2017’de Akciğer Kanseri Tedavisini Değiştiren 4 Önemli Gelişme
PACIFIC çalışması cerrahi olarak tümörün çıkarılamadığı 3. evre küçük hücreli olmayan akciğer kanseri için, tedavi ile hastalığı kontrol altına alma süresinde (progresyonsuz sağkalım) büyük ve uzun süreli bir fayda göstermiştir.
Yaşam sürelerine dair veriler henüz olgunlaşmamış olsa da, radyoterapi eş zamanlı kemoterapiden sonra immünoterapi ilacı durvalumab ( Imfinzi ) uygulaması, hastalığın kötüleşme riskini % 48 azaltmıştır. 18. ayda sağkalım oranları bu tedavi uygulanan grupta % 44, standart tedavi uygulananlarda % 27 bulunmuştur. Çalışma, 10 yıldan uzun süredir tedavisinde anlamlı bir gelişme olmayan bu evredeki akciğer kanseri için oldukça anlamlıdır.
İleri evre organ kanserleri için geniş genetik testlere FDA onayı.
Daha kapsamlı yeni nesil DNA sıralama testi ( next-generation DNA sequencing ), ender ama tedavi edilebilir hedefleri olan hastaların belirlenmesine ve moleküler onkoloji araştırmalarını hızlandırmasına umut sağlıyor. Foundation One CDx adlı genetik test, kanserle ilişkili olduğu bilinen 324 gende mutasyonları tespit edebiliyor. Bu mutasyonlar özellikle akciğer, kolon, meme, yumurtalık ve deri kanseri melanomda sıklıkla görülmektedir.
FLAURA çalışması, osimertinibi EGFR mutasyonu pozitif ileri evre küçük hücreli olmayan akciğer kanseri tedavisinde ilk sıraya taşıdı. EGFR pozitif akciğer kanseri tedavisinde ilk seçenek, eski nesil tirozin kinaz inhibitörleri erlotinib ( Tarceva ) ve gefitinib ( Iressa ) idi. Bu tedavilere direnç geliştiğinde bir genetik test daha yapılır ve bu genetik test sonucunda EGFR geninde T790M mutasyonu saptanır ise osimertinib ( Tagrisso ) kullanılırdı. FLAURA çalışması göstermiştir ki, ilk seçenek olarak osimertinib, erlotinib veya gefitinibe göre sağkalım üstünlüğü sunmaktadır.
Nükseden (tedavi sonrası tekrarlayan) küçük hücreli akciğer kanserinde immünoterapi için verilerin büyümesi. Küçük hücreli akciğer kanseri için uzun zamandır anlamlı gelişmeler yaşanmamıştı. Fakat immün kontrol noktası baskılayıcıları olarak adlandırılan yeni nesil immünoterapiler, tekrarladıktan sonra elimizde anlamlı bir tedavisi bulunmayan küçük hücreli akciğer kanserinde de etkinlik gösterecekler gibi. Henüz immünoterapilerin küçük hücreli akciğer kanserinde kullanımına dair 3. aşama klinik çalışma sonuçlarına sahip olmasak da biriken veriler, immünoterapilerin tek ajan veya kombinasyon olarak işe yarayabileceği yönünde.