Tıpta yeni bir devir başlıyor: mRNA aşıları!
Hiç kimse mRNA teknolojisinin yeni koronavirüse karşı işe yarayıp yaramayacağını bilmiyordu – fakat işe yarıyor! Bu bilim için olağanüstü bir an.
mRNA nedir?
Geçtiğimiz birkaç ay, halka bilimsel birkaç terim öğretti. R0'ı (bir virüsün üreme sayısı) ve PCR’ı (polimeraz zincir reaksiyonu test yöntemi) anlamak durumda kaldık. Şimdi de mRNA.
Bu sonuncu terim, iki yeni mRNA aşısının koronavirüse karşı harika sonuç vermelerinden dolayı son dönemlerdeki haberlerde yoğun bir şekilde yer almakta. İlk seviye denilecek düzeyde biyoloji bilgisine sahipseniz eğer, mRNA’nın “mesajcı ribonükleik asit” anlamına gelmesi size tanıdık gelecektir, fakat sahip değilseniz halk arasında kullanılan bir karşılığı bulunmamaktadır.
Aşı araştırma alanında bile, 10 yıl kadar yakın bir süre önce insanlara mRNA enjekte ederek onları enfeksiyonlardan koruyabileceğinizi söyleseydiniz, şaşkın bakışlara sebep olurdunuz.
Aslında mRNA, canlı hücreler tarafından DNA’daki gen dizilerini tüm temel yapıların yapı taşları olan proteinlere dönüştürmek için kullanılan bir moleküldür. DNA’nın bir parçası mRNA’nın bir parçasına kopyalanır (transkripsiyon), bu da protein sentezleme için hücre araçları tarafından okunur.
mRNA aşısı ne anlama gelir?
mRNA aşısında, virüse ait proteinleri ürettirecek olan mRNA, kasa enjekte edilir ve kendi hücrelerimiz daha sonra onu okur ve viral proteini sentezler. Bu proteine karşı bağışıklık sitemi, sanki virüs ile enfekte olmuşsuz gibi bir yanıt oluşturur; fakat bu proteinler kendi başlarına hastalığa sebep olamazlar. Bu, umuyoruz ki bir süre devam eden koruyucu bir yanıtı oluşturur.
O kadar güzel ve basit ki, neredeyse bir bilim kurgu. Ancak geçen hafta, bunun doğru olduğunu öğrendik. Orijinalinde bir petri kabındaki hücre kültüründe yapılan gözlemlerin gerçek hayata çevrilmesi olağanüstü bir durumdur.
İki yeni mRNA bazlı COVID-19 aşısı
Aynı zamanda faz-3 klinik çalışma sonuçlarını duyuran ilk iki COVID-19 aşılarının mRNA bazlı olmaları tam olarak şaşırtıcı değil.
Bu teknoloji üzerine çalışan şirketler, SARS-CoV-2’nin genetik kodu öğrenilir öğrenmez (Çinliler tarafından Ocak 2020 de yayınlandı) virüsün mRNA’sını üretmeye başlayabildikleri için engellerin ilkini çoktan aşmışlardı. Geleneksel aşıların yapımı çok daha uzun vakit alır.
Aşağıda, Moderna'nın mRNA aşısının geliştirilme süreci ve etki mekanizması görülebilir.
Bu yeni aşıların etkileyici performansları gelişmekte olan hali hazırdaki diğer aşıların etkilerini gölgede bırakacak olması muhtemeldir. Bu, alternatif yaklaşımların ne kadar etkili bir hal alacağına ve sonuçların ne kadar hızlı ve yoğun bir şekilde gelmeye başlayacağına bağlıdır.
Bu yaklaşım, gelecekte tüm aşılar için kullanılabilir mi?
Ancak bunun ötesinde, mRNA’nın gelecekteki tüm aşıları temsil edip edemediği sorusu var. Eğer bir koronavirüs mRNA ile bu kadar iyi ve bu kadar hızlı oluşturulabiliyorsa, neden bu yaklaşım genel olarak kullanılmasın ki? Kısaca: mRNA, bundan sonraki aşılar için varsayılan platform olacak mı? Bu, hastalıkların önlenmesinde büyük bir dönüm noktası olur.
