Laboratuvar ortamında işe yarayan, kanser hücrelerini öldürerek umut vaad ediyor gibi gözüken bir ilacın ya da bir bitki özütünün insan vücudundaki gerçek kanserlerde neden işe yaramadığını biliyor musunuz?

İşte, kanser hakkında en çok merak edilen soruların başında gelen bu konu hakkında tümör mikroçevresi yazımızda detaylı bilgi bulabilirsiniz.

Tümör dokusunu incelediğimizde kümelenmiş kanser hücrelerini görürüz. Bunun sebebi DNA’sında hasarlar birikmiş olan kanser hücresinin kontrolsüz çoğalmasıdır. Ancak kanser sadece bundan ibaret değildir. Etrafındaki komşularını rahatlıkla manipüle ederek, kendisine yardım edecek şekilde değişikliğe uğratır.

Kanser hücreleri, etrafındaki “komşu hücreleri” etkileyerek “tümör mikroçevresini” oluşturur.

Peki, tümör mikroçevresinin özellikleri nelerdir? Hangi tip hücreler bulunur? Gelin, hep birlikte tümör mikroçevresini tanıyalım.

Önemle vurgulamak gerekir ki kanser hücresi etrafındaki “sağlıklı hücreleri” büyüme faktörleri, sitokinler (bağışıklık sistemini aktive eden, inflamasyonu tetikleyen maddeler) vb ile etkiler.

Tümör mikroçevresinin genel özellikleri şunlardır

1. İnflamasyonlu ortam

Kanserin 10 temel özelliğinden biri de inflamasyon destekleyen bir ortamdır. Kanser hücreleri özellikle sitokin adı verilen molekülleri artırarak inflamasyona neden olur. İnflamasyonlu bir ortam kanser hücresinin metastaz yapmasını kolaylaştırır. Aynı zamanda sağlıklı hücrelerinde DNA’sını ciddi oranda etkiler. Bunun sebebi tümör mikroçevresinde DNA’da hasarlara sebep olan reaktif oksijen radikallerinin bulunmasıdır.

2. Hipoksik ortam (oksijen azlığı)

Tümör hacmi arttıkça, tümörde ve çevresinde oksijen azlığı meydana gelir. Buna hipoksi adı verilir. Kanser hücreleri çok hızlı çoğaldıklarından ortamdaki oksijen tükenir. Bunun sonucu olarak genomik kararsızlık (DNA hasarlarının sürekli artması sonucu oluşan durum) meydana gelir. Bunun yanı sıra oksijen azlığında farklı proteinler, büyüme faktörleri ve enzimler aktif hale gelir. Kanser hücresi metastaz yapma yeteneği kazanır. Aynı zamanda, HIF1 adı verilen protein aktivitesinin artması kanser hücresinin var olan damarlardan yeni damar uzantıları geliştirmesini sağlar. Anjiyogenez (yeni damar oluşumu) ve metastaz kanserde yaşam kayıplarının % 90’ından sorumludur.

3. Asidozis (asidik ortam)

Oksijen azlığı, kanser hücresinin enerji üretme mekanizmalarını değişikliğe uğratır ve kanser hücreleri oksijensiz ortamda da büyüme ve çoğalma kabiliyetine erişir. Ekstra oksijen verilse dahi, aerobik glikoliz adı verilen sistemle, kanser hücreleri oksijen kullanmadan enerji üretmeye devam eder. Bu duruma “Warburg etkisi” adı verilir.

Bunun sonucu olarak ortamda laktik asit birikir. Yani asidik ortam kanserin nedeni değil bir sonucudur. Bu sebeple alkali tedaviler kanserde etkisizdir. Bunun yanında asidik ortam pek çok protein parçalayan enzimin aktif olmasını sağlayarak kanser hücresinin metastaz yapmasını kolaylaştırır.

Tümör mikroçevresinde çok fazla sayıda ve farklı görevlere sahip hücreler ve moleküller bulunmaktadır. Aşağıdaki şekilde tümör mikroçevresinin şematize edilmiş halini gösterilmektedir.

tumor kanser mikrocevresi endotel t ve b lenfositler makrofajlar natural killer fibroblastlar peris

Tümör mikroçevresi neden bu kadar önemli?

  • Tümör mikroçevresi, modern ilaçların geliştirilmesinde karşılaşılan en önemli sorunlardan biridir. Tümör mikroçevresi ile kanser hücresi pek çok özellikler kazanır.
  • Tümör mikroçevresi kanser hücresinin farklı dokulara yayılmasını, kolaylıkla mutasyon geçirip ilaç dirençliliği kazanmasını sağlamaktadır.
  • Bunun yanı sıra, tümör mikroçevresinindeki hipoksik ortam, kanser hücresinin “metastaz” yapmasını sağlayacak mekanizmaların aktive olmasına neden olur.
  • İmmünoterapilerin etkinliğini azaltan en önemli sebeplerden biri tümör mikroçevresindeki hücrelerdir. Özetle kanser, çevresinde bulunan onlarca farklı hücre ile sıkı bir etkileşim halindedir ve kendi ortamında en güçlüdür. Bu nedenle ister bitki ister sentetik olsun, her yıl denenen binlerce yeni molekülden sadece bir-iki tanesi umut vadeden bir ilaca dönüşebilmektedir. 

İlgili Konular: