IsoPSA adında yeni bir kan testi ile prostat biyopsilerinin %40'ın üstünde bir oranda önlenebileceği, 13. Amerikan Üroloji Birliği Yıllık Toplantısı'nda sunulan bir çalışma ile gösterildi.

IsoPSA, yüksek dereceli (Gleason skoru ≥ 7) prostat kanserini, benign (iyi huylu) oluşumlardan veya düşük dereceli (Gleason = 6) prostat kanserinden ayırmak için bulunan, protein yapıda bir biyobelirteçtir.

Sonuçlar, IsoPSA ölçümünün, hem ön çalışmada (% 45) hem de validasyon (doğrulama) çalışmasında (% 47) prostat biyopsileri %40'tan fazla önleyebileceğini gösterdi. Bu da IsoPSA kullanımının prostat biyopsisi ihtiyacını, dolayısıyla agresif olmayan (yaşam kaybına yol açmayacak) prostat kanserinin aşırı tespiti ve aşırı tedavisini önemli ölçüde azaltabilir.

Cleveland Clinic'ten Dr Eric Klein ve ekibi tarafından yürütülen ön çalışma, çok merkezli doğrulama araştırması ile doğrulandı. Böylelikle IsoPSA tümör markırının cutoff parametreleri (normal ve normal üstü değerler) de netlik kazanmış oldu.

Klinik olarak yararlı olmak için, bir biyobelirteç hem dokuya özgü hem de kansere özgü olmalıdır. Klasik prostat spesifik antijen (PSA), prostata özgü olmakla birlikte, prostat kanserine özgü değildir; prostatı tutan birçok başka hastalıklarda da PSA yükselebilir. Bu da tanısal yanlışlığa ve çok fazla sayıda gereksiz biyopsilere yol açmaktadır. IsoPSA, yararlı bir biyobelirteç için gerekli olan doku ve kanser özgünlüğünü karşılar ve bu doğrulama çalışması, yüksek dereceli prostat kanseri daha doğru bir şekilde saptayabildiğini ve bu hastalığa yakalanma riskinin düşük olduğu hastalarda gereksiz biyopsilerin oranını azaltabildiğini göstermektedir. Önümüzdeki süreçte yapılacak daha geniş çaplı klinik çaışmalarla IsoPSA ölçümü, rutin pratikte yerini alabilir.