Aromatik yağlar, çok sayıda kimyasal bileşen içeren aromatik bitkilerden elde edilmiş konsantre, hidrofobik (suda çözünmeyen) bileşiklerdir. Aromatik yağlar parfümeri ürünlerde koku verici maddeler olarak veya rahatlatıcı özelliklerinden dolayı masaj, refleksoloji ve aromaterapide kullanılır. Kanser tedavi sürecinde rahatlama ve mide bulantısı gibi yan etkileri hafifletmek için de denenmektedir. Aromatik yağların kimyasal bileşimi, bitkinin yetiştirme koşullarına ve bitkinin hangi kısmından üretildiğine göre değişir.
Bazı laboratuvar çalışmaları sonucunda, bitkisel aromatik yağların anti-kanser özelliği olduğunu iddia edilmektedir.
İnsan klinik çalışmalar
Birkaç küçük insan çalışması, radyoterapinin cilt üzerine yol açtığı toksisiteyi (yan etkileri) önlemek için solunum yolu veya cilde uygulanan aromatik yağların etkisini değerlendirdi.
Meme kanseri tedavisinin bir parçası olarak radyoterapi uygulanan 24 kadın üzerinde yapılan bir çalışmada şu yağlar kullanıldı; herdem yeşil (Helichrysum augustifolium), günlük yağı (frankincense), lavanta (Lavandula angustifolia) ve sardunya (Pelargonium graveolens). Bu az sayıda hastayı kapsayan çalışmada bu bitkiler; jojoba, aloe vera, tamanu ve çuha çiçeği yağları içinde çözülerek, ışın tedavisi uygulanan cilt bölgesine merhem olarak kullanıldığında, radyoterapi yan etkilerini azalttığı ve yaşam kalitesini artırdığı raporlandı.
Bir başka küçük çaplı çalışmada, manuka yağı (Leptospermum scoparium) ve kanuka yağı (Kunzea ericoides), radyasyonun neden olduğu mukoziti (ağız yaraları) önlemek için tedavi başında, su içinde aromatik yağ preparatı şeklinde hazırlanan gargaranın, baş-boyun kanserli hastalarda standart bakıma kıyasla; ağrıyı, oral semptomları (ağız içi şikayetleri) ve kilo kaybının azalttığı raporlandı.
Hayvan ve laboratuvar çalışmaları
Fare modellerinin kullanıldığı birkaç hayvan çalışmasında aromatik yağların anti-kanser özelliklere sahip olduğu raporlandı. Bazı aromatik yağların solunum yoluyla tümör büyümesini inhibe ettiği (baskıladığı) belirtildi. Çok sayıda laboratuvar çalışmasında çoklu aromatik yağlardaki birçok farklı kimyasal bileşeninin, sitotoksik (hücre öldürücü) özelliklere sahip olduğu gösterildi. Bu özellikler, bitkisel aromatik yağlarda bulunan bazı yağ asitleri bileşenlerine atfedilmiştir.
Aromatik yağların laboratuvar ortamında gösterdiği anti-kanser özellikler, kaspaz bağımlı apoptozis (programlı hücre ölümü) ile açıklandı. Bazı aromatik yağ bileşenlerinin, laboratuvar ortamında kanser hücrelerinin kemoterapiye olan duyarlılığını artırdığı raporlandı.
Bununla birlikte laboratuvar çalışmaları umut vadeden birçok bitkisel ürün gibi aromatik yağlar da insanlarda görülen kanserlerde ancak bazı yan etkileri azaltabildi. Bu nedenle, aromatik yağların kanser üzerine etkilerini öngörmeye çalışan laboratuvar veya hayvan çalışmalarından elde edilen bulguların insanlarda işe yarayıp yaramayacağı bilinmemektedir. Bitkisel ürünlerin insan kanserlerinde işe yaramamasının veya zayıf kalmasının en önemli iki nedeni, tümör mikroçevresi ve ilaç direnci olarak karşımıza çıkmaktadır.