tedavi alanları terapisi, yan etkiler nedeniyle hastaların %14'ünde kesildi.

Tümör Tedavi Alanlarıyla İlgili Yan Etkiler:

  • Hastaların %71'inde tümör tedavi alanlarıyla ilgili yan etkiler bildirildi.
  • Bu yan etkilerin %85'i hafif veya orta şiddette (grade 1 veya 2) deri ve alt deri doku bozuklukları şeklindeydi.
  • Tümör tedavi alanları terapisiyle ilgili bir yaşam kaybı bildirilmedi.

Sonuç

TTF terapisi, akciğer kanseri olan hastalar için umut verici bir tedavi yöntemi olarak göze çarpıyor. Bu terapi, özellikle platin bazlı tedavi görmüş hastalarda, standart tedavilere göre genel yaşam süresini önemli ölçüde uzatabiliyor, ve bu da yan etkilerde bir artışa neden olmuyor. Bu terapinin, immünoterapi alan hastalarda yaşam süresini daha da uzattığı gözlemlendi. Bu olumlu sonuçlar, TTF terapisinin metastatik KHDAK hastaları için etkili bir tedavi seçeneği olabileceğini ve FDA tarafından onay alabileceğini gösteriyor.