
Kanser ve diyabet (şeker hastalığı) ilişkisi – 9 kanser türü diyabet riskini artırıyor
Kanser tanısının diyabet riskini etkileyip etkilemediği, yani kanserin şeker hastalığının bir nedeni olup olmadığı, merak edilen sorulardandır. Bu nedenle Güney Kore Seul’daki Sungkyunkwan Üniversitesi araştırmacıları, 10 yıl boyunca yarım milyondan fazla erkek ve kadının tıbbı verilerini inceledi ve sonuçta; dokuz kanser türünün, daha sonradan ortaya çıkan diyabet riskini artırdığı gösterildi.
Diyabet riski, kanser teşhisin ardından ilk 2 yıl için en yüksek düzeyde bulundu. Çalışma 2003'ten 2013'e kadar sürdü.
Şimdiye kadar birçok araştırma, tam tersi bir ilişkiye işaret etmişti; yani şeker hastalığı çeşitli kanser türlerinin gelişmesi için bir risk faktörü olarak değerlendirilmiştir. Bu çalışma gibi sınırlı sayıdaki kanıt ise, özellikle pankreas, kolorektal ve meme kanseri tanısından sonra yeni diyabet gelişme riskinin arttığını göstermektedir.
Bu veriler, obezite, hareketsizlik ve sigara gibi bilinen diyabet risk faktörlerinden bağımsız olarak kanserin, artan diyabet riski ile ilişkili olduğuna dair kanıtlara işaret emektedir.
Bu durum kanser hastalarının rutin diyabet taraması yaptırmasının önemli olabileceği anlamına geliyor. Zaten birçok deneyimli kanser merkezi, hastalarının uzun süreli kontrollerinde, şeker hastalığı ile ilgili parametreleri de takip etmektedir.
Pankreas kanseri sonrası diyabet riski 5 kat fazla bulundu
Mevcut çalışma, başlangıçta kanser öyküsü olmayan 52-58 yaş arası 524.089 kadın ve erkekten oluşuyordu. Ortanca 7 yıllık takip süresi boyunca 15.130 katılımcıya kanser teşhisi koyuldu. Kanser teşhisi alanlar, almayanlara göre genelde daha yaşlı, günlük alkol tüketen, vücut kitle indeksi yüksek ve daha fazla komorbiditesi (ek hastalığı) olan kişilerdi.
- Çalışmanın en önemli sonucu olarak, 10 yılda gözlenen 26.610 diyabet olgusunun 834'ü kanser gelişimi sonrasında ortaya çıktı ve kanser tanısına sahip olmanın, diyabet riskini 1.35 kat artırdığı bulundu (yaş, cinsiyet, metabolik faktörler ve ek hastalıklar gibi diğer diyabet risk faktörlerinden bağımsız olarak).
- Alt grup analizinde ise, pankreas kanserine sahip olanların, diyabet riskinin 5.2 kat arttığı bulundu.
- Böbrek, karaciğer, safra kesesi, akciğer, hematolojik (kan ve kemik iliği kaynaklı), meme, mide ve tiroid kanserlerinin de yeni diyabet riskini önemli ölçüde artırdığı bulundu.
- Testis ve beyin tümörlerine sahip olmak ise, diyabet riskinin az miktarda artmasıyla ilişkilendirildi. Diğer yandan ise rahim, over (kadın yumurtalık), baş ve boyun, özofagus (yemek borusu) veya prostat kanserlerinin gelişmesinden sonra ise diyabet riskinin artmadığı gözlendi.
Kanser hastalarında diyabet riski, teşhis sonrası ilk 2 yıl içinde en yüksek olarak gözlendiği için, kortikosteroidler veya kemoterapi gibi kanser tedavilerinin, bu durumda rolü olabileceği düşünülüyor. Bununla birlikte kanserin direk etkileri de diyabet riskini artırabilir; kanser kaşeksisinin, insülin direnci, bozulmuş glukoz toleransı ve diyabet ile ilişkili olması dikkat çekicidir.
Sonuç
Hem kanserin kendisine bağlı bazı faktörlere hem de tedavilerine bağlı olarak, kanser hastalarında diyabet gelişim riski artabilir. Bu nedenle, özellikle yukarıda adı sayılan 9 kanser türüne (pankreas, böbrek, karaciğer, safra kesesi, akciğer, hematolojik, meme, mide ve tiroid) sahip hastaların diyabet yönünden daha yakın takipleri planlanabilir. Kanser hastalarındaki diyabetle ilgili özel nedenleri, kişisel faktörleri araştırmak ve bu durumun en uygun yönetim stratejisinin oluşturulmak üzere ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.
Yul Hwangbo, Danbee Kang, Minwoong Kang ve ark.
Incidence of Diabetes After Cancer Development A Korean National Cohort Study.
JAMA Oncology, June 2018.