Radyoterapi Teknolojilerinde Baş Döndürücü Gelişmeler
Güncel bilimsel veriler ve yeni tedavilerin onaylanmasını sağlayan randomize klinik çalışmalardan elde edilen bulgular, son yıllarda radyasyon onkolojisi alanının hızla gelişmekte olduğunu ve hastaların yaşamlarına anlamlı katkılar sağladığını göstermektedir. Ortaya çıkan yeni kavramları ve daha fazla çalışma gerektiren alanları belirlemek amacıyla 2018'den 2021 yılına kadar olan ve radyoterapiyi içeren tüm randomize klinik çalışmanın (RKÇ) özetinin yapıldığı bir derlemeyi aşağıda sunduk.
NOT: Randomizasyon, tüm faz-3 ve faz-2 klinik araştırmalarında yapılır. Randomizasyon, hastaların rastgele olarak deney tedavisi grubuna ya da kontrol grubuna atanması anlamına gelir ve hastanın hangi gruba atanacağı bir bilgisayar programı veya rastgele sayılar tablosu aracılığıyla tesadüfen belirlenir. Randomize klinik çalışmalar (RKÇ), taraf riskinin az ve kanıt gücünün yüksek olduğu insan deneyleridir.
1 Ağustos 2022’de European Journal of Cancer adlı dergide yayımlanan bu derlemede öne çıkanlar kısaca şöyleydi;
- Hipofraksiyonasyon ve stereotaktik vücut radyoterapisi gibi yüksek teknolojili radyoterapinin birçok hasta için sonuçları nasıl iyileştirdiği
- Görüntüleme tabanlı kılavuz kullanan kişiselleştirilmiş radyoterapinin tedavileri uyarlamaya nasıl yardımcı olduğu
- Yaşam kalitesine ve hasta memnuniyetine odaklanan çalışmaların ön plana çıktığı
En özet haliyle, daha kısa süreli fakat daha yoğun, iyi hedeflenmiş ve yaşam kalitesini de ön plana çıkaran radyoterapi yaklaşımlarının sonuçları daha iyi.
İlgili konu: Radyoterapi – Işın tedavisi Nedir? Hangi Kanserlerin Tedavisinde Kullanılır?
Son yıllarda özellikle oligometastatik (az sayıda metastaz yapmış) kanserlerde hipofraksiyon ve sterotaksi teknolojileri ön planda.
Hipofraksiyon, azaltılmış kısa süreli yüksek doz radyoterapi uygulamasını ifade ederken;
Sterotaksi ise, bir ameliyattan veya radyoterapi uygulamasından önce vücut içindeki belirli bir tümörün tam konumunu bulmak için kullanılan bilgisayarlı bir sisteme atıfta bulunmak için kullanılır. Radyasyon onkolojisinde bu durum sterotaktik radyocerrahi (beyin tümörleri veya metastazları için) ve sterotektik radyoterapi (beyin dışı) olarak adlandırılır.
TrueBeam, Elekta Versa, RapidArc, CyberKnife, Proton tedavisi gibi yeni teknoloji radyoyterapi uygulamaları, kanser tedavisini kişiselleştirme ve hasta sonuçlarını iyileştirme konusunda büyük bir potansiyele sahip.
Hızla Gelişen Bir Alan: Radyasyon Onkolojisi
Kanser tedavisi için manzara hızla değişiyor ve çok sayıda araştırma göz önüne alındığında yazarlar, son çalışmalarda elde edilen en dikkate değer ilerlemelerin yanı sıra bazı yaklaşımlara ilişkin uyarıları ve izlenecek yeni yolları ortaya koymak üzere yola çıktılar. Bu derlemede Fransa, Villejuif, Gustave Roussy Kanser Kampüsü, Radyasyon Onkoloji Bölümü’nden Sophie Espenel ve meslektaşları Ocak 2018'den Aralık 2021'e kadar yürütülen 1347 radyoterapi RKÇ'sini belirledi. Daha sonra da bunların içinden, uygulamada değişen veya yeni ortaya çıkan kavramları gösteren verileri içeren 110 büyük faz II veya III RKÇ'yi seçtiler.
Genel olarak çalışmalar, radyasyon onkolojisi araştırmalarında "büyük bir dinamizm" gösterdi ve Dr. Espenel ve meslektaşlarına göre çok çeşitli radyoterapi uygulamalarını kapsamaktaydılar.
Araştırmaların merkezi alanı, antitümör bağışıklık tepkisini arttırmayı amaçlayan bir yaklaşım olan radyo-immünoterapiye odaklanmıştır. Örneğin bir çalışmada, ameliyat öncesi anti-PD-L1 sınıfından bir immünoterapi durvalumab ile birlikte 8 fraksiyon üzerinde 24 Gy'de uygulanan eşzamanlı stereotaktik vücut radyoterapisinin, erken evre akciğer kanserli hastalarda tek başına durvalumab ile karşılaştırıldığında majör patolojik tam yanıt oranlarını neredeyse sekiz kat arttırdığını gösterildi (%53.3’e kıyasla %6.7).
