Yaklaşık yarım milyon vakayı kapsayan bir araştırmaya göre, ABD'de ergenlerde ve genç yetişkinlerde (15-39 yaş arası kişiler) 1973'ten 2015'e kadar kanser oranları % 30 arttı.

1973'te her 100.000 kişi başına yıllık 57,2 yeni kanser tanısı konurken bu rakam 2015'te 74,2'ye yükseldi. Bu da her 100 bin kişi başına yıllık 0.537 kişilik artışa karşılık gelmektedir.

En yüksek artış oranı böbrek kanserinde oldu. Diğerlerinin yanı sıra tiroid ve kolorektal kanser, germ hücresi ve trofoblastik kanserler ve melanomda da belirgin artışlar vardı.

Bu dikkar çekici araştırma 1 Aralık'ta JAMA Network Open'da yayımlandı.

Ergen ve genç erişkin hastalarda artan kanser sıklığı araştırılmalı

Artık bu yaş grubunda yaygın olan ve yükselen kanser türleri daha iyi anlaşıldığına göre, özellikle bu nüfusu hedefleyen önleme, erken teşhin için tarama, teşhis ve tedavi protokolleri geliştirilmelidir.

Bu artışların nedenleri net değil, ancak çevresel ve özellikle diyet faktörleri, artan obezite ve yaygınlaşan kanser tarama uygulamaları muhtemel sebepler olarak gözüküyor. Ek olarak, kanser taraması ve aşırı teşhisin, diğerleri arasında artan tiroid ve böbrek karseri oranlarının çoğundan sorumlu olduğu düşünülüyor.

Amerikan Kanser Derneği (ACS) son zamanlarda ergenler ve genç yetişkinler arasında tiroid, böbrek, kolorektal kanser ve rahim kanserinde bir artış buldu. Özellikle kolorektal kanserdeki artış çarpıcıdır ve sağlıksız diyet, hareketsizlik ve obezite ile direkt ilişkilidir (bakınız kalın bağırsak kanseri neden gençleri hedef alıyor? başlıklı yazımız).

Tiroid kanseri sıklığı ultrasonun yaygınlaşması ve aşırı tanı ile açıklanabilir. Fakat kolorektal ve rahim kanserlerin sıklığının gençlerde artmasının yanında, bu yaş grubu arasında kanser ölüm oranlarındaki eğilimleri de dikkate almak son derece önemlidir. Bu iki kanser için hem sıklık hem de ölüm oranlarının artması gerçeği, hastalık yükünde gerçek artış ve kesinlikle daha fazla dikkat ve araştırma gerektiriyor.

Tarihsel olarak, ergenler ve genç yetişkinlerde görülen kanserlerin tedavisi, pediatrik ve yetişkin onkolojisi arasında bir yere düşmüştür ve bunların hiçbiri ergen ve genç yetişkin kanserlerinin farklı biyolojik, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılamamaktadır.

Bu yeni bulgular, özellikle ergen ve genç yetişkin kanserlerine yönelik daha hedefli araştırma ve müdahalelere rehberlik etmesi açısından değerlidir.

Çalışma grubunun % 59,1'inin oluşturan kadın hastalar arasında 15 kanserin sıklığında artış saptandı: böbrek karseri (yıllık yüzde artış 3,632), tiroid kanseri (3,456) ve miyelom, mast hücresi ve çeşitli lenforetiküler kanserler (2.805). Sıklığında azalma olanlar ise beyin tümörü astrositom (yıllık yüzde azalma 3.369) ve gonad karsinomu (–1.743) dahil olmak üzere 5 kanserin oranı azaldı.

Erkek hastalar arasında 14 kanserin sıklığı arttı: böbrek kanseri (yıllık yüzde artış 3,572), yumuşak doku sarkomu(2,543) ve tiroid kanseri (2,273). Sıklığında azalma olanlar ise astrositom (–3,759) ve akciğer kanseri (–2,635) dahil olmak üzere 7 kanser türü.

Artan testis kanseri oranları (yıllık yüzde artış 1,246) östrojen ve progesterona daha fazla doğum öncesi maruziyet veya süt ürünleri tüketimi ile ilişkili olabilir. Prematüre bebeklerin hayatta kalma oranını artırmak için kullanılan tedaviler ve diğer olasılıkların yanı sıra esrara daha fazla maruz kalma da diğer olası sebepler olarak belirtiliyor.

Kolorektal kanserdeki artışlar, diyette daha az sebze ve daha fazla yağ ve işlenmiş et ile ilişkili olabilir; egzersiz eksikliği; ve artan obezite. İnsan papilloma virüs (HPV) enfeksiyonu da dahil edilmiştir.

Daha yüksek melanom oranları, solaryum kullanımına ve bronzlaşma eğilimlerine bağlı olabilir.

Bazı kanserlerdeki düşüşler, oral kontraseptiflerin (doğum kontrol ilaçlarının) daha fazla kullanılmasıyla ilişkili olabilir. Ayrıca benzen ve diğer kimyasal karsinojenlere maruziyeti azaltan kanunlar; ve daha az insan sigara içmesi.

Böbrek karseri en yüksek oranda artmış olsa da, görece nadir bir kanserdir. Bununla birlikte böbrek kanserinin de en önemli risk faktörlerinden biri obezitedir. Araştırmacılar, kolorektal ve tiroid karseri, melanom, Hodgkin olmayan lenfoma ve gonadların germ hücresi ve trofoblastik kanserlerin, ergenler ve genç yetişkinler arasındaki kanserlerde genel artışa daha fazla katkıda bulunduğunu belirtti.

Sonuç olarak, özellikle sağlıksız bir yaşam tarzı (az lif, hareketsizlik, obezite) ergenlerde ve genç yetişkinlerde belli kanserlerin sıklığını arttırıyor. Bu eğilim, kanser taramalarının bu değişimi gözeterek yeniden değerlendirilmesini gerektirmektedir. Ayrıca ergen ve genç yetişkin hastalarda tümör biyolojisi, onkolojinin araştırılması aciliyet gerektiren yeni bir alanı olarak akrşımıza çıkmaktadır.