Yorgunluk, kanser hastalarında en çok görülen ve hastaları en çok rahatsız eden durumlardan biridir. Kanserin kendisinin, hücre ve dokulara etkileri sonucu ortaya çıkan moleküller yorgunluktan sorumlu olabildiği gibi, kanser tedavileri nedeniyle hatta kanser tedavisi sonrası süreçte de aşırı yorgunluk olabilmektedir. Yorgunluk hastaları birçok yönden zora düşürmektedir. Diğer kanser ilişkili sorunların daha yoğun hissedilmesine, olumsuz bir ruh haline neden olmaktadır. Bunun yanında hastanın günlük aktivite ve işlerini yapabilme yetisinin azalması ve yaşam kalitesinin düşmesi söz konusu olmaktadır.

Önemli!

Çoğu zaman aynı şeyi ifade etmek için kullanıyor olsak da halsizlik ve yorgunluk farklı anlamlar taşır.

  • Halsizlik, fiziksel veya kas gücünün eksikliğidir ve kollarınızı, bacaklarınızı veya diğer kaslarınızı hareket ettirmek için fazladan bir çaba sarf edildiğini hissettirir. İngilizce’de ve tıp dilinde weakness olarak ifade edilir.
  • Yorgunluk ya da yorgunluk hissi, enerji veya güç eksikliği nedeniyle dinlenme ihtiyacı hissetmektir. Yorulma aşırı iş, kötü uyku, endişe, can sıkıntısı veya egzersiz eksikliğinden kaynaklanabilir.

Bu şikayet, kalp yetmezliği gibi bir hastalığın veya kemoterapi gibi tıbbi tedavinin neden olabileceği bir şikayettir. Kaygı (anksiyete) veya depresyon da yorgunluğa neden olabilir. İngilizce’de ve tıp dilinde fatigue olarak ifade edilir. Yorgunluk, ileri evre kanserlerde en yaygın görülen şikayet olmakla birlikte, genel olarak sıklığı %50 ile %90 arasında değişmektedir.

kanserde yorgunlugun ortaya cikmasinda belirleyici olan faktorler

Yorgunluk durumunun ortaya çıkmasında belirleyici olan bir çok faktör söz konusudur. Bu faktörleri;

  • Kişiye ait genetik ve davranışsal faktörler - Kanser ve/veya tedavisi ve neden oldukları inflamatuvar yanıt
  • Dopaminerjik aktivite değişiklikleri (beyinde bulunan davranış, uyku, duygudurum, dikkat, öğrenme üzerine etkili sistem)
  • Hipotalamohipofizer sistem çalışmasının etkilenmesi (vücudun dinçlik-yorgunluk sürecinde temel etkiye sahip hormonal sistem)
  • Kişinin bağışıklık sistem yanıtı olarak özetleyebiliriz.

Zihinsel ve fiziksel yorgunluk kavramları

Yorgunluk, zihinsel ve fiziksel yorgunluk olarak ikiye ayrılabilir. Zihinsel yorgunluk daha çok beyinde bulunan vücudun gün içi ritimleri ile ilişkili mekanizmaların etkilenmesi sonucu ortaya çıkar. Fiziksel yorgunluk ise vücut kaslarını hücresel düzeyde etkileyen moleküler süreçlerin sonucudur. Yorgunluk durumunun gelişmesinde etkili olan, her biri ayrı detaya sahip, bu faktörler nedeniyle bu belirtiden etkilenme kişiden kişiye doğal olarak çok farklılık gösterebilmektedir. Yorgunluğun derecesinin belirlenmesi tedavi edici yaklaşım açısından önemlidir. Hastanın yorgunluk derecelendirilmesi ağrı derecelendirmesine benzer şekilde anket tarzında yapılmaktadır. Uygulanabilirlik açısından ise 1-10 arasında puanlandırma yapılan ölçekler günlük değerlendirmeler için elverişlidir. Bunun dışında kas fonksiyonunu ölçen testlerle de kullanılabilmektedir. Yorgunluk gelişimini etkileyen birçok faktör olması nedeniyle yorgunluk durumu ile baş etmek kolay olmamaktadır. Ancak kanser hastalarının yaşamını çok önemli derecede etkileyen bu durumu daha iyi anlamak ve etkili tedavi yaklaşımları getirebilmek adına birçok çalışma yapılmaktadır.

hafif orta tempolu düzenli yürüyüşün egzersiz ile tedavi için en kolay uygulanabilir seçene

Yorgunluk tedavisinde kullanılan yaklaşımlar ve araştırılan tedaviler

Yorgunluğu yeterli ölçüde çözebilmek için öncelikle yorgunluk gelişimine katkısı olan nedenleri ve yorgunluğun paternini (fiziksel/zihinsel) ortaya koymak gerekir. Katkıda bulunan faktörler ağrı, duygusal stres, uyku bozuklukları, kansızlık, beslenme yetersizlikleri, kondisyon düşüklüğü ve eşlik eden diğer hastalıklar olabilir. Örneğin kansızlık nedenli yorgunluk en çok tedavi edilebilenidir. Kan veya kemik iliğinin kan yapımını artıran ilaçlar verilmesi tedavi seçeneği olabilmektedir.

