Delta varyant nedir? Orjini neresidir?

B1617.2 olarak da bilinen ve bulaşıcılığı yüksek olan SARS-CoV-2'nin Delta Varyantı ilk olarak 2020 Aralık ayında Hindistan’da bulundu. Şu anda hem Hindistan'da hem de Birleşik Krallık’ta baskın bir hal almış durumda.

SARS- CoV-2 bir RNA virüsüdür. Virüs çoğaldıkça mutasyona uğraması doğal bir süreçtir. Salgının ortaya çıkışından bu yana SARS-CoV-2’de binlerce mutasyon görülmüştür. Bu mutasyonların büyük çoğunluğu herhangi bir etkiye sahip değildir. Örneğin, bugüne kadar SARS-CoV-2 diken proteininde 4000’den fazla mutasyon tespit edilmiştir.

Mutasyon, bir DNA veya RNA dizisinde hafif veya şiddetli sonuçlara yol açabilen değişikliklerdir. DNA da ortaya çıkan mutasyonlar kalıcı iken, kırılgan yapısı nedeni ile RNA’daki mutasyonlar geçici olabilir.

NOT: Varyant, virüsün genel kimliğini değiştirmeyen mutasyonlardır. Suş, virüsü başka bir kimliğe sokan mutasyonlardır. Yani, bu olursa her şey başa döner. Virüsteki her nükleotid değişikliği onun farklılaşması demek değildir. SARS-CoV-2’deki genetik değişimler sonucu oluşan B1617.2 adlı formunu hem varyant hem suş olarak adlandıranlar olmakla birlikte, yazımızın devamında varyant kullandık.

Delta Varyant daha bulaşıcı mı?

Delta Varyant, 2021 Haziran itibari 74 ülkeye ulaşmış durumdadır. İlk keşfinden bu yana 6 ayın geçmesi ve bu kadar çok ülkeye yayılmış olması virüsün hızla yayıldığının bir göstergesidir.

İngiltere Alfa Varyantı (B.1.1.7 - geçtiğimiz sonbaharda vaka sayılarında artışa sebep olan varyant) çoktandır geride bırakılmıştı. Bu varyantın diğer varyantlara göre %43-90 arasında daha bulaşıcı olduğu düşünülüyordu. Uzmanlar Delta Varyantının, Alfa Varyantından %30-100 arasında daha bulaşıcı olduğunu düşünüyor. Bu varyantın bulaşıcılığının Alfa Varyantına göre %60 daha bulaşıcı olduğunu ileri süren araştırmacılarda bulunurken, İngiltere Sağlık Bakanı Matt Honcock bu oranın %40 olabileceğini söyledi. Ayrıca Honcock, İngiltere’deki vakaların %91’inden bu yeni varyantın sorumlu olduğunun düşünüldüğü ifade etti. Ancak bu sayının %96’ya kadar çıkabileceği de düşünülmektedir.

2 Hazirandan bu yana, Birleşik Krallık’ta onaylanan Delta Varyantı sayısı 29.892’den 42.323’e yükselmiş durumda. Bölgeye bağlı olarak Delta Varyantı günlük 4,5 ila 11,5 kat artış göstermekte.

Diğer ülkelerde ve ülkemizde Covid-19 Delta Varyantı

Almanya Halk Sağlığı Yetkilileri, Delta Varyantının en geç sonbaharda Almanya’yı etkisi altına alabileceğini düşündüklerini dile getirdiler. Robert Koch Enfeksiyon Hastalıklar Enstitüsü Başkanı Lothar Wieler ise “Soru, Delta Varyantının Almanya’da baskın olup olmayacağı değil ne zaman baskın olacağıdır” dedi.

İsrail, çocukların aşılanma konusunu ebeveynlerin tercihine bırakmışken, 21 Haziranda Delta Virüsüne karşı 12 – 15 yaş arasındaki çocuklarında aşılanmasını tavsiye etti.

