Kolon (kalın bağırsak) kanseri, ülkemizde hem erkekler hem kadınlarda 3. sıklıkta görülen kanserdir ve kansere bağlı önemli yaşam kaybı nedenlerinden birisidir. En sık gözüken kanserlerden biri olması ve ortalama görülme yaşının erkene çekilmesi nedeniyle birçok kişi, kolon kanserine yakalanma riskini azaltmak için nasıl beslenmesi gerektiğini merak etmektedir. Diğer tarafta halihazırda kolon kanseri tanısı almış ve tedavisi tamamlanmış hasta ve ailesinin doktoruna en çok şu soruyu sormaktadır.

Kanserin nüks riskini azaltmak için daha fazla tedbir var mı?

İdeal kiloda olmak, hareketli bir yaşamı benimsemek ve sağlıklı bir diyete göre beslenmek, sağlıklı bir yaşam tarzının temel noktalarıdır ve bu üç temel noktaya uygun bir yaşam sürdüren hastaların %42’sinin daha düşük ölüm ve daha az kanser nüks riskine sahip oldukları bulunmuştur.

Beslenme konusunu biraz daha ayrıntılı inceleyelim:

İşlenmiş etlerin (sosis, jambon, sucuk, pastırma, tütsülenmiş et vb) ve ultra işlenmiş diğer gıdaların (aromalı patates cipsi, kola, şekerli kahvaltılık gevrekler vb), kolon kanseri riskini artırdığını artık net bir şekilde biliyoruz. Bununla birlikte birçok kişi tütün ve tütün ürünlerinin, kolon ve rektum kanserlerine yakanlanma ihtimalini artırdığının farkında değildir! Evet, sigara içmek, artmış kolorektal kanser riski ve diğer birçok kanser ve sağlık sorunları ile bağlantılıdır. Sigarayı bırakmak, kolorektal kanser ve diğer kanser türlerinin riskini azaltmanıza yardımcı olabilir. Kolon kanserinde beslenme konusunda merak edilen bir diğer önemli konu ise kırmızı et ve mangaldır. Genel olarak sağlıklı diyetlerde kırmızı et tüketimi azdır; biz de kırmızı et tüketimini haftada 300-400 gram (1-2 porsiyon) ile sınırlı tutmayı öneriyoruz. Kırmızı et ve kanser ilişkisini, aşağıdaki 2 yazımızda daha detaylı bulabilirsiniz:

Kolon ve rektum kanseri riskini azaltan besinler var mıdır, bunlar hangileridir?

Akdeniz diyeti

Akdeniz diyeti son yılların en sağlıklı diyeti olarak seçildi. Akdeniz diyetinin kolon ve rektum kanserlerinin gelişme ihtimalini azalttığı bilinmekteydi, fakat Akdeniz diyetindeki hangi gıdaların bu risk azaltımını sağladığı konusunda şimdiye kadar net bir çalışma yoktu.

Fliss Isakov ve ekibi tarafından gerçekleştirilen araştırmada, kolonoskopi taraması ile takip edilen 808 kişiye beslenme tarzlarını sorgulayan anket çalışması yapıldı. Tüm katılımcılar 40 - 70 yaşları arasında idi ve kolorektal kanser için yüksek risk taşımayan kişilerden oluşuyordu. Çalışmanın dikkat çekici sonucu, yüksek balık ve meyve tüketimi ve düşük meşrubat/alkol tüketimi, kolorektal polip olasılığını azaltmada en iyi kombinasyon olarak bulundu.

Kuruyemişler

Yapılan başka bir araştırmada özellikle kabuklu kuruyemiş (ceviz, badem, fındık, kaju vb.) tüketmenin kolon kanseri nüks riskini azaltıyor olabileceği gözlemlendi. Bu araştırmaya göre, haftada 2 porsiyon veya daha fazla kabuklu kuruyemiş tüketen bireylerde kolon kanseri tekrarı riski %40’a varan oranda düşmektedir. Ayrıca bu olumlu etki sadece ağaç kabuklu kuruyemişlerinde (ceviz, badem, fındık, kaju gibi) gözlenmiş, fakat örneğin yer fıstığında gözlenmemiştir. 1 porsiyon kuruyemiş miktarları şu şekildedir. 6-8 adet badem, 2 adet ceviz, 10-12 adet fındık bir porsiyon kuruyemiş miktarlarıdır.

Lif

Lif tüketimininde yapılan araştırmalarda kolon kanserine yakalanma riskini azalttığı görüldü. Lif bakımından zengin gıdalar tüketmek sadece kolon kanserini değil koroner kalp hastalığı, felç, tip 2 diyabete de yakalanma riskini %16–24 azaltıyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) önerdiği günlük tüketilmesi gereken lif miktarı 25-29 gramdır. Günlük 5 porsiyon sebze meyve ve haftada 3-4 kez kurubaklagil tüketerek ihtiyacımız olan lif miktarını karşılayabiliriz.

Acı biber

Amerikan Klinik Araştırma Dergisi'nde yayımlanan bir çalışmaya göre, acı biberde bulunan kapsaisin adlı maddenin kalın barsak kanseri riskini azaltabileceği öne sürüldü. Başka bir çalışmada, uzun süreli kapsaisin tüketmenin “kardiyak hipertrofi ve fibrozisi” (kalp krizine yol açabilen kalp kası değişiklikleri) azalttığı yönünde kanıtlar sunulmuştur. Yine başka bir çalışmada, beyindeki kapsaisin reseptörünün, geliştirilme aşamasında olan bir kimyasalla baskılanmasının, özellikle karın ağrısı, duygusal stres ve anksiyete (tedirginlik) tedavisinde umut olabileceği vurgulanmaya çalışılmıştır. Kapsaisinin tek başına veya non-steroidal antiinflamatuvar ağrı kesicilerle kombine edilerek kullanıldığında, mide-barsak sisteminde koruyucu ve tedavi edici özelliklerinin olduğunu gösteren çalışmalar da mevcuttur. Acı biberin taze veya uygun şartlarda kurutulmuş halleri, turşu formlarına tercih edilmelidir. Tüm bu yararlarla birlikte, çok alışkın olmayanlarımız için hızlı bir başlangıç önerilmez.

Sonuç

Kolon kanseri riskini azaltma ile ilgili çalışmaların sayısı artmaya devam ediyor. Sağlıklı bir yaşam tarzını benimseyerek ve bazı püf noktalara dikkat ederek kolon kanserine yakalanma veya nüks etme riskini azaltabilirsiniz. Bunun içinde ideal kilomuzu koruduğumuz, sebze meyve ön planda, işlenmiş gıdalardan uzak, sporun başucu olduğu bir hayat sürdürülmesi gerekmektedir. Ayrıca 45 yaşından sonra herkesin, rutin kolon kanseri taramalarını yaptırmasını öneririz.

*