Kanser ile mücadelede için en önemli strateji, kanserin erken saptanmasıdır. Meme kanseri, erken evrede saptandığında başarıyla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Özellikle meme kanserinde önerilen taramaların düzenli yapılması, neredeyse her 8 kadının birinde görülen bu kanser türü için çok önemlidir. Ancak buna rağmen düzenli tarama yaptırmak istemeyen, hatta zararlı olduğunu düşünen kadın sayısı da az değildir.

2015 yılında JAMA’da yayımlanan 2000 ile 2014 yılları arasında Amerika’da yapılmış 3 büyük randomize çalışmaların meta-analizinde, meme kanseri erken tanısı için kadınlara tavsiye edilen taramaların kadınlara olan fayda ve zararları ele alınmıştır. 40 yaşını doldurmuş farklı yaş gruplarının tamamında ve 13 yıl mamografi takibi yapılan kadınlarda meme kanserinden ölüm riskinde yaklaşık %20’lik bir azalma olduğu tespit edilmiştir.

- Meta-analiz nedir? Meta-analiz, belirli bir konuda yapılmış birbirinden bağımsız birden çok çalışmanın sonuçlarını birleştiren ve elde edilen bulgularının istatistiksel analizini yapan geniş kapsamlı araştırmalardır. Meta-analiz sonuçları, bilimsel anlamda en güçlü kanıtlardır.

Mart 2018’de benzer şekilde meme kanseri taramasına ait yeni bir meta-analiz sonuçları paylaşıldı. 2006-2011 yılları arasında Hollanda’da 50 ile 70 yaş arasında meme kanseri tanısı almış 72.612 kadına ait veriler incelendi ve bu kadınlarda özellikle mamografi ile düzenli tarama yaptırdıklarında meme kanserinden ölüm riskinin %20 azaldığını gösterildi.

Yine aynı çalışmada, meme kanseri tarama programına düzenli olarak katılmayı tercih etmeyen kadınlarda ise meme kanserinin ileri evrede olarak saptanma oranının 3 kat fazla olduğu gösterildi.

“Ancak burada mamografinin, meme kanserinden koruyan bir araç gibi algılanması doğru değildir. Mamografi ile meme kanseri belirtileri gelişmesinden yıllar önce kansere neden olabilecek meme değişiklikleri saptanabilir. Mamografi, meme kanseri tanısında ileri evre olma yerine, tedavinin en başarılı olduğu erken aşamada meme kanserini bulmaya ve dolayısıyla ölüm riskinin azaltılmasına yardımcı olan değerli bir görüntüleme yöntemdir.”

Ancak mamografi de tarama testi aracı olarak bazı riskleri içerir. En çok tartışılan sorunu ise gerçekte zararsız olduğu ortaya çıkan şüpheli bir şey bulunursa, tıpta “aşırı tanı” adı verilen gereksiz biyopsi yapılmasına neden olabilirler. Bu durum özellikle 40-45 yaşları arasındaki kadınlardan daha fazla olduğu gözlenmiştir. 45 yaş sonrası kadınlarda ise bu olasılık azalmakta, yöntem daha güvenilir kabul edilmektedir. Bu nedenle mamografilere başlangıç yaşı 40 mı olmalı? 45 mi olmalı? sorusu, çok tartışmalı bir konu olmuştur.

Mamografi ile meme kanseri taraması kimlere, hangi yaşlar arasında ve ne kadar süre ile yapılması tavsiye edilmektedir?

Ailesinde meme kanseri olmayan ve meme kanseri için normal risk taşıyan kadınlar için Amerika Kanser Derneği (American Cancer Society-ACS) tarafından oluşturulan meme kanseri tarama kılavuzu, tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır.