Amerika Birleşik Devletleri’nde, Delta Varyantı özellikle Ortabatı ve Güneydoğuda yükselişe geçmekte. Bu durum, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri tarafından endişe verici olarak ilan edildi. Yapılan genotip çalışmalarında ABD’de Nisan ayı sonunda Alfa Varyantının %70 oranında olduğunu ve Haziran ortalarında ise bu oranın %42’ye düştüğünü ancak buna karşılık Delta Varyantında bir artış olduğu gösterildi. Louisiana Eyalet Üniversitesi Sağlık Bölümü virologlarından Jeremy Kamil, Delta Varyantının eninde sonunda ABD’de baskın hale geleceğini ancak bu durum aşı ile biraz köreltilebileceğini ifade etti.

Ek olarak bilim insanları, aşıya erişimin sınırlı olduğu veya etkili aşılamaya henüz ulaşamayan ülkelerde, özellikle de nüfusunun %5’inden azının aşılandığı Afrika Ülkelerinde Delta Varyantının büyük risk oluşturduğunu söylüyor. Belçika Leuven Katolik Üniversitesinden Biyolog ve Biyoistatistikçi Tom Wenseleers, “Aşılar asla zamanında ulaşmayacak ve bu da bu tür yeni varyantları çok yıkıcı yapacaktır.” dedi.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde Delta Varyantı bildirildi ve ayrıca Malavi, Uganda ve Güney Afrika'da da yeni koronavirüs varyantı tespit edildi.

T. C. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'nın açıklamasına göre, Türkiye'de şimdiye kadar 134 kişide Delta Varyantı görülmüştür. 

Delta Varyantı neden daha hızlı bulaşıyor?

Delta Varyantın proteinindeki değişikliklerin insan hücrelerine girmesini kolaylaştırdığı düşünülmektedir. Bir başka çalışma da ise Delta Varyantındaki mutasyonun, virüsün insan hücrelerine bağlandıktan sonra daha iyi bir uyum sağlamasına yol açtığı ileri sürülmüştür. Böylelikle hücrelerimiz ile kolay etkileşime girebilir, daha fazla hücreye ulaşabilir ve bağışıklık sistemimizin üstesinden gelebilir.

Covid-19 Delta Varyantı daha çok gençleri etkiliyor

Birleşik Krallık’ta yapılan araştırmalar, 50 yaşın altında gençlerin ve yetişkinlerin enfekte olma olasılıkların 2,5 kat daha fazla olduğunu göstermektedir. İlginç bir şekilde Çin’den bir doktor, Delta Varyantına sahip kişilerin pandeminin başlarında tedavi edilen hastalar olduklarını söylüyorlar.

Delta Varyantı daha şiddetli belirtilere sebep oluyor

Kişiler koronavirüs teşhisi almış ve taşıdıkları virüs delta varyantı ise hastaneye yatma olasılıkları daha yüksek olabiliyor. Alfa Varyantına göre, bu varyantı taşıyanların hastaneye yatış riskinin neredeyse iki kat arttığını gösteren çalışmalar bulunmaktadır.

Birleşik Krallık’ta belirtilerin takip edildiği bir uygulama yeni varyant ile ilgili bildirilen en önemli belirtiler şunlardır:

Delta Varyant belirtileri

  • Baş ağrısı
  • Boğaz ağrısı
  • Burun kanaması
  • Ateş

Öksürük artık daha az yaygın bir belirti haline gelirken, koku kaybı ise ilk 10 belirti arasında yer almamaktadır.

Bundan dolayı araştırmacılar, insanların Delta Varyantını ağır bir soğuk algınlığı ile karıştıracağını ve karantinaya girmek istemeyip bu varyantın yayılmasına sebep olabilecekleri konusunda ciddi endişe duymaktadır.

BioNTech aşısı Delta Varyantına karşı korur mu?

Son derece bulaşıcı olduğu düşünülen Delta Varyantına karşı uzmanlar iki doz koronavirüs aşının yaptırılmasını önemini vurgulamaya devam ediyor.

