Prostat Kanserinde PSA ile Erken Tanı Tartışması

Günümüzde kanserde erken tanı için tarama testleri içerisinde en çok tartışılan konulardan biri Prostat Spesifik Antijen'in (PSA) prostat kanseri taramasındaki yeridir. Çünkü, indolen (yavaş ve selim ilerleyen) prostat kanserlerine giderek daha fazla ve gereksiz bir şekilde tanı konulmakta ve tedavi verilmektedir; bu duruma tıpta overdiagnosis (aşırı tanı) denilmektedir (bakınız "Gleason 6 prostat kanseri midir ve tedavi edilmeli mi?" adlı yazımız). Bu nedenle en uygun stratejiyi geliştirmek için birçok çalışma dünya genelinde sürdürülmektedir. Bu süregelen çalışmalara bir yenisi de New York, Montefiora Tıp Merkezinden Dr. Evan Kovac ve arkadaşları tarafından eklendi. Dr. Kovac ve arkadaşları, 1993 ve 2000 yılları arasında gerçekleştirilen Prostate, Lung, Colorectal, and Ovarian Cancer Screening Trial (PLCO) ileriye yönelik izlem çalışmasından (prospektif kohort) elde edilen veriler üzerinde ikincil bir analiz gerçekleştirdiler ve sonuçlarını 15 Ocak 2020'de JAMA Network Open adlı dergide yayımladılar. ABD’de Ulusal Kanser Enstitüsü'nün sponsorluğunu yaptığı PLCO çalışması; 55-74 yaşları arasında yaklaşık 148,000 kişinin katıldığı büyük ölçekli bir çalışmadır. 2015’e kadar katılımcılar takip edilmiştir ve bu çalışma sayesinde kanser tarama programları ve kanser ilişkili mortalite (ölüm hızı) ile ilgili değerli veriler toplanmıştır.

Çalışmanın Detayları

  • Dr. Kovac ve ekibi, 55 ve 60 yaşları arasında olan 10,968 erkek katılımcının verilerinin üzerinde analiz yaptılar.
  • Katılımcıların median (ortanca) takip süresi 11.7 yıl idi.
  • Analizlerinde, katılımcıların çalışma başlangıcında ölçülmüş olan PSA değerleri ile bu kişilerin klinik olarak anlamlı prostat kanseri geliştirme oranları arasındaki ilişkiyi istatistiksel olarak incelediler.
  • Dr. Kovac ve arkadaşları bazal (başlangıçtaki) total PSA düzeyleri 2 ng/mL ve altında olan gruptaki erkeklerin klinik olarak anlamlı prostat kanseri geliştirme riskinin çok daha düşük olduğunu saptadı.
  • Bazal PSA değerleri 0,49 ng/mL altında olduğunda risk en düşüktü.

Klinik Anlamlı Prostat Kanseri Geliştirme Hızları (İnsidansı) Alt Gruplar İçin Şöyleydi:

  • bazal PSA ≤ 0,49 ng/mL için %0,4;
  • bazal PSA 0,50-0,99 ng/mL için % 1,5;
  • bazal PSA 1,00-1,99 ng/mL için %5,4;
  • bazal PSA 2,00-2,99 ng/mL için %10,6;
  • bazal PSA için 3,00-3,99 ng/mL için %15,3;
  • ≥ 4,00 ng/mL için %29,5.

Sonuç Olarak, 55 ile 60 yaş arasındaki erkeklerde PSA değerlerinin uzun süreli klinik anlamlı prostat kanserine yakalanma ile ilişkili olduğu saptandı. Bu yaş aralığında PSA düzeyleri 2 ng/mL altında olan erkeklerde erken tanı için yapılan taramaların daha seyrekleştirilebileceği, 1 ng/mL altında olanlarda ise bu taramalara devam edilmeyebileceği Dr. Kovac ve arkadaşlarınca önerildi.

Not: Araştırmacılar klinik olarak anlamlı prostat kanserini şu kriterlerle belirlediler: Klinik veya patolojik Gleason 7 ve üstü, Klinik evrelemede cT2b ve üstü, patolojik evrelemede pT3 ve üstü ve prostat kanserine bağlı ölüm.