Buna göre;

  • Ortalama meme kanseri riski olan kadınlar, 45 yaşında mamografilere başlamalıdır.
  • Ancak kadınlara, eğer istiyorlarsa, 40 yaşından itibaren mamografi ile tarama hakkı verilmelidir. Bu konuda sağlık uzmanları yardımcı olmalıdır. 
  • 45 - 55 yaş arası kadınların yılda bir kez mamografi yapılması, bu yaşa kadar düzenli taramalarda riski olmayan kadınlarda ise doktoru önerdiğinde 2 yılda bir taramaya geçilmesi tavsiye edilmelidir. 
  • 55 yaş sonrası kadınlar, eğer istiyorlarsa mamografi ile yıllık tarama hakkı verilmelidir. 
  • Sağlıklı olan ve en az 10 yıl yaşam sürme beklentisi olduğu umulan kadınlar, mamografi ile düzenli olarak taranmaya devam etmelidir.
  • Bir sağlık kuruluşunda tarama amaçlı yapılan doktor muayenesi veya kendi kendine yapılması önerilen meme muayeneleri artık önerilmemektedir.
mamografi kaç yaşında başlamalı ne sıklıkta yapılmalı meme kanseri erken tanı

American Cancer Society’ye (ACS) göre; meme kanseri için yüksek riskli olma kriterleri nedir?

Doktorunuzla aile ve kişisel tıbbi geçmişiniz hakkında konuşmak gerekmektedir. Ancak genel olarak,

  • Ailesinde (anne, kız kardeşi veya kızı gibi birinci derecede akrabasında) meme kanseri olan kadınlar,
  • Bilinen kalıtsal gen mutasyonu (BRCA1 veya BRCA2) olan kadınlar,
  • 10 ila 30 yaşları arasındayken göğüs bölgesine radyasyon tedavisi yapılan kadınlar ve
  • Kendisinde meme kanseri öyküsü olan kadınlar ikincil meme kanseri gelişimini için yüksek riskli olarak kabul edilir. Bu grubun dışındakiler ise normal/ortalama riskli olarak kabul edilir.

-İlgili konu: Kalıtsal meme kanserli kişiler nasıl takip ve tedavi edilmeli?

Meme kanseri için yüksek riskli kabul edilen kişilerde tarama başlangıç yaşı, sıklığı ve yöntemi ne olmalı?

Yüksek riskli kişilerde mamografi yerine değil de mamografiye ek olarak meme MR (manyetik rezonans) yapılması önerilmektedir. Ancak MR’ın yıllık düzenli olarak yapılmasını destekleyecek yeterli kanıt yoktur. Özellikle, Kişisel meme kanseri geçmişi, duktal karsinoma in situ (DCIS), lobüler karsinoma in situ (LCIS) , atipik duktal hiperplazi (ADH) veya atipik lobüler hiperplazi (ALH) öyküsü olan veya mamografisinde meme dokusu “aşırı” veya “heterojen” yoğun göğüslere sahip olan kişilere MR çekilmesi önerilmektedir.

-İlgili konu:  Kanser olmayan ancak kanser riskini artıran meme kitleleri

Yüksek risk altındaki kadınların tarama başlangıç yaşını belirlemede doktoru ile yapacağı görüşme sonrası karar verilmelidir. Ancak tavsiye edilen yaş çoğu kadın için, 30 yaşındayken MR ve mamogramlarla tarama yapmaya başlamalı ve sağlıkları sürdüğü sürece devam etmelidir.

ACS kılavuzunda daha önce 40 yaş olarak belirlenmiş olan rutin meme kanseri tarama yaşını neden 45 yaş olarak değiştirildi?

Yapılan çalışmalarla kanser riskinin 40-44 yaş arasında daha düşük olması ve taramalara sırasında aşırı tanıya neden olabilecek şüpheli-yanlış pozitif sonuçlarla zarar görme riskinin biraz daha yüksek olması nedeniyle 40 yaşında taramayı başlatmak gerekli değildir. Risklere yönelik fayda-zarar dengesi 45 yaş sonrası daha elverişli hale gelmektedir.

