İmmünoterapinin, Yaşamını Kaybetmekte Olan Hastalarda Aşırı Kullanımı

İmmünoterapinin, Yaşamını Kaybetmekte Olan Hastalarda Aşırı Kullanımı

İmmünoterapi, kanser tedavisinde umut verici bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, bu tedavi yöntemi bazı durumlarda, özellikle yaşamın son döneminde, gereğinden fazla kullanılabilir mi? Bu soru, kanser tedavisinde immünoterapinin rolünü yeniden değerlendirmek açısından önemlidir.

Nadir Ama Etkileyici Başarı Hikayeleri

Bir hastanın kemoterapiye yanıt vermemesi durumunda, immünoterapi umut ışığı olabilir. Örneğin, kemoterapiye yanıt vermeyen fakat tümörleri belli genetik özellikler (örn. TMB-H, MSI-H gibi) taşıyan ileri evre bazı kanser hastalarının immünoterapiye iyi ve uzun süreli yanıtlar verdiğini biliyoruz. Bu tür başarılı sonuçlar, immünoterapinin cazibesini artırıyor ve hastaların ve doktorların "Neden olmasın?" şeklinde düşünmesine yol açabiliyor.

Ancak, bu umutlu yaklaşım, immünoterapinin yaşamın son dönemlerinde gereğinden fazla kullanılmasına neden olabilir. FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) onayı olmayan ve yeterli veri bulunmayan bazı durumlarda, örneğin metastatik over kanserinde, immünoterapilerin uygulandığına tanık oluyoruz.

Gerçeklerle Yüzleşmek

İmmünoterapinin yaşamın son döneminde mucizevi sonuçlar verdiği nadirdir ve kimin bu tür bir yanıt alacağını net olarak tahmin etmek şu an için mümkün değildir. İmmünoterapiler genellikle kemoterapiye göre daha az yan etkiye sahip olmasına rağmen, ciddi ve yaşamı tehdit eden immünoterapilere özgü yan etkilerin de ortaya çıkabileceğini unutmamak gerekir.

Massachusetts General Hospital'dan Dr. Laura Petrillo'nun bildirdiği bir örnekte, 95 yaşında metastatik kanser hastası bir kadın, immünoterapinin neden olduğu şiddetli kolit nedeniyle hastanede komplikasyonlar sonucu hayatını kaybetti. Bu tür ciddi reaksiyonlar nadir olmakla birlikte, daha hafif yan etkiler bile hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

İmmünoterapinin yan etkileri görece az olsa bile, bu tedavinin uygulanması, hastaların sınırlı zamanlarını evde geçirmek yerine hastanede infüzyon tedavisi alarak geçirmelerine neden olabilir. Ayrıca, bu hastalar genellikle hospise (yaşam sonu palyatif bakım merkezlerine) sevk edilmez ve hastanede yaşamlarını yitirirler. Bunun yanında, immünoterapinin maliyeti de önemli bir endişe kaynağıdır; her bir siklus tedavi başına maliyetin ABD'de 20 bin doları (ülkemizde 3-5 bin dolar) bulması, finansal zorluklara yol açabilir.

4 Ocak 2024'te JAMA Oncology'de yayımlanan bir çalışma, bu konuda bize önemli veriler sundu.

Öne Çıkan Bulgular

  1. İmmünoterapinin Son 30 Günde Başlanma Oranları: Çalışmada evre IV melanom, akciğer ve böbrek kanseri olan hastalar arasında, yaşamın son 30 gününde immünoterapi başlama oranlarının dört ila beş kat arttığı tespit edilmiştir.

  2. Son 30 Gün İçinde Hayatını Kaybeden Hastalar:

    • Melanom hastalarında immünoterapi alanların oranı %0.8'den %4.3'e yükselmiştir.
    • KHDAK (küçük hücreli dışı akciğer kanseri) hastalarında bu oran %0.9'dan %3.2'ye çıkmıştır.
    • Böbrek hücreli karsinom hastalarında %0.5'ten %2.6'ya yükselmiştir.
  3. İmmünoterapi Başlayan Hastaların Hayatta Kalma Oranı:

    • Çalışmaya katılan 71 bin hastadan 5192'si (%7.3) immünoterapi başladıktan sonraki ilk 30 gün içinde hayatını kaybetmiştir.
    • 66 bin hasta (%92.7) ise 30 günün ötesinde hayatta kalmıştır.
  4. Performans Durumuna Göre Sağkalım Süresi:

    • ECOG performans skoru 0-1 olan hastalarda ortanca sağkalım süresi 14.3 ay iken, skoru ≥2 olan hastalarda bu süre sadece 4.5 ay olarak tespit edilmiştir.

İmmünoterapiler Artık Sona Bırakılmamalı

İmmünoterapiler, kanser tedavisinde artık son çare olmaktan çıkıp, genellikle ilk basamak tedavi olarak uygulanmaktadır. Bu değişim, maliyet-fayda dengesini olumlu yönde etkilerken, hastanede yatan hastalarda immünoterapi kullanımının da azalmasına katkı sağlamaktadır. Ancak, immünoterapi ve diğer yenilikçi kanser tedavilerinin başarılı olması için, genomik testlerle bu tedavilerden en fazla fayda sağlayacak hastaların belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, tüm belirsizlikler ve zorluklar göz önüne alındığında, hastaları doğru yönlendirmek hala bir zorluk olarak karşımızda durmaktadır. Bu süreçte, hasta ve doktorun birlikte karar alması son derece önemlidir. İmmünoterapi kararı verirken, yalnızca olağanüstü sonuçlar elde eden hastaların hikayelerine odaklanmak yerine, daha geniş bir perspektif sunmak gereklidir. Bir tedavi yöntemi uygulanabiliyor diye her zaman uygulanması gerektiği anlamına gelmez.

Kerekes DM, Frey AE, Prsic EH, et al. Immunotherapy Initiation at the End of Life in Patients With Metastatic Cancer in the US. JAMA Oncol. 2024;10(3):342–351. doi:10.1001/jamaoncol.2023.6025

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Prostat Biyopsisinde En İyi Yöntem Hangisidir?

Prostat Biyopsisinde En İyi Yöntem Hangisidir?

Prostat kanseri teşhisinde kullanılan biyopsi yöntemleri, hem doktorlar hem de hastalar için kritik bir karar noktasıdır....

Kanser Riski: Pestisitler Yeni Sigara mı?

Kanser Riski: Pestisitler Yeni Sigara mı?

Pestisit Nedir? Neden Kullanılır? Pestisit, zararlı organizmaları (böcekler, yabani otlar, mantarlar vb.) kontrol etmek veya yok etmek...

İleri Evre Nöroendokrin Tümörlerin Tedavisinde Kabozantinib Etkili Bulundu

İleri Evre Nöroendokrin Tümörlerin Tedavisinde Kabozantinib Etkili Bulundu

Nöroendokrin tümörler (NET), genellikle mide-bağırsak sistemi, akciğerler ve pankreasta görülen nadir ancak karmaşık tümörlerdir. İleri evre...

Kanser Biyobelirteç Testi: Nedir ve Neden Önemlidir? Küresel Pazar Trendleri 2022-2028

Kanser Biyobelirteç Testi: Nedir ve Neden Önemlidir? Küresel Pazar Trendleri 2022-2028

Kanser Biyobelirteçleri Nedir ve Neden Önemlidir? Kanser biyobelirteçleri (biyomarkır), kanserli hücrelerin ya da kanserin ilerlemesiyle ilişkili biyolojik...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında