Hareketsiz yaşam tarzının kalp hastalıkları, diyabet, obezite gibi ciddi sağlık problemlerine zemin hazırladığı bilinmektedir. Ayrıca hareketsizlik; iskelet, kas, dolaşım, solunum, sindirim, boşaltım sistemi, endokrin / hormonal sistem gibi vücuttaki pek çok mekanizma, pek çok sistem üzerinde olumsuz etkilere sahiptir. Bunların yanı sıra hareketsiz yaşam, kanserle ve kanserden kaynaklanan ölümlerle de yakından ilişkilidir.

18 Haziran 2020’de JAMA Onkoloji'de yayınlanan bir çalışmaya göre hareketsiz olmak, kanser ölümü için büyük ölçüde artmış bir riskle ilişkiliydi; ancak ivme ölçer / hareket algılayıcı giydirilen bir grup insandan veri toplayan araştırmacılara göre, günlük kısa bir yürüyüş gibi çok hafif egzersizler bile bu riskin azalmasına yardımcı olabilir.

Koşu veya bisiklet gibi faaliyetlerde bulunamayan hastalar için umut veren bulgular

Yoğun spor yerine yürüyüşün bile anlamlı fayda sağlayacağını bilmek, hastalar için gerçekçi hedefler sunuyor.

Önceki bazı çalışmalar sedanter/hareketsiz yaşam ile kansere bağlı ölüm riski arasında bir ilişki bulmuştur, ancak bu araştırmaların sayısı azdır ve açıkçası beklenen ilgiyi görmemiştir. Hepsi katılımcıların aktiviteleriyle ilgili kendi raporlarına dayanmakta idi, ancak çoğu insan oturmak için ne kadar zaman harcadıklarını hafife alıyor veya doğru raporlayamıyor.

Bu sınırlamaları aşmak için araştırma ekibi, "REGARDS- Reasons for Geographic and Racial Differences in Stroke" adlı bir çalışma grubuna kayıtlı ve ivme ölçer takan 8002 kişinin verilerini analiz etti.

REGARDS inme/felç risk faktörleri üzerine yapılan ABD kökenli bir çalışmadır. 2003-2007 yılları arasında 44 yaşından büyük 30.239 siyah ve beyaz Amerikalı yetişkini içerir. Çalışma kapsamında, bir grup katılımcı art arda 7 gün uyanma saatlerinde bel-kalça bölgelerine ivme ölçer takmıştır. Bu katılımcıların ortalama yaşı 69,8 idi ve %45,8'i erkekti. Hiçbiri başlangıçta kanser tedavisi görmüyordu.

REGARDS araştırmacıları, 2009-2012 arasında ivmeölçer verilerini topladı. Ortalama takip süresi 5,3 yıldı. Bu süre zarfında 268 katılımcı kansere bağlı yaşamını kaybetti. Ekip, kanserden ölen katılımcıların bir gün içinde daha fazla dakika hareketsiz kaldıklarını ve daha az "hafif şiddette fiziksel aktivite" ve "orta ila şiddetli fiziksel aktivite" gerçekleştirdiklerini bildiriyor. Hafif şiddette fiziksel aktivite genellikle hafif ev işleri, alışveriş, yemek pişirme ve kolay bahçecilik; orta şiddette fiziksel aktivite, tempolu yürüyüş, koşma, dans etme ve ba-bahçe-tarla işleri dahil olmak üzere çok çeşitli yorucu faaliyetleri kapsar. Araştırmacılar, çoğu zamanını hareketsiz olarak geçiren katılımcıların kanserden ölme olasılığının %82 daha yüksek olduğunu buldu.

Araştırmacılar yaş, ırk, cinsiyet, ikamet bölgesi, eğitim seviyesi, ivme ölçerin giyildiği mevsim, mevcut sigara içimi, alkol kullanımı, vücut kitle indeksi, diyabet, hipertansiyon, dislipidemi, koroner kalp hastalığı öyküsü, inme öyküsü ve orta fiziksel aktiviteye göre ayarlamaları yaptılar. Bu ayarlamalardan sonra bile, en hareketsiz insanların kanserden ölme olasılığının %52 daha yüksek olduğunu buldular. Katılımcıların hareketsiz kaldıkları her 1 saatte kanserden ölme riskleri %16 artmıştır.

Öte yandan, 30 dakikalık hareketsiz kalınan zamanın günde 30 dakikalık orta fiziksel aktivite ile değiştirilmesi, kanserden ölüm riskini %31 azalttı. Günde otuz dakika hafif fiziksel aktivite bu riski %8 azalttı.

Hafif aktivitenin bile faydalı olması şaşırtıcı

Hafif aktivitenin bile faydalı olması şaşırtıcı

Hafif aktivitenin bile önemli olması, sedanter yaşam tarzı olan insanlar ve onlara yardım etmeye çalışan doktorlar için iyi bir haberdir. Oturma zamanı, orta ila kuvvetli aktiviteyle dengelenmelidir.

