Daha önce tedavi edilmemiş küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olan hastaların yaklaşık dörtte biri, pembrolizumab (Keytruda) immünoterapisi ile en az 5 yıl hayatta kalmaktadır ve bu oran PD-L1 pozitif tümörleri olan hastalar için daha yüksektir. İmmünoterapiler, ileri evre akciğer kanserlerinde kullanılmaya başlanmadan önce 5 yıllık sağkalım oranı, sadece %5'ler civarında idi.

Amerikan Klinik Onkoloji Derneği (ASCO) 2019 Kongresi'nde sunulan bu sonuçlar, ileri evre küçük hücreli dışı akciğer kanserinde (KHDAK) pembrolizumabın uzun süreli etkinlik ve güvenlik takibi olan KEYNOTE- 001 adlı klinik araştırmadan alınmıştır.

Son 1-2 yıla kadar, metastatik (4. evre) KHDAK'li bir hasta gördüğümüzde 5 yıl hayatta kalma şansının %5, hatta bazen daha az olacağına dair oldukça kasvetli bir tablo çizmek zorundaydık.

Şimdi pembrolizumab ile tedavi edilen ileri evre KHDAK'li her 4 hastadan 1'inin, bu verilere göre en az 5 yıl yaşayacak olması, akciğer kanserine bakış açımızı değiştirecektir.

KEYNOTE- 001 çalışmasının özeti

  • Çalışma başlangıçta, EGFR veya ALK gen mutasyonları olmayan 550 hastadan oluştu, bunların 100'den fazlası çalışma başlangıcında daha önce tedavi almamış hastalar idi.
  • ASCO 2019'da ortanca 60 aylık takipten sonra hala hayatta olan 100 hasta hakkında veriler sunuldu. Bu hastalar en az 2 yıl boyunca pembrolizumab almıştı.
  • 5. yıl sonun da tedavi-naif (daha önce tedavi almamış) hastaların % 23'ü; daha önce tedavi edilmiş olanların % 16'sı hala hayatta idi.
  • Bu oran PD-L1 en az %50 pozitif olanlarda; tedavi-naif hastalar için %30 ve daha önce tedavi alanlarda %25'e yükseldi. 
  • PD-L1 pozitifliği %1 ila %49 arasında olan ve daha önce tedavi almış hastalar için 5 yıllık sağkalım %13 iken, tedavi naif olanlarda bu süre %16 idi.
  • Özellikle en az 2 yıl boyunca pembrolizumab alabilen hