Onkolojide antidepresanların gerekli olduğu durumlar, yararları ve yan etkileri

Onkolojide antidepresanların gerekli olduğu durumlar, yararları ve yan etkileri

Kanser tedavi süreci yalnız fiziksel değil ruhsal bazı rahatsızlıkları da beraberinde getirebilir. Tedavi bireyi bütünüyle düşünerek planlanmalıdır. Bu yönde psikolojik olarak zorlanan kanser hastalarında tedavinin gerekli bir parçası olarak antidepresan kullanımı olabilmektedir. Bu yazıda son 30 yıldaki önemli klinik çalışmalar ve verilerin incelenerek kanser tedavi sürecinde antidepresanların yerine dair bilgi sahibi olabilirsiniz.

Kanser hastalarının %40-60 'ını duygusal sıkıntı ve kaygı durumu etkiler

Bunlar arasında onkolojide en yaygın görülen ve tedavisi desteklenenler uyum ve stresle ilişkili bozukluklar ile majör depresyondur. Antidepresanların bu noktadaki rolü kanserli bireylerin depresyon belirtilerini azaltmak ve yaşam kalitelerini iyileştirmektir.

Antidepresanların kanser tedavisinde iki temel faydası görülmektedir:

  1.  Stres, anksiyete, depresyon gibi rahatsızlık veren psikolojik durumların şiddetini azaltmak veya ortadan kaldırmak 
  2. Ateş basmaları, nöropatik ağrı, mide bulantısı, kusma ve kaşıntı gibi tedavi yan etkilerinin tedavisi.

Aktaracağımız araştırma, 1997 yılında başlayıp 2017 yılında tamamlanan, kanserde antidepresanların kullanımına dair önemli çalışmaların sonuçlarını özetlemektedir.

Antidepresanların özellikleri ve etki mekanizmaları

Farklı etki mekanizmaları olan 4 sınıf antidepresan vardır. Bunlardan birinci sınıf antidepresanların (monoamin oksidaz inhibitöleri gibi) bazı dirençli depresyon türlerinin tedavisinde etkisi vardır, fakat onkolojide kullanılan güçlü ağrı kesicilerle (opioidler) etkileşim riski olduğu için tercih edilmezler. Diğer birinci sınıf antidepresanlar da (trisiklik antidepresanlar gibi), kanser hastalarında pek çok yan etkiye sahip olabildiğinden (örneğin antikolinerjik etki), genellikle onkolojide kullanılmazlar.

Son on yılda daha az yan etkiye sahip ikinci ve üçüncü nesil antidepresanlar onkolojide yaygın olarak tercih edilmişlerdir. Ayrıca son zamanlarda piyasaya sürülen, dördüncü nesil olarak da adlandırılan antidepresanlar da vardır; agomelatin ve vortioksetin gibi. Bunların onkolojideki deneyimi sınırlı ve eksiktir. Diğer ilaçlar, psikostimülanlar ve halüsinojenler gibi, ayrıca sınıflandırılmış ve açıklanmıştır.

Onkolojide en sık tercih edilen antidepresan grubu: Seçici serotonin gerialım inhibitörleri - SSRI

Kanser hastalarında depresyon durumunda ilk tercih edilen antidepresanlardır. Bu ilaçlar, beyinde mutluluk hormonu olarak adlandırılan serotonin miktarını artırarak etki ederler. SSRI'lerden bazıları - örneğin fluoksetin ve paroksetin - kanser tedavileri ile etkileşebileceği unutulmamalıdır. Onkolojide en sık tercih edilen ve en az ilaç etkileşimi olan SSRI'ler sertralin, sitalopram ve essitalopramdır.

Antidepresanların klinik olarak psikolojik rahatsızlıklarda kullanımı

Depresyon

Depresif bozukluklar kanser hastalarında toplum geneline göre iki-üç kat daha fazla görülmektedir. Kanser hastalarında depresyon tedavisinin antidepresanlarla yapılması plasebodan daha etkili görülmüştür. Ayrıca depresyonun şiddeti; hafif-orta dereceli ya da major gibi ayrılarak tedavi edilir.

Strese bağlı bozukluklar

Akut stres bozuklukları, travma sonrası stres bozuklukları (TSSB) ve uyum bozuklukları da dahil; stres ve stresle ilişkili bozukluklar, kanser hastalarında sık görülür. TSSB tedavisi için antidepresanların etkinliği ile ilgili klinik çalışmalar, seçici serotonin geri alım inhibitörlerinin etkili olduğunu düşündürmektedir.

Anksiyete bozukluklar

Kanser hastalarında anksiyete bozukluklarda (gobiler, kemoterapi, mide bulantısı, kusma, sosyal kaygı dahil olmak üzere ciddi ve devam eden bu gibi korkular) seçici serotonin geri alım inhibitörleri ve serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörü tercih edilir.

- İlgili Konu: Anksiyete nedir? Kanserde anksiyete belirtileri ve tedavisi

Uyku bozuklukları

Depresyon ve stresle ilişkili ya da anksiyete bozukluğun bir parçası olarak kanser hastalarında uyku / uyanıklık döngüsü bozuklukları sık görülür ve doğru bir şekilde ele alınmalıdır. Hipnotik ilaçlara ek olarak, çoğunlukla benzodiazepinler, sedatif bileşenler ile antidepresan kullanımı (örneğin mirtazapin ve trazodon) yararlı olabilir.