BioNTech aşısı hakkında yayımlanan raporlar, iki doz aşının Delta Varyantına karşı %79 koruduğunu ve enfekte olma durumunda ise belirtilere karşı %88 etkili olduğu öne sürmektedir.

Birleşik Krallık’ta yürütülen bir başka çalışma ise bir doz aşının yaklaşık %33 koruma sağladığını ortaya koymuştur. Aynı çalışma iki doz için bu korumanın %88 olduğunu göstermiştir.

AstraZeneca aşısının ise iki dozunun, Delta Varyantında hastaneye yatışlara karşı %92 oranında etkili olduğu ve aşı olan kişiler arasında yaşam kaybının olmadığı bildirilmiştir.

Queen’s Üniversitesi Belfast Viroglarından Connor Bamfor, bu varyantı ilk doz aşıyı yenebileceğini, bu yüzden mümkün olduğu kadar çok kişinin iki doz aşı olması gerektiğini ve hatta ilk doz ve ikinci doz arasındaki sürenin azaltılmasının düşünülmesi gerektiğini ifade etti.

Londra, Francis Crick Enstitüsünden Enfeksiyon Hastalıklar Uzmanı Emma Wall, “Bu virüs muhtemelen bir süre daha etkili olacak, bu yüzden faal ve uyanık kalmamız gerekiyor. En önemli şey, aşı korumasının mümkün olduğunca çok sayıda insanı hastaneden uzak tutacak kadar yüksek kalmasını sağlamaktır ve sonuçlarımız, bunu yapmanın en iyi yolunun, ikinci dozları hızlı bir şekilde vermek olduğunu gösteriyor.” dedi. Wall’un araştırma ekibi ilk doz BioNTech Covid-19 aşısı olan 33-52 yaşları arasındaki kişilerin, aşı olduktan sonraki 3 ay içerisinde, antikorlarını analiz etti. Beş varyanta karşı yürütülen çalışmada, nötralize edici antikorların konsantrasyonları karşılaştırıldı. Sonuçlar şu şekildeydi; iki doz BioNTech aşısı olan kişiler, Alfa Varyantına karşı 2,6 kat ve Delta Varyantına karşı 6 kat daha düşük antikora sahipti. Yalnızca bir doz aşı olan kişilerde ise antikor sayısı çok daha düşüktü. Ekip aynı çalışmayı AstraZeneca üzerinde de sürdürmeyi planlıyor.

BioNTech Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Şahin ise aşıları yenilemek ve üçüncü doza ihtiyaç duyulması söz konusu olduğunda hazırlıklı olmak açısından, Delta Varyantı da dahil olmak üzere koronavirüsün yeni varyantlarına karşı güncel verilerin takip edildiğini ve aşının etkinliğinin sürekli olarak analiz edildiğini söyledi. Şahin, “Üçüncü doz aşının bağışıklığı yenilemek için yüksek bir değere sahip olabileceğini varsayıyorum. Ancak, takviye aşılamanın ne zaman ve ne sıklıkta gerekli olacağını henüz bilmiyoruz.” dedi. 

Bu yıl Pfizer ile birlikte 3 milyar doz aşı üretmeyi planlayan BioNTech, aşıların yarısını kendileri üretmeyi planladıklarını dile getirdi. 

Şahin, Delta Varyantına karşı BioNTech etkinliği konusundaki açıklamasında ise varyantın aşılamadan sonra bağışıklığın azaldığı dönemde ortaya çıktığını vurguladı.

Çalışmalar, iki doz Moderna veya tek doz Johnson&Johnson aşını içermiyordu.

Sonuç olarak, ülkeler Delta Varyantına karşı kendilerini korumaya çalışırken veya bu varyantı atlatmaya çalışırken, araştırmacılar daha da büyük tehditlere dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Danimarka, Aalborg Üniversitesi’nden Biyoinformatikçi Mads Albertsen, "Çoğu insanın endişe duyduğu şey, sonraki varyantlardır - aşılara gerçekten meydan okuyabilecek varyantları görüp göremeyecek miyiz?" diyor.

*

İLGİLİ KONULAR