COVID-19 Pandemisi'ne Havaların Isınmasının Etkisi Nasıl Olur?

Ilık ve hoş günler yaklaşıyor. Dünyada kuzey yarım kürede hava sıcaklıklarının 20 ° C'ye ulaşması bekleniyor. Ancak güzel havalar kalabalıkları ve toplantıları kontrol etmeye çalışan yetkililer için durumu biraz zorlaştıracak gibi duruyor.

Çoğu insan, yeni koronavirüse bağlı gelişen hastalık olan COVID-19'un, grip gibi mevsimsel bir yayılım gösterip göstermeyeceği konusuna merak içinde. Uzmanlar ise, bu konuda oldukça temkinli davranıyorlar.

Öte yandan bilim insanları, sıcak havanın virüsle mücadelede yeni bakış açılarını da beraberinde getirebileceğine inanıyorlar. Normalde grip salgınlarının bahar aylarıyla birlikte sonlanma eğiliminde olduğu bilinmektedir.

Baharla Birlikte Artan Güneş Işığı, Gerçekten de, Koronavirüsün Davranışını ve Yayılmasını da Etkileyebilecek mi?

Soğuk algınlığına neden olan diğer koronavirüslerin yapılan ilk çalışmaları (HCoV-NL63, HCoV-OC43 ve HCoV-229E), Londra Üniversitesi bilim insanları tarafından Mart sonunda yayımlandı. Diğer koronavirüsler, ortak bir özellik olarak kış aylarında meydana gelmesi ve ilkbaharda kaybolmasıyla mevsimsel bir görüntü ortaya koymuştur. Şubat ayında vaka olarak zirve yapıp, yaz aylarında ise çok düşük oranda görülmüştür. Diğer çalışmalar da koronavirüslerin ılıman iklimlerde mevsimsel davranışlarda olduğunu göstermiştir. Bu durum da ilgi çekici bir şekilde, koronavirüsün grip salgınlarıyla benzerlik taşıdığını inancını artırmıştır.

Çalışmayı yürüten Rob Aldridge, “az sayıda da olsa, yaz aylarında gördüğümüz bu infeksiyon, duyarlı kişilerin olması nedeniyle kış ayının tersine dönebilir mi?”, diyerek endişelerini dile getirmiştir. Konuşmasının devamında da, toplumda yüksek düzeyde duyarlılık taşıyanlar göz önüne alındığında, yeni koronavirüs (SARS-CoV-2) için mevsimsel bir model yerine, yaz boyunca devam edip etmeyeceğinin şu an bilinmediğini, bu nedenle, herkesin güncel sağlık tavsiyelerine uyması gerektiğini bildirmiştir.

Aşağıda, Rob Aldridge ve ekibinin çalışmasının grafik özeti görülebilir. Bu çalışmanın yeni tip koronavirüs SARS-CoV-2'yi kapsamadığı bilinmelidir.

Solunum virüsü hastalıklarının PCR testi ile doğrulanmış haftalık oranları

Bilim İnsanlarından Farklı Bakış Açıları

Londra Kraliyet Akademisi virologlarından Michael Skinner, ”Mevsimsel değişimlerin virüsün yayılmasında rol oynayacağına eminim. Ancak yayılımın azalmasındaki bu etki, sosyal mesafe ile kıyaslandığında çok düşük kalacaktır. Hatta hiçbirisi, kendi kendine izolasyonun yerini tutmayacaktır", demiştir.

Reading Üniversitesi’nden Ben Neuman ise çok daha sert bir yorum yapmıştır. Neuman, yorumunda ”Bu virüs Çin’de neredeyse dondurucu soğuk döneminde başlamıştı. Ancak hem İzlanda (kuzey kutbuna yakın olması nedeniyle) , hem de ekvator bölgesi olan Brezilya’da hızlı yayılmaya devam etmiştir. Mevsim bahara döndükçe bu virüsün büyümesi dünya çapında hız kazanmıştır. Bu bir dünyalar savaşı değildir. Bulutları aşacak ve bu durumu düzeltecek bir öldürücü makine yoktur. Virüsü kendimiz yenmeliyiz!”, demiştir.

Peki ya Bağışıklık Sistemi Zamandan Etkilenir mi?

Diğer araştırmacılar, mevsimsel geçişlerin sadece virüs üzerinde etki göstermediğini, aynı zamanda insan bağışıklık sistemi üzerinde de etkileri olduğunu belirtmişleridir. Surrey ve Columbia Üniversitsi’ndeki bilim insanları, bağışıklık sistemimizin gün içinde bile değişiklik gösterdiğini saptamışlardır. İmmünolog Natalie Riddell, “Bağışıklık sistemimiz günlük bir ritim sergiliyor. Çalışmalar, bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynayan beyaz kan hücrelerinin bir alt kümesinin günün belirli saatlerinde yükseldiğini ve bağışıklık sistemin farklı zamanlarda farklı tepki verdiğini göstermektedir. Örneğin, antikor üreten B hücrelerinin geceleri arttığı görülmektedir”, demiştir.

Mevsim geçişlerinin virüs yayılımının yanı sıra, insan bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerinin araştırılması çok önemlidir. Çıkan sonuçlar virüsle mücadelede çok büyük katkılar sağlayacaktır. Örneğin, vücudumuzun virüslere karşı hangi mevsimde daha hassas, hangi mevsimde daha güçlü olduğunu bilmek, enfeksiyonla mücadelede gücümüzü artıracaktır. Aynı zamanda bu çalışmalar sosyal mesafe tavsiyelerinin veya aşı uygulamalarının daha doğru zamanda önerilmesini sağlayacaktır. Sonuçta enfeksiyonla mücadeledeki her bir detay, bu tip salgınların yayılmasında ve yok edilmesinde önemlidir. Yürütülen bilimsel çalışmalar da bu yolda en büyük umudumuz olmaya devam edecektir.