- İlgili Konu: Uyku problemleri öğrenmeyi etkiliyor - Kaliteli uyku nedir, iyi bir uyku için ne yapmalı?

Kansere bağlı diğer şikayetler

Bilimsel kanıtlarla dayanan klinik uygulamalar antidepresanların iştahsızlık, uyku bozuklukları, ağrı, kaygı ve yorgunluk gibi psikiyatrik olmayan kansere bağlı semptomları iyileştirmek ve yaşam kalitesini artırmak için kullanılabileceğini göstermektedir.

Ağrı

Ağrı, kanser hastalarında en sıkıntılı durumlardan biridir. Kanser ağrısında Antidepresanların yardımcı bir ağrı tedavisi olarak kullanımı Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği (ESMO) kanser ağrısı yönetimi kılavuzlarında önerilmektedir. Serotonin norepinefrin geri alım inhibitörü (venlafaksin ve duloksetin), kanser hastalarında nöropatik ağrının kemoterapi tedavisinde etkili olduğu öne sürülmektedir.

- İlgili Konu: Kanser ağrısı nasıl tedavi edilir?

Ateş basmaları

Hormona duyarlı kanserlerin (örneğin meme ve prostat kanseri) tedavisi sırasında veya sonrasında ateş basmaları sık gözlenen bir yan etkidir. Ateş basmaları şikayetlerinin tedavisinde en sık tercih edilen antidepresan venlafaksin olmakla birlikte, antidepresanların kullanımında ve seçiminde dikkatli olunmalıdır, çünkü etkinlikleri net değildir ve antidepresanın kendisinin bazı yan etkileri bildirilmiştir. Kanser tedavisinin bir yan etkisi olarak ateş basmasında akupunktur, etkili ve daha güvenli bir yöntem olarak gözükmektedir.

İştah ve bulantı / kusma

İştah, bulantı ve kusma üzerinde anditepresanların kullanımından fayda görülür. Bir faz II klinik çalışma, kanser hastalarında iştah, uyku bozuklukları, anksiyete, ağrı ve yaşam kalitesi üzerine olumlu etkisini ve kanser hastalarında depresyona olan faydasını doğrulamıştır.

Yorgunluk

Yorgunluk, kanser hastalarında yaygın bir belirtidir. Antidepresan norepinefrin-dopamin geri alım inhibitörü bupropiyonun dopaminerjik aktiviteye dayalı kansere bağlı yorgunluğu azalttığı öne sürülmüştür.

- İlgili Konu: Halsizlik ve yorgunluk kanserin ilk belirtisi olabilir mi?

Sonuç olarak, antidepresanların şiddetli depresyonu olan kanser hastalarının tedavisinde ve diğer kansere bağlı rahatsızlıklarda etkili olduğu gösterilmiştir. Kanser hastalarında şiddetli depresyon için güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Bununla birlikte, dikkate alınması gereken sınırlamalar ve genel uyarılar bulunmaktadır. Ayrıca farklı kanser türleri de göz önünde bulundurularak, antidepresanların majör ve kalıcı depresyon tedavisinde etkisi hakkında halen devam eden araştırmalar olduğu unutulmamalı ve önerilere dikkat edilmelidir.

L Grassi, M G Nanni, G Rodin, M Li, R Caruso;

The use of antidepressants in oncology: a review and practical tips for oncologists,

Annals of Oncology, Volume 29, Issue 1, 1 January 2018

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Ciddi Hastalıklarda Hastayla İletişim: Söylenmemesi Gerekenler

Ciddi Hastalıklarda Hastayla İletişim: Söylenmemesi Gerekenler

Ciddi hastalıklara sahip hastalarla etkili iletişim kurmak, tıbbi bilginiz kadar önemlidir. Yanlış seçilen kelimeler, hastaların psikolojisine...

Stresin Kanser Üzerindeki Gizli Etkileri: Bilim Ne Diyor?

Stresin Kanser Üzerindeki Gizli Etkileri: Bilim Ne Diyor?

Stres Kanserin Seyrini Nasıl Şekillendiriyor? Stres sadece zihni değil, tümörleri de etkiliyor olabilir mi? Tarihte ilk kez Hipokrat...

Kanser Hasta Yakınlarında Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Sessiz Bir Salgın mı?

Kanser Hasta Yakınlarında Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Sessiz Bir Salgın mı?

Her yıl milyonlarca insan, kanserle mücadele eden sevdiklerine bakım veriyor. Bu süreç, sadece hastalar için değil,...

Kanser Tanısı Alan Bireyde Zihinsel ve Psikolojik Gücün Önemi

Kanser Tanısı Alan Bireyde Zihinsel ve Psikolojik Gücün Önemi

Kanser tanısı almak, bireyin hayatında sarsıcı bir etki yaratır. Birçok hasta, tanıyı öğrendiği andan itibaren yoğun...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında