Alzheimer hastalığı, çoğunlukla ileri yaş grubundaki bireylere ortaya çıkan, demansın (bunama) en yaygın türüdür. Alzheimer, yavaş ilerleme göstermesine rağmen erken yaşlarda tanı konulamayan bir hastalıktır.

Ancak geçtiğimiz günlerde Alzheimer hastalığının erken tanısı ile ilgili son derece umut verici bir makale paylaşıldı. Aralık 2021 tarihli Neurology dergisinde yer alan makalede Alzheimer hastalığının erken teşhisinde kullanılan yüksek doğruluk derecesine sahip bir kan testinden bahsedildi. Bu test, genetik risk faktörleriyle birlikte değerlendirildiğinde, Alzheimer demansı için risk taşıyan kişilerde herhangi bir belirti gözlemlenmeden önce %93'e varan doğruluk oranı ile hastalığın tespit edilmesini sağlıyor.

Washington University School of Medicine ‘nde geliştirilen bu kan testi, üç kıtadan yaklaşık 500 hastayı kapsayan bir çalışmada kullanıldı. Alzheimer hastalığının erken işaretlerini saptamada son derece başarılı olduğunu kanıtladı ve aynı zamanda testin alışılagelmiş tarama için göz önünde bulundurulması gerektiğine dair daha fazla kanıt sağladı.

Standart Tanıya Göre Kan Testinin Avantajı

Günümüzde, Alzheimer hastalığı tanısında altın standart olarak kullanılan yöntem, radyoaktif beyin taraması (PET) yöntemi ile beynin değerlendirilmesidir. Ancak bu yöntemin tarama başına ortalama maliyeti oldukça yüksektir. Diğer yaygın kullanılan testte, beyin omurilik sıvısındaki amiloid-beta ve tau proteini düzeylerinin analizi yapılmaktadır.  Bu test de, hem maliyeti hem de bel bölgesine iğne ile girişim yapılması nedeniyle bazı hastaların katlanmak istemeyebileceği yöntem olabilmektedir.

Araştırmacılar, hastalığın beyindeki varlığını ve ilerlemesini değerlendirmek için kullanılan pahalı ve zorlu yöntemlere bir alternatif olarak, Alzheimer için düşük maliyetli, kolay erişilebilir bir kan testi geliştirmek istediler. Sonunda, Bateman ve meslektaşları tarafından geliştirilen kan testi sayesinde, kandaki amiloid beta proteinleri Aβ42 ve Aβ40'ın seviyelerinin oranına bağlı olarak beyinde amiloid plaklarının birikmeye başlayıp başlamadığına dair değerlendirilme yapılabildi. Hatta kan testi bunu yüksek bir başarı yüzdesiyle gerçekleştirdi.

Yeni Kan Testinin Doğruluğu

Araştırmacılar, testin doğruluğunu teyit etmek için, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve İsveç'te devam eden Alzheimer araştırmalarına kayıtlı bireylerden alınan kan örneklerine uyguladılar. Uygulanan Aβ42/Aβ40 kan testinin, her üç çalışmada da hafıza kaybı olan ve olmayan bireyler için son derece doğru ve tutarlı sonuçlar sağladığı doğrulandı.

Kandaki amiloid seviyeleri, başka bir önemli Alzheimer risk faktörüyle (genetik varyant APOE4'ün varlığı) birleştirildiğinde, kan testinin doğruluğu, beyin görüntülemeye kıyasla %88 ve omurilik musluğuna kıyasla %93 olduğu gözlendi.

Bateman, geliştirdikleri kan testinin kullanımına ilişkin verdiği demeçte, "Bu kan testi, Alzheimer'ın araştırma ve teşhisi için büyük bir destek sağlıyor, klinik deneyler için hastaları belirleme zamanını ve maliyetini büyük ölçüde azaltıyor ve yeni tedavi seçeneklerinin geliştirilmesini teşvik ediyor" dedi. "Yeni ilaçlar piyasaya çıktıkça, hastalığın çok erken evrelerinde olanlar da dahil olmak üzere, tedaviden kimlerin fayda görebileceğini bir kan testi belirleyebilir."

- İlgili konu: Alzheimer riskini azaltan sağlıklı yaşam alışkanlıkları nelerdir?