Hastaneye yatan erkeklerde progesteron, şiddetli COVID-19'u hafifletebilir

Şiddetli COVID-19 ile hastaneye kaldırılan kadınlar genellikle erkeklerden daha iyi şekilde hastalığı geçirir, bu da muhtemelen COVID-19 nedeniyle hastaneye kaldırılan erkeklerin, kadın hormonları ile tedavi edilebileceği fikrine yol açmıştır.

Bu kavram, şiddetli COVID-19 nedeniyle hastaneye yatırılan 42 erkeği randomize eden (rastgele hasta seçimi) tek merkezli, ABD pilot çalışmasında "çok cesaret verici" sonuçlar gösterdi. Sonuçları Chest adlı dergide yayımlanan çalışmada, standart tedavi almış olanlara göre, 5 gün progesteron enjekte edilen hastalarda önemli ölçüde daha iyi sonuçlar alındı.

Los Angeles, California'daki Cedars-Sinai Tıp Merkezi'nde çalışan ve çalışmanın ilk yazarı olan Dr. Sara Ghandehari, "Yeni bulgular, subkutan enjeksiyonla günde iki kez 100 mg progesteron uygulanmasının, orta ila şiddetli hastalığı olan erkeklerin klinik durumunu iyileştirerek COVID-19 tedavisine yönelik güvenli ve etkili bir yaklaşım sunabileceğini öne sürüyor" diye yazdı.

Bununla birlikte, daha fazla sayıda ve menopoz sonrası kadınlar da dahil olmak üzere daha çeşitli katılımcıların yanı sıra diğer hastanelerin katılımıyla daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğu konusunda uyarıyorlar.

Erkeklere kadınlık hormonu vermek nasıl akla geldi?

Overlerin (kadın yumurtalıkları) üreme döngüleri sırasında ürettiği steroid yapıda bir hormon olan progesteron, doğal olarak sadece menopoz öncesi kadınlarda görülür. Hormonun daha şiddetli COVID-19'lu erkekleri (veya menopoz sonrası kadınları) tedavi etmedeki potansiyel rolü, COVID-19'lu premenopozal (genç) kadınların postmenopozal kadınlara göre daha az hastaneye yatış, daha kısa hastanede yatış süresi ve daha az entübasyon desteğine ihtiyaç duyduğu gözleminden kaynaklanmaktadır.

Yazarlar, daha yüksek progesteron seviyelerinin, şiddetli COVID-19 ile ilişkili abartılı enflamatuar bağışıklık yanıtı  azaltan immünomodülatör (düzenleyici) bir role sahip olabileceğini öne sürüyor.

Bu çalışmada progesteron, iyileşme oranını iki katına çıkardı

Çalışmanın birincil sonlanım noktası, hastanın yatışından 7. güne kadar klinik durumdaki değişiklikti. İkincil sonlanım noktaları, hastanede kalış süresi, ilave oksijen kullanım günleri ve entübasyon ihtiyacı idi.

  • Sonuçlar, progesteron alan erkeklerin, kontrollere kıyasla başlangıçtan 7 gün sonra klinik skor durumunda ortanca 1.5 puanlık önemli bir iyileşme gösterdiği.
  • İlk 7 günde progesteron grubundaki on dört erkek (% 70), kontrol grubundaki yedi erkek (% 32) ile karşılaştırıldığında iyileşti.
  • Ek olarak, çalışmanın ilk 7 günü boyunca, progesteron alan 20 erkek arasında klinik iyileşme olasılığı 0.76 iken, plasebo alan 22 kontrol arasında 0.55 idi, bu önemli bir fark olarak kaydedildi.
  • Progesteron grubu ayrıca oksijen takviyesi için ortanca 3 günlük bir azalma ve hastanede kalış ortanca süresinde 2.5 günlük bir düşüş yaşadı. Mekanik ventilasyon ihtiyacı da kontrol grubuna kıyasla progesteron grubunda daha düşüktü (0'a karşı 4 hasta).
  • Hiçbir hastada progesterona atfedilebilecek ciddi bir yan etki görülmedi, progesteron tedavisinin kesilmesini gerektiren hiçbir yan etki meydana gelmedi ve tedavinin iyi tolere edildiği görüldü.

Progesteron grubundaki bir hastada iki tromboembolik olay (damarda kan pıhtılaşması), kontrol grubundaki iki hastanın her birinde bir tromboembolik olay meydana geldi. İki grubun her birindeki hastalar karşılaştırılabilir sayıda ciddi yan etki bildirdi ve her gruptan bir hasta öldü.

Çalışma, SARS-CoV-2 için pozitif test edilen, akciğer tutulumu kanıtı olan, oda havasında % 94 veya daha az oksijen satürasyonu olan ve takviye oksijen kullanan, Nisan-Ağustos 2020 arasında hastanede yatan yetişkin erkekleri kaydetti.Hastalara tromboembolizm için ilaç verildi ve bu, COVID-19 nedeniyle hastaneye yatırılan tüm hastalar için önerilen bir önlemdi. Yazarlar, şu anda kullanılan dozajda progesteron takviyesinin tromboembolizmi teşvik ettiğine dair hiçbir kanıt bulunmadığını belirtiyorlar.

Tedavi rejimi, 5 güne kadar günde iki kez 100 mg progesteron enjeksiyonu gerektiriyordu, ancak hastalar hastaneden taburcu olacak kadar iyileşirlerse tedaviyi erken bırakabilirler. Protokol ayrıca, COVID-19 için varsayılan fayda sağlayan diğer tedavilerin kullanımına da izin verdi.

Kaydolan hastalar ortalama 55 yaşındaydı, % 78'i beyazdı ve çoğu Hispanik etnik kökene sahipti. Genel olarak, % 85'i hastaneye yatışta ilave oksijen kullanıyordu. Ortalama vücut kitle indeksi kg / 31.6 kg / m 2 idi. Hastaların % 48 hipertansiyon, % 45'i obez ve % 25'i şeker hastası idi.

7 puanlık bir değerlendirme ölçeği kullanılmış ve aşağıdaki kriterlere göre puanlanmıştır: 1. Ölüm; 2. Entübasyon ve mekanik ventilasyon ile hastaneye yatırılmış; 3. Yüksek akışlı oksijen cihazlarında hastaneye kaldırılmış; 4. Ek oksijen gerektiren hastaneye kaldırılmış; 5. Hastaneye yatırılmış, ilave oksijen gerektirmeyen; 6. Hastaneye yatırılmamış, faaliyet sınırlaması; 7. Hastaneye yatırılmamış, aktivitelerde sınırlama yok.

Çalışma araştırmacı tarafından başlatıldı ve hiçbir ticari destek yoktu. Ghandehari ve başka bir ortak yazar, COVID-19'u tedavi etmek için bir progesteron agonisti kullanmak için bir patent başvurusunda bulundu.

İLGİLİ KONULAR