Bununla birlikte COVID-19 Pandemisi grup aktivitelerini ve spor salonlarını daha tehlikeli hale getirdiğinden beri, spor ve fiziksel aktiviteye ayırdığımız zaman belirgin bir şekilde azaldı. Bunu telafi etmek için evlerde yapabileceğimiz egzersizlere kafa yormalıyız.

Araştırmanın yazarlarından Gilchrist çalışmanın çeşitli kısıtlamalarını kabul etti. En önemlileri arasında hastaların kalçalarına ivme ölçer takması, bu nedenle cihazların oturma ve ayakta durma arasındaki farkları tespit edemediğinden bulaşık yıkama gibi aktiviteleri yakalayamaması vardı.

Sonuç & Yorum

Her ne kadar sadece klinik bir çalışma olsa ve neden-sonuç ilişkisini kanıtlayamasa da bu çalışma, objektif ölçümler sunduğu ve 13 yılı kapsadığı için önemli bir katkı sağlamaktadır. Günümüzde pek çok insan, fiziksel aktivitelerini ölçmek için, akıllı bileklikler-saatler gibi giyilebilir cihazları tercih ediyor.

Bu çalışmada fiziksel aktivite ve kansere bağlı ölüm riski ilişkisinin vücut kitle indeksinden bağımsız bulunması önemlidir. Egzersizin kanseri nasıl azaltabileceği henüz açık olmasa da şimdiye kadarki kanıtlar hem metabolizma hem de inflamasyon üzerindeki etkilere işaret ediyor.

Peluş oyuncak alabilirsiniz

Oturmanın hastalık ve ölüm riskleri üzerine etkisini araştırmış başka çalışmalar da vardır:

  • Journal of Clinical Oncology'nin Mart 2014 sayısında yayımlanan kapsamlı bir çalışmada, ilk kez kalın bağırsak kanserli hastalarda, günlük televizyon karşısından geçirilen süreyle ölüm oranları arasındaki ilişki ortaya konulmuş, ayrıca hastalığa yakalanmadan önce ve sonra yapılan fiziksel aktivitelerin bu oranlara etkisi karşılaştırılmıştır. Özellikle hareketsiz yaşamın kalın bağırsak (kolon ve rektum) kanserine etkisi üzerine birçok çalışma yapılmış ve bu hastalarda hareketsiz yaşamın, ölüm oranlarını artırdığı, fiziksel aktivitelerin ise bu oranları azalttığı gösterilmiştir (bakınız ilgili çalışmanın çevirisi).
  • Sonuçları Kasım 2018'de American Journal of Public Health dergisinde açıklanan ve Kanada, Avustralya ve ABD'li bilim insanlarının yaptıkları bir araştırmaya göre, uzun süre oturma herhangi bir nedenden ötürü ölme riskini %25 arttırmaktadır.
  • 54 ülkeden 1,2 milyon insan üzerinde yapılan bir araştırma, oturmanın, tüm nedenlere bağlı ölümlerin %3,8'i ile ilişkili olduğu görüldü. Bir meta-analiz, tip 2 diyabet riskinin, günde 4 saatten az oturanlar ile 8 saatten fazla oturanlar karşılaştırıldığında, fazla oturanlarda neredeyse iki kat daha yüksek olduğunu gösterdi.
  • Ayrıca oturmanın, kalp-damar hastalıkları riskini 1,2 kat ve bu hastalıklara bağlı mortalite (yaşam kaybı) riskini 1,1 kat artırdığı gösterildi.
  • Araştırmacılar ayrıca oturmanın artan depresyon riski ile bağlantılı olduğunu göstermektedir.
  • Buna ek olarak, bir milyondan fazla kişiyi kapsayan bir çalışmada, televizyon seyretme süresi de dahil olmak üzere uzun süreli günlük oturma süreleri ile düşük düzeyde fiziksel aktiviteye sahip kişilerde, tüm nedenlere bağlı ölüm riskinin anlamlı olarak daha yüksek olduğu bulundu. Bu çalışmada uzun oturmanın risklerinin her gün 60 ila 75 dakika arasında orta dereceli ve şiddetli egzersizle dengelenebildiği gösterilse de uzun süre televizyon izlemenin sağlık riskleri egzersiz ile zayıflatmamıştır.

Sonuç olarak; hareketsiz geçirilen zamanın, yaşam sürelerini doğrudan etkilediği ortadadır. Bu yüzden oturarak, hareketsiz geçirilen zamanların olabildiğince azaltılması hatta hafif, orta ya da şiddetli düzeyde egzersizlerin yaşamımıza dahil edilmesi gerekmektedir. En basitinden bulunduğumuz ortamda su içmek için kalkıp bir tur atmanın bile sağlığımız için ne kadar değerli olduğunu unutmamalıyız.