40 yaşında bir kadın ne yapmalı?

Bazı kadınlar için meme kanseri olma kaygısı daha ağır basabilir. Dolayısıyla mamografi ile erken saptanabilecek gerçek şüpheli lezyonun atlanma olasılığını en aza indirmek istiyorsa mamografi taramasının 40 yaşına başlatılmasından hiçbir mahsur yoktur. Bu kaygısını ve kendisi için en doğru yöntemi doktoru ile konuşmalıdır.

ACS’ye göre, yıllık yapılan mamografiler neden 55 yaş sonrası 2 yılda bir yapılmalıdır?

Meme kanseri kadınlarda menopoz sonrası daha sık görülmekle birlikte o yaşlarda meme kanseri daha yavaş büyüme eğilimi göstermektedir. Ayrıca meme yoğunluğu yaşla birlikte daha azaldığı için tespit etmek daha kolay olmaktadır. Ancak taramasını 2 yılda bir yaptırmak istemeyen kadınlar için 55 yaş sonrası yıllık takipte kalmak ta diğer bir seçenek olarak durmaktadır.

Mamografide alınan radyasyon kanser yapar mı?

Mamografi düşük doz radyasyonla çekim yapabilen özel bir röntgen cihazıdır. Klasik röntgenden en önemli farkı ise, mamografinin daha düşük dozda radyasyon ile daha yüksek kalitede görüntü verebilmesidir.

Bu konu ile yapılan birçok çalışmada mamografi ile verilen radyasyonun kansere neden olmadığı yönündedir. Ancak bazı çalışmalarda ise bu riskin mamografi sıklığına, alınan doza ve maruziyet süresine göre değişebileceği yönündedir. Bu nedenle obez veya iri memeli kadınla ile yoğun meme dokusu olan kadınlarda görüntülemede daha yüksek doz radyasyona maruz kalması nedeniyle riskin artabileceği belirtilmektedir. Ancak yine de önerilen tarama stratejileri ile ilişkili olan radyasyona bağlı meme kanseri insidansı ve ölüm sıklığının radyasyon harici gelişen meme kanserinden ölümlerine göre düşük olduğu söylemek yanlış olmayacaktır.

ACS’ye göre, elle yapılan meme muayenesi artık önerilmemektedir!

Klinik meme muayenesi bir doktor tarafından yapılan meme muayenesidir. Bunun yanı sıra eskiden kadınların ayda bir memelerini elle kendi kendilerine muayene etmeleri ve eline gelen şüpheli kitleleri doktora danışmaları önerilmekteydi. Son ASC kılavuzunda, meme kanseri taraması amaçlı, klinik meme muayenesi ve kadınların elle yaptıkları meme muayenesinin artık yapılmaması önerilmektedir.

Buna neden olarak son yıllarda yapılan çalışmalarda eski sonuçların aksine klinik muayenenin erken tanıda çok az katkı sağladığının gösterilmesi ve elle muayene ve mamografinin yapılmasının yalancı şüpheli lezyonların oranının artmasına neden olması olarak gösterilmiştir. Aynı şekilde, kanıtlar kadınların ayda bir yaptığı elle muayenenin meme kanserinden ölümleri azaltmaya yardımcı olmadığını göstermektedir.

Ancak kadınlar fiziksel olarak memelerinde gözle görülür bir anormallik gördüklerinde veya memelerinde farklı bir oluşum hissettiklerinde bu durumu mutlaka bir doktorla paylaşmaları önerilmektedir.

Kusursuz bir yöntem olmasa da mamografi bugün hala, meme kanseri erken tanısında en etkili tarama yöntemi olarak gösterilmektedir. Mamografi ile yapılan düzenli taramaların, kadınlarda meme kanserine bağlı oluşacak hastalık yükünü azaltacak değerli bir araç olduğu hatırlanmalıdır.