Umut verici olsa da maalesef ki eşzamanlı bir kemoradyoterapi-immünoterapi stratejisini değerlendiren tüm araştırmalar olumlu sonuçlar göstermedi. Örneğin bir RKÇ’de, bölgesel olarak ilerlemiş baş ve boyun yassı hücreli kanserin, kemoradyoterapiye anti-PD-L1 avelumab eklendiğinde ortanca progresyonsuz (ilerlemesiz) sağkalımı artırmadığı bulundu. Yazarlar ayrıca, metastatik hastalıkta yapılan çalışmaların da çelişkili sonuçlar gösterdiğini belirtti.
Bir başka ilgi çekici konu da çok daha yeni olan radyo-duyarlaştırıcı ajanlardır. Yüksek riskli, bölgesel olarak ilerlemiş baş ve boyun yassı hücreli kanseri değerlendiren bir çalışmada, apoptoz proteinlerini baskılayan eden pro-apoptotik bir ajan olan xevinapanın (debio 1143) etkinliği vurgulanmıştır. Xevinapant ilk kez standart yüksek doz sisplatin kemoradyoterapisi birlikte kullanıldı. Bu çalışmada, xevinapant alan hastaların %54'ünde ve standart bakım alanların %33'ünde 18 ayda bölgesel kontrol sağlandı. Yan etki profilleri ise benzerdi.
Yüksek teknolojili radyoterapinin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bu cihazlar, hastaların daha düşük dozlarda ve daha kısa zaman dilimlerinde daha hedefe yönelik tedaviler almalarını sağlamaktadır. Örneğin bir çalışmada, meme kanseri ameliyatı sonrası 5 fraksiyonda 26 Gy hipofraksiyone radyoterapi, standart yaklaşım olan 3 hafta boyunca 15 fraksiyonda 40 Gy radyoterapi kadar etkili ve güvenli bulundu. Araştırmacılar, rejimler arasında bölgesel kanser tekrarı, hastalıksız sağkalım ve genel sağkalım sıklığında bir fark olmadığını buldu.
Ayrıca yoğunluk ayarlı radyoterapi, stereotaktik radyocerrahi ve proton tedavisi gibi ileri tedavi yöntemleri hasta tarafından bildirilen yan etkileri ve klinik sonuçları iyileştirme potansiyeline sahiptir. Bunu hem klinik pratikte hem de son zamanlarda yayımlanan birkaç çalışmada görmek mümkün.
Kişiselleştirilmiş radyoterapi, iyileştirilmiş sonuçlar ile daha özel tedavilere izin verebilecek, yeni ortaya çıkan bir alandır. Araştırmacılar, prostat kanserini doğru bir şekilde evrelendirilmesi için PMSA PET-BT'nin geleneksel BT'den daha iyi olduğunu bulan bir çalışmayı vurgulamaktadır. Bu yaklaşım aynı zamanda daha az radyasyona maruz kalmayı sağlıyordu. Bu araştırmaya dayanan araştırmacılar, "PMSA PET-BT o zamandan beri prostat kanserinin evrelendirilmesi için tedavi standardıhaline gelmiştir" diye açıklama yapıyorlar.
Dr. Espenel ve meslektaşları, hastalar daha uzun süre hayatta kaldıkça, yaşam kalitelerinin ve hasta memnuniyetlerinin RKÇ'lerde giderek daha fazla bir sonlanım/hedef noktası haline geldiğini de belirtiyor. Uzmanlar, tedavi sekellerine ve kritik organları radyasyondan kurtarabilecek ve genel tedavi süresini azaltabilecek teknolojideki gelişmelere daha fazla odaklanmaktadır.
Ortak karar verme de birçok durumda giderek daha mümkün hale geliyor. Örneğin, farklı tedavi yöntemlerini içeren bazı klinik deneylerde, hastaların tercihlerine göre uyarlanmış yöntemlerin seçilmesine izin verildi. Sonuçlar eşdeğerdi, ancak yan etki profilleri farklıydı.
Araştırmacılar, genel olarak bu verilerin "çoğu ana tümör tipinde radyasyon onkolojisi araştırmasının büyük bir dinamizmini" gösterdiğine vurgu yapıyor.
1. Sophie Espenel, Cyrus Chargari, Pierre Blanchard, Sofia Rivera, Antonin Levy, Eric Deutsch, et al. Practice changing data and emerging concepts from recent radiation therapy randomised clinical trials. European Journal of Cancer. 01 August 2022
2. Altorki N.K. McGraw T.E. Borczuk A.C. Saxena A. Port J.L. Stiles B.M. et al. Neoadjuvant durvalumab with or without stereotactic body radiotherapy in patients with early-stage non-small-cell lung cancer: a single-centre, randomised phase 2 trial. Lancet Oncol. 2021; 22: 824-835
3. Sun X.-S. Tao Y. Le Tourneau C. Pointreau Y. Sire C. Kaminsky M.-C. et al. Debio 1143 and high-dose cisplatin chemoradiotherapy in high-risk locoregionally advanced squamous cell carcinoma of the head and neck: a double-blind, multicentre, randomised, phase 2 study. Lancet Oncol. 2020; 21: 1173-1187