ESMO 2018 Kongresi'nde bildirilen KEYNOTE-048 adlı klinik araştırmanın sonuçlarına göre, pembrolizumab (Keytruda) ile immünoterapi tedavisi, nüks (tekrarlamış) veya metastaz yapmış baş ve boyun kanseri olan hastalarda yaşam süresini iyileştirmektedir.

Metastatik veya tekrarlayan baş ve boyun kanseri için mevcut standart tedavi, platin bazlı kemoterapi [sisplatin veya karboplatin ile 5-florourasil (5-FU)] artı EGFR inhibitörü setuksimabdır.

Baş boyun kanseri tekrarladıktan sonra veya 4. evrede olan hastaların yaklaşık % 35'i standart tedaviye yanıt verir ve bu da on aydan fazla bir süre ortanca sağkalım sağlar. Daha önce Ağustos 2016'da pembrolizumab ve Kasım 2016'da nivolumab (Opdivo), nüks veya metastatik baş boyun kanserlerinin 2. basamak tedavisi için FDA onayı almıştı. Yazımızın konusu olan çalışma ise, pembrolizumabın ilk tedavi olarak kullanılması hakkındadır.

İlgili Konular:

Çalışmanın Detayları

Faz III KEYNOTE-048 çalışmasında, anti-PD-1 monoklonal antikor pembrolizumabın standart tedaviye kıyasla tedavi ile hastalığı kontrol altında tutma ve yaşam süresini uzatıp uzatmadığı incelendi. KEYNOTE-048, tekrarlayan veya metastatik hastalık için önceden kemoterapi veya biyolojik tedavi almayan baş ve boyun kanseri olan hastaları kapsamakatdır.

Hastalar eşit oranda rastgele 3 gruba ayrıldı:

  1. standart tedavi: platin bazlı kemoterapi (sisplatin veya karboplatin ile 5-FU) ve setuksimab (kontrol grubu)
  2. tek başına pembrolizumab
  3. pembrolizumab artı platin bazlı kemoterapinin yeni bir kombinasyonu. PD-L1 pozitifliğine bakılmaksızın, tüm hastalarda standart tedaviye kıyasla, immünoterapi pembrolizumab ile ilgili sonuçlar sunuldu.

Çalışmanın Sonuçları

İlk karşılaştırmada 301 hastaya pembrolizumab, 300 hasta standart tedavi verildi ve ortalama takip süresi pembrolizumab için 11.7 ve kemoterapi kolu için 10.7 ay idi. PD-L1 pozitif (kombine pozitif skor [CPS]> 20) olan hastalarda;

  • Pembrolizumabla genel sağkalım süresi 14.9 ay iken, standart tedavi ile 10.7 ay bulundu.
  • Bu grup hastada immünoterapi yaşam kaybı riskini % 39 azalttı.
  • Hastaların % 23.3'ü pembrolizumaba objektif yanıt verirken, % 36.1'i standart tedaviye yanıt verdi.
  • Tedavilere medyan (ortanca) yanıt süresi, standart tedavide 4.5 ay iken pembrolizumabla 20.9 ay bulundu.
  • Gruplar arasında ortanca progresyonsuz sağkalımda (tedavi ile hastalığı kontrol altında tutma süresi) fark yoktu.

PD-L1 pozitif nüks veya metastatik baş boyun kanserli hastalar, bu çalışmanın sonuçlarına göre, pembrolizumab ile ilk tedaviye başladıklarında daha uzun yaşamaktadır.

PD-L1 pozitifliği daha düşük (CPS> 1) olan hastalarda;

  • Genel sağkalım yine pembrolizumab lehine idi (12.3 aya karşı 10.3 ay).
  • Pembrolizumab alanların % 19.1'i, standart kemoterapi alanların ise % 34.9'u tedaviye objektif yanıt verdi.
  • Ortanca yanıt süresi standart pembrolizumab ile daha uzundu (20.9 aya karşı 4.5 ay)
  • Gruplar arasında progresyonsuz sağkalımda fark yoktu (HR 1.16,% 95 CI 0.75-1.29).

-İkinci karşılaştırmada, 281 hasta pembrolizumab ve platin bazlı kemoterapinin yeni kombinasyonunu aldı ve 278 standart tedavi aldı ve hastalar sırasıyla 13.0 ve 10.7 ay medyan takip edildi.

  • Genel sağkalım, immünoterapi artı kemoterapi kombinasyonunda 13 ay iken standart tedavide 10.7 ay idi.
  • İmmünoterapili rejim, yaşam kaybı riskini % 23 azaltmıştı.
  • Yanıt oranları pembrolizumab kombinasyonu için % 35.6 ve standart tedavi için % 36.3 idi.
  • Gruplar arasında progresyonsuz sağkalımda fark yoktu.

Üç tedavi grubunda yan etkiler, klasik immünoterapi yan etkilerine benzer idi. Pembrolizumab tek başına standart tedaviden daha az yan etkiye sahipti. Kemoterapi ile kombine pembrolizumab ve standart tedavi benzer toksisiteye sahipti.

Sonuç

Bu çalışmada, standart tedaviye kıyasla, pembrolizumabın tek başına daha düşük bir yanıt oranına ve sayısal olarak daha az progresyonsuz sağkalıma sahip olması, ancak genel sağkalımın anlamlı ölçüde daha uzun olması dikkat çekicidir. Öyle ki pembrolizumab, kanser büyümeye devam ettiği zaman bile yaşamı uzatıyor gibi görünmektedir, bu da tekrarlayan ve metastatik baş ve boyun kanserinde ilk basamak tedavi olması gerektiğini düşündürmektedir. Ayrıca bu klinik araştırma, son on yıl içinde, birinci basamakta standart tedaviye üstün bir sağkalım gösteren ilk çalışmadır. Pembrolizumabın tek başına mı yoksa kemoterapiyle mi verilmesi gerektiği PD-L1 pozitifliğine bağlı olabilir ve bu soruyu cevaplamak için analizler yapılmaktadır.