1. İlaç dışı tedavi seçenekleri

Bunlar hasta eğitimi, yorgunluk günlüğü tutulması, uyku kalitesi değerlendirilmesi, davranış terapileri ve fiziksel egzersizdir. Bu tedavi yaklaşımlarının etkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Özellikle fiziksel durumu uygun hastalarda orta-ılımlı düzeyde egzersizin hem güvenilir hem de yorgunluğu etkili derecede azaltan ve hastanın tahammül düzeyini artıran bir yöntem olduğu son yapılan geniş çaplı değerlendirmede ortaya koyulmuştur. Bu bağlamda hafif-orta tempolu düzenli yürüyüşün egzersiz ile tedavi için en kolay uygulanabilir seçenek olduğunu önemle belirtmek gerekir.

2. İlaç tedavileri

İlaç tedavisi seçeneklerinin hangisinin daha uygun olduğuna karar vermede nedene yönelik yaklaşım ayrıca önem taşımaktadır. Örneğin yorgunluğun nedeni uyku kalitesi bozukluğu ise uyku kalitesini artıracak sakinleştirici ilaçlar tercih edilebilirken, diğer durumlarda ise uyarıcı nitelikte ilaçlar seçilir. Kortikosteroid (kortizol) grubundan ilaçların da özellikle daha ileri evre kanserli hastalarda fayda sağladığı gösterilmiştir.

3. Tamamlayıcı ve alternatif tıp yöntemleri

Bunların içinde elimizde bilimsel kanıt olan birkaç yöntemden bahsedebiliriz. Ancak kanıtlanmamış veya üzerinde bilimsel değeri olmayan çalışmalar yapılmış seçeneklerden sakınılması gerektiği özellikle vurgulamaktayız.

  • Tamamlayıcı tıp ürünlerinden biri olan ginsengin yorgunluk üzerine etkileri konusunda yakın zamanda geniş bir değerlendirme yapılmıştır. Bu çalışmanın sonucunda ginsengin yorgunluk şiddetini hafif-orta düzeyde azalttığı, ancak fiziksel performansta kayda değer artış sağlamadığı bulunmuştur.
  • Akupunkturun yorgunluk üzerine etkinliğini gösteren sonuçlar bulunmakta ve hastalara önerilebilmektedir. 
  • Yoga ise hafif düzey bir fiziksel egzersiz olması yanında bir tür zihinsel rahatlama yöntemi olması ile özellikle batı ülkelerinde sıklıkla tedavide yerini almaktadır.
  • Bitkisel tedavilerin ne tedavi edici özelliği ne de diğer ilaç tedavileri ile etkileşimleri net değildir. Tedavi edici olması amacıyla kullanılan yüksek dozların insan bedenin de ne etki oluşturacağı belirsiz bir durumdur. Akıbeti bilinmeyen alternatif tedavilerle mevcut sağlık durumunun riske atılması durumu söz konusu olduğu unutulmamalıdır.
Kanserde zihinsel ve fiziksel halsizlik kavramları

Kanserde aşırı yorgunluk üzerine yayınlanan son kılavuzlar hastalık sürecinin en başında yorgunluk durumunun sorgulanması ve takip boyunca değerlendirilerek uygun yaklaşımda bulunulmasını önermektedir. Bazen hastalar yorgunluğu kabullenmekte veya kanıksamaktadır. Böyle olunca hasta bu durumu sağlık sorumlularına yeteri kadar veya hiç ifade etmemektedir. Yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir durumun üstesinden gelebilmek için hastayı ilk görüşte yorgunluk sorgulanmalı takip ve tedavi süreci boyunca değerlendirilip uygun yaklaşım için çalışılmalıdır. Bu konuda yayınlanan son bilimsel kılavuzlarında özellikle bu yönde önerileri bulunmaktadır.

Sonuç olarak yorgunluğun bir belirti olarak ifade edilmesini ve buna yönelik tedavilerin seçimi için hekiminizden yardım istemenizi öneriyoruz. Bunun yanında bu konuda kanıtlanmış etkisi olup, bilinen hiçbir ciddi zararı olmayan, orta düzey fiziksel egzersizin yaşamınızın ayrılmaz bir parçası olmasını dileriz.

- İlgili konu: Halsizlik ve yorgunluk kanserin ilk belirtisi olabilir mi?