Kanserden yaşam kayıplarında düşüş gözlemlenirken, 55 yaş altı kişilerde kalın bağırsak kanseri sıklığı artmıştır. Amerikan Kanser Derneği verilerine göre bu genç yaş grubunda 2007 ile 2016 yılları arasında yaşam kayıplarında yüzde 1'lik artış görülmüştür. Kalın bağırsak kanserinin, yüksek yağlı diyetlerle ilişkisi uzun süredir araştırılmaktadır. Şubat 2019’da Cell’de yayımlanan çalışmada, yüksek yağlı diyetlerin (YYD) bağırsaktaki safra asitlerinin dengesini bozarak kanserleşmeyi sağlayan hormon sinyallerini tetiklediği keşfedildi. Bu durum, onlarca yıllık süreçte meydana gelen kolorektal kanserin neden yüksek yağlı diyetlere sahip genç insanlarda daha fazla görülmekte olduğunu açıklayabilir.

ABD'de bulunan Salk Enstitüsü'nde gerçekleştirilen araştırmada, APC geninde mutasyona sahip fare kanser modelleri kullanıldı. APC geni mutasyonu, kalın bağırsak kanserine sahip kişilerde görülen en yaygın mutasyondur.

Araştırma sonuçlarına göre, yüksek yağlı diyetlerle beslenen farelerde kanser gelişimi daha hızlı olduğu gözlendi.

Bağırsaklarımız vücudumuzun en aktif organlarındandır. Biz beslendikçe, bağırsaklarımızın iç kısmını kaplayan ve hasar gören tabaka sürekli yenilenir. Bu yenilenmeyi, bağırsak iç tabakasında bulunan kök hücreler sağlar. Kolon ve rektum kanserleri, bu kök hücrelerdeki mutasyonların birikmesinden dolayı kaynaklanır. En yaygın görülen kalın bağırsak ilişkili mutasyon APC geninde görülür. APC geni genel olarak tümör baskılayıcı gen olarak görev yapar. APC genindeki mutasyonlar hücrenin kontrolsüz bölünmesine neden olur.

- İlgili konu: Kolon ve rektum kanseri hakkında bilinmesi gerekenler

Araştırmada, safra asitlerinin bağırsaktaki kök hücrelere Farnesoid X reseptor (FXR) aracılığıyla bir takım hormonal sinyaller gönderdiği keşfedilmiştir. Yüksek yağlı diyetler, iki özel safra asidinin seviyesini artırarak FXR reseptör aktivitesini bozmaktadır. FXR normal şartlarda bağırsak tabakasının yenilenmesinin güvenli ve yavaş bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaktadır. Safra asitleri FXR reseptörünü bloke ettiğinde, kök hücreler hızlı bir şekilde çoğalmakta ve DNA hasarı birikmesi meydana gelmektedir.

Bunun yanı sıra APC mutasyonlarına sahip farelerde benign (iyi huylu) tümörler gözlendi. İnsanlarda, polip yapısında adenomlar, bağırsaklarda yaygın görülür ve kolonoskopilerde çıkarılmaktadır. Bu tür büyümelerin, kanserli karakter alması on yılları almaktadır. APC mutasyonuna sahip farelerde adenomlar, yüksek yağlı diyetler (YYD) verildiğinde hızlı bir şekilde kanserleşmeye başlamaktadır.

Aynı zamanda araştırmacılar, yeni bir kanser ilacını denediler. FexD adı verilen ilaç, bağırsakta bulunan kök hücrelerde FXR'i aktif hale getirmektedir (agonist). FExD, dengesi bozulan safra asitlerinin meydana getirdiği hasarı fare organ modelleri ve insan kalın bağırsak kanser hücre hatlarında başarıyla tamir etmiştir. Aşağıda, çalışmanın grafik özeti görülebilir:

bagirsak kok hucrelerin fxr ile duzenlenmesi

FExD, klinik çalışmalarda etkinliği gösterildikten sonra kullanılabilecektir. FExD kalın bağırsağa rahatlıkla ulaşabilir ve direkt FXR reseptörüne etki etmektedir. Böylelikle daha az yan etkiye sebep olmaktadır.

Peki bu çalışma bize ne ifade ediyor?

  • Bu çalışma, inflamasyonu azaltıp, bağırsak sağlığını tekrardan kazanmanın ve tümör ilerlemesini durdurmayı amaçlayan tedavi stratejilerinin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.
  • Kalıtsal kalın bağırsak sendromlarına sahip kişilerde, yüksek yağ diyetlerinin eklenmesi kanser riskini daha çok artırmaktadır.
  • Safra asitlerinin artması, kalın bağırsak kanseri oluşumuyla ilişkilendirilmiştir. Yüksek yağlı diyetler, safra asitleri salınımını artırmaktadır.
  • Kanserden korunmada diyetin önemi büyüktür. Az yağlı diyetlerle beslenmenin pek çok kanser türüne karşı koruyucu olduğu araştırmalarla gösterilmiştir. Unutmayın, kalıtsal olarak kanser ilişkili genlere sahip olabilirsiniz ancak dengeli ve sağlıklı bir diyetle kanser riskinizi düşürebilirsiniz. 

İLGİLİ KONULAR:

- Kolon kanseri riskini azaltan ve nüks (tekrar) riskini artıran gıdalar nelerdir?

- Meme kanserinin tedavi sonrası tekrarlaması yağ metabolizmasıyla İlişkilendirildi