PSA Tartışmalarını Alevlendiren ABD'li Aktör Ben Stiller'in Hikayesi

PSA tartışmalarını alevlendiren aktör Ben Stiller prostat kanseri

PSA tartışmalarının daha da alevlenmesine ön ayak olmuş bir haber, 2016'da sosyal medyanın, onkolojinin ve Hollywood'un gündemine oturdu. Dünya çapında tanınmış komedyen Ben Stiller prostat kanseri tanısı aldığında 48 yaşındaydı. Ben Stiller kanser olduğu haberini aldığı anı ünlü Breaking Bad dizisindeki başrol karakteri olan Walter White’ın akciğer kanseri olduğunu öğrendiğindeki ana benzetiyor, ancak orada kendisini ve doktorunu filme çeken bir kamera olmadığına dem vuruyor. Ben Stiller’ın, prostat kanseri olduğunu öğrendikten sonra ilk yaptığı şey, kimlerin bu kanserden kurtulup hayatına devam ettiğini Google’da aramak olmuş. Başka ünlü bir film yıldızı olan Robert de Niro ve ABD dışişleri bakanlığı yapmış olan John Kerry gibi birçok ismin de prostat kanseri olduğunu ve ardından da yaşamlarına yıllardır devam ettiğini görmüş ve bu durum onu biraz rahatlatmış. Aktörün prostat kanseri tanısı alışı öyküsüne gelelim. 2012’de Ben Stiller’a hekimi PSA testi yaptırmayı önerir. Ben Stiller’ın o dönem prostat kanserini düşündürecek herhangi bir şikayeti yoktur. Prostat kanseri için yüksek risk faktörlerine sahip değildir ve ailesinde de prostat kanseri öyküsü yoktur. Bazal PSA değerinin normalden yüksek olması nedeniyle Ben Stiller, 1.5 yıl süresince belli aralıklarla PSA ölçümü takibine alınır. Takipte, PSA seviyeleri yükselmeye devam edince Ben Stiller, üroloji uzmanı bir hekime yönlendirilir. Üroloji uzmanı, parmakla makattan muayene (rektal tuşe) yaptıktan sonra Ben Stiller’a MR görüntüleme yaptırır ve ardından bunu prostat biyopsisi izler. Patoloji sonucu da orta agresif prostat kanseri olarak gelir. Ben Stiller 3 ay içerisinde robot yardımlı laparoskopik (kapalı) radikal prostatektomi operasyonu geçirir. Aktör şu anda 54 yaşında ve hayatına sağlıklı bir şekilde devam ediyor. Ben Stiller bilimsel bir yaklaşımı olmadığının üstüne basarak daha fazla erkeğin bazal PSA takibi yaptırmasını öneriyor. Amerikan Kanser Cemiyetinin (American Cancer Society) önerisine uymayarak daha erken iyi ki bazal PSA baktırdığını ekliyor ve belki de bu taramanın hayatını kurtardığını belirtiyor.

Sonuç

Yazımızın konusu olan araştırma ve Ben Stiller'in hikayesi, prostat kanseri taraması olarak kan PSA düzeyinin ölçülmesini ve bunun şu an ki önerilen yaşlardan daha erken (örneğin 45-50 arası) yapılmasını destekler niteliktedir. Buna karşın erken yaşta ve tüm erkeklere PSA bakılmasının aşırı test, aşırı biyopsi ve belki de hiçbir zaman bir şikayete neden olmayacak ılımlı (örneğin Gleason skoru 6) prostat kanserlerine aşırı müdahale riski de taşımaktadır. Bu nedenle prostat kanseri taraması olarak PSA bakılması için önerimiz şu şekildedir: En az 10 yıllık yaşam beklentisine sahip olan 50 yaş ve üstü erkekler, potansiyel faydalar, riskler ve prostat kanseri taramasına ilişkin belirsizlikler hakkında bilgi aldıktan sonra prostat kanseri için tarama yaptırıp yaptırmayacağını belirlemek için sağlık uzmanlarıyla bilinçli kararlar alma şansına sahip olmalıdır. Prostat kanseri taraması bilgilendirilmiş karar-onam süreci olmadan yapılmamalıdır.