Kemoterapiye immünoterapi ilacı pembrolizumab (Keytruda) eklenmesinin, 4. evre küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin skuamöz (yassı) hücreli alt türünde yaşam süresini belirgin bir şekilde uzattığına dair faz-3 klinik araştırma sonuçları 19. Dünya Akciğer Kanseri Konferansı'nda ve eşzamanlı NEJM'de yayımlanan bir çalışmada sunuldu. Bu gelişme onkoloji dünyasında oldukça dikkat çekti, çünkü akciğer kanserinin yassı hücreli alt türü, etkili tedavilere en ihtiyaç duyduğumuz alanlardan biridir (son yıllarda diğer sık görülen bir akciğer kanseri olan adenokanser için çok sayıda akıllı ilaç ve immünoterapi onayı gerçekleşmişken, yassı hücreli akciğer kanseri için bu gelişmeleri görememiştik).

KEYNOTE-407 adlı klinik araştırmanın sonuçlarına göre, yassı hücreli akciğer kanseri için ikili kemoterapiye pembrolizumab eklenmesi ile elde edilen medyan (ortanca) genel sağkalım 15.9 ay iken, sadece ikili kemoterapi alanlarda 11.3 ay bulundu.

Birçok yeni kanser tedavisi, önce progresyonsuz sağkalım, yani "tedavi ile hastalığı kontrol altında tutma süresi" başarısı gösterdikten sonra bir genel sağkalım başarısı gösterir. Yassı hücreli akciğer kanseri için bu kemoterapi ve immünoterapi kombinasyonunun direkt bir genel sağkalım başarısı göstermesi, çalışmanın bir başka dikkat çeken özelliğidir. Bu haliyle KEYNOTE-407, "klinik pratik değiştiren" bir çalışma olabilir.

KEYNOTE-407 çalışmasının tasarım

Dört kollu bu klinik çalışmada, daha önce tedavi almamış, metastatik, skuamöz, küçük hücreli dışı akciğer kanserli 559 hastaya ilk dört döngü için şu tedaviler uygulandı:

  1. Karboplatin + paklitaksel + pembrolizumab
  2. Karboplatin + paklitaksel + plasebo 
  3. Karboplatin + nab-paklitaksel + pembrolizumab
  4. Karboplatin + nab-paklitaksel + plasebo

Plasebo kolundaki hastalarda, hastalığın progrese olması (ilerlemesi) üzerine aktif immünoterapiye geçmelerine izin verildi.

Çalışmadaki hastaların % 60'ı paklitaksel alırken, % 40'ı paklitakselin yeni nanotanecik formu olan nab-paklitaksel aldı.

Tedavi radyolojik olarak hastalık progresyonu veya kabul edilemez toksisite (yan etki) ortaya çıkana kadar sürdürüldü.

Çalışmanın sonuçları

  • İmmünoterapi ilavesinin, toplam objektif yanıt oranı % 20 oranında arttığını bulundu.
  • Medyan (ortanca) progresyonsuz sağkalım, ek olarak pembrolizumab alan hastalarda % 44 daha uzun idi (6.4 aya karşı 4.8 ay). 
  • Bir yıl içinde, sadece kemoterapi alanların % 48.3'ü hayatta iken, immünoterapi+kemoterapi kombinasyonu ile tedavi edilen hastaların % 65.2'si hala hayatta idi.
    dördüncü Evre Yassı Hücreli Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde 1 Yıl Sonunda Genel
  • İmmünoterapinin genel sağkalım faydası, PD-L1 ifadesinin düzeyinden bağımsız olarak faydalı idi.
  • Tedaviye objektif yanıt oranı, paklitaksel ve nab-paklitaksel gruplarında farklı değildi.
  • Yan etkiler açısından karşılaştırıldığında, ciddi (3. derece veya daha yüksek) yan etkiler; plasebo+kemoterapi grubunda %68.2 iken, immünoterapi+kemoterapi kolunda % 69.8 ile hemen hemen aynı idi.
  • Bununla birlikte immünoterapi alanlarda yan etkilere bağlı tüm tedavi komponentlerinin kesilme oranı % 13.3 iken, kontrol kolonda % 6.4 idi. Öte yandan yaşam kaybı ile sonuçlanan yan etkilerin oranı benzerdi; pembrolizumab kolunda % 8.3 iken plasebo kolunda % 6.4 idi.
    keynote 407 çalışması pembrolizumab yan etki tedavi bırakma akciğer kanseri
  • Her iki paklitaksel grubunda immünoterapi yan etkileri arasında fark gözlenmedi.

Steroidler immünoterapinin etkisini azaltmadı

Paklitakselin verilmesinden önce, ön tedavi olarak gerekli olan steroidlerin, immünoterapinin etkinliğini etkileyip etkilemediği merak edilmekteydi.

Daha önce yapılan bir çalışmada, steroid verilmeyen yassı hücreli akciğer kanserli hastalarda, karboplatin artı paklitaksel veya nab-paklitaksele yanıt oranlarının daha üstün olduğu ileri sürülmüştü.

Ancak, KEYNOTE-407'de görüldü ki, immünoterapi alan ve almayan gruplar arasında, tedavinin bulantı gibi yan etkilerini azaltıcı steroidlerin kullanımının hastalık sonuçlarını değiştirmedi.

Sonuç olarak bu çalışma, uzun yıllardır anlamlı bir gelişme sağlanamamış yassı hücreli akciğer kanseri tedavisinde, standart kemoterapi rejimlerine immünoterapi eklenmesinin yaşam süresini uzattığını gösteren, klinik pratiği değiştirecek güçte bir çalışmadır. 

İlgili Konu:

- Küçük hücreli akciğer kanseri tedavisinde immünoterapinin yeri atezolizumab ile sağlamlaşıyor