Meme Kanserinde Ameliyat Sonrası Kadcyla – Uzun Dönem Yaşam Süresi Faydası Kanıtlandı

HER2 pozitif meme kanseri, tüm meme kanserlerinin %15-20'sini oluşturur ve genellikle daha agresif seyreden bir tür olmasına rağmen, hedefe yönelik tedaviler sayesinde etkili bir şekilde tedavi edilebilir hale gelmiştir. HER2 pozitif meme kanserli hastaların çoğu erken evrede tanı alır ve ameliyat öncesi uygulanan hedefe yönelik ilaçlar, kemoterapi ve cerrahi ile başarıyla tedavi edilir. Bununla birlikte, ameliyat sonrası kalıntı hastalığa sahip ve kanserin tekrarlama riski yüksek olan hastalarda adjuvan tedavi seçeneklerini geliştirmek kritik bir öneme sahiptir. Bu amaca yönelik olarak şu an onaylı ve ülkemizde de kullanılan iki temel tedavi seçeneği, trastuzumab (Herceptin ve biyobenzerleri) ve T-DM1 (Kadcyla) isimli hedefe yönelik ilaçlardır. Kadcyla'ya geçmişte FDA (ABD Gıda ve İlaç İdaresi) onayı getiren faz III KATHERINE çalışmasının uzun dönem bulguları 15 Ocak 2025'te NEJM dergisinde yayımlanmıştır. Bu çalışma, ado-trastuzumab emtansin (T-DM1) ile adjuvan tedavinin, ameliyat sonrası trastuzumaba üstün olduğunu ve bu hasta grubunda hayatta kalma oranlarını iyileştirdiğini ortaya koymuştur.

T-DM1 Nedir?

T-DM1, trastuzumab ve kemoterapi ilacı emtansinı birleştiren bir antikor-ilacı konjüreçtir. Trastuzumab, kanser hücrelerindeki HER2 reseptörüne bağlanarak, emtansinin kanser hücrelerine daha etkili bir şekilde girmesini ve hücreleri içten yok etmesini sağlar.

2019 yılında yayımlanan üç yıllık KATHERINE çalışması verileri, neoadjuvan tedavi sonrası kalıntı hastalığa sahip HER2 pozitif erken evre meme kanseri hastalarında, adjuvan T-DM1'in yaşam kaybı veya kanser tekrarlama riskini %50 oranında azalttığını göstermiştir.

KATHERINE Çalışmasının Detayları

Araştırmacılar, HER2 pozitif erken evre meme kanseri olan ve neoadjuvan tedavi sonrası meme veya aksiller lenf nodunda rezidüel invaziv hastalığı bulunan 1.486 hastayı dahil etti. Hastalar, taksan bazlı kemoterapi ve HER2 hedefli trastuzumab ile cerrahi tümör çıkarılması sonrası, adjuvan standart trastuzumab veya adjuvan T-DM1 almak üzere rastgele iki gruba ayrıldı.

Temel Bulgular

• Yaşam Kaybı ve Hastalık Riski: Adjuvan T-DM1, trastuzumab tedavisine kıyasla yaşam kaybı veya invaziv hastalık riskini %46 oranında azalttı.

• 7 Yıllık Sağkalım Oranları:

  • T-DM1 grubunda invaziv hastalıksız sağkalım %80,8.

  • Trastuzumab grubunda invaziv hastalıksız sağkalım %67,1.

  • Genel sağkalım oranları, T-DM1 grubunda %89,1; trastuzumab grubunda %84,4.

• Yan Etkiler: Adjuvan T-DM1 grubunda derece 3 veya daha yüksek yan etkiler %26,1 oranında görülmüşken, trastuzumab grubunda bu oran %15,7’dir. Ancak, genel güvenlik profili kabul edilebilir bulunmuştur.

Adjuvan T-DM1'in faydasını hastalığın yayılım derecesi, hormon reseptör durumu, neoadjuvan tedavi rejimi, cerrahiden sonraki patolojik lenf nodu durumu, yaş ve ırk gibi alt grupların tümünde tutarlı olduğu vurgulanmıştır.

Yorum

Onkoloji alanında HER2 pozitif meme kanseri tedavilerinin gelişimini izlemek, benim için hem heyecan verici hem de umut verici olmuştur. HER2 gen amplifikasyonunun bir hedeflenebilir onkogen olarak tanımlanmasından bu yana geliştirilen ilaçların, bu hastalık için yeni tedavi standartları oluşturması, bilimsel çalışmaların ne kadar çığır açıcı olabileceğini göstermektedir. HER2 pozitif erken dönem meme kanserine yönelik T-DM1 tedavisinin uzun dönem bulguları, bu ilacın sadece invaziv hastalıksız sağkalımı iyileştirmekle kalmadığını, aynı zamanda genel sağkalım oranlarında da anlamlı bir artış sağladığını ortaya koymuştur.

KATHERINE çalışması, trastuzumab tedavisinin ötesine geçerek, T-DM1'in çok daha üstün bir etkinlik gösterdiğini kanıtlamıştır. Sonuçların daha erken raporlanması, bu tedavinin ne kadar etkili olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Uzun dönem izlem bulguları ise T-DM1'in, HER2 pozitif erken dönem meme kanseri tedavisinde, invaziv hastalıksız sağkalımın ötesinde kalıcı faydalar sağladığını doğrulamıştır.

Şu anda, düşük HER2 ekspresyonuna sahip olan ve T-DM1 ile yeterli yanıt alamayan hasta gruplarında daha etkili tedavi seçenekleri aranmaktadır. Bu kapsamda, trastuzumab derukstekan (Enhertu) gibi yeni nesil antikor-ilacı adaylarının etkisini incelemek, gelecekte daha da umut verici tedavi yaklaşımlarına kapı açabilir.