Bunun olup olmadığını bekleyip göreceğiz. Ortaya çıktıkları zamanda sonuçların tüm detaylarının, manşetleri doğruladığını varsaysak bile, sadece zamanın göstereceği şeyler vardır. Özellikle en büyük risk altındaki kişilerde koruma ne kadar uzun sürecek? Bu aşıların etkisi sadece alıcıların maruz kaldıkları zaman hastalanmalarını engellemek için değil, aynı zamanda enfeksiyon kapmalarını da tamamen engellemek için – ya da virüsün diğerlerine bulaşmasını azaltmak için yeterli mi?
Diğer herhangi bir yeni aşı teknolojisini değerlendirdiğimiz anahtar ölçüt güvendir. Hasta olan kişileri tedavi etmek için verilen ilaçların aksine aşılar herkese sunulur. Eğer yan etkiler sadece oldukça hafif ve kısa süreli ise tolere edilebilir – çoğu insan, bir iki gün üst kolu hafif takip eden keskin bir ağrıyı ve keyifsiz hissetmeyi kabul edecektir, fakat herkes kabul etmeyebilir. Aşıların öncelik olarak ciddi bir hastalığa neden olmamaları gerekir ya da çok nadir ve aynı zaman hızla yok olacak bir duruma neden olabilirler.
Görünüşe bakılırsa mRNA güvenli olmalı. Sonuçta, her zaman vücudumuzdaki hücrelerin hepsinde bol miktarda bulunur. Ayrıca çok kırılgan bir moleküldür. Çok kolay parçalara ayrılır ve bunu yapmak için tasarlanmış proteinler tarafından hızlıca yıkılır, ki bu her yerde görülür. Laboratuvarda mRNA ile çalışmak bir kabustur çünkü kaybolmaya devam eder. Buna dayanarak, enjekte edildikten sonra çok uzun süre vücutta oyalanmamalıdır.
mRNA’nın genetik materyal olduğu gerçeği, bazı genetik yan etkilerin varlığın düşünmesine sebep olabilir. Ancak, insan hücrelerinde DNA düzenli bir şekilde RNA’ya kopyalanırken bunu tersi bir durum gerçekleşmez – RNA onu geri DNA’ya döndüremez ve genlerimizi değiştiremez. (Aslında, RNA’dan DNA yapmak – bu durum “revers transkriptaz” olarak adlandırılır – HIV virüsü gibi belirli bir virüs türünün yapabileceği bir şeydir.) Son olark yine de aşıların güvenirliğine olan güven deneyimlerden gelen bir şeydir ve bu mRNA içinde aynısı olacaktır. Güven verici o şey, halihazırdaki çalışma konularının on binlercesinde güvenle test edilmiş olmasıdır. Kısa süre içinde, bu milyonlar olacak ve – beklenmedik problemlerin görülmediğini varsayarak – güven duygusu büyüyecektir.
Gelecek aşılar için mRNA tekniği
mRNA artık yeni aşıları yapmak için tercih edilen bir yol olsun ya da olmasın, pandemi ölçeği üzerinde küresel bir felaketin çok daha hızlı bir oranda yeniliğe teşvik ettiği açıktır. Bu sadece, genellikle daha çok şüphecilikle göz önüne alınabilecek çözümlere sahip olanlara sağlanan fonların ve tüm kaynakların sonuçları değildir; ayrıca ortak bir amaç verildiğinde ve koşullar bir araya getirildiğinde, insanların başarabileceği kayda değer şeyler tarafından yönlendirilir. Bireysel kahramanları ve liderlere rağbet göstermeyi sevsek de mRNA aşıları gibi bilimsel gelişmeler her zaman farklı yetenekler ve geçmişlere sahip çoğu insanın ortak çalışmaya dayalı çabalarının ürünüdür. Aşıların kliniğe getirilmesi ayrıca çok sayıda cesur ve fedakar gönüllünün klinik deneylerde yer almasını gerektirir.
Sonuç
Geri adım attığımızda bir gerçek göze çarpıyor. Kasım ayının başında, herhangi bir aşının bu korkunç hastalığın üstesinden gelmemize yardımcı olup olmayacağını hala bilmiyorduk. Ayın sonuna yaklaştıkça, yapabileceklerinden emin olduk. Bununla birlikte de mRNA aşıları tarih kitaplarına geçiyor, ki bu başlı başına hayret edilecek bir şeydir. İnsan pratik zekası, icat ve büsbütün sıkı çalışma, en sonunda bu felaketin çıkış yolunda olduğumuz anlamına geliyor.
*
İLGİLİ KONULAR
Adam Finn. Is this the beginning of an mRNA vaccine revolution? 22 Nov 2020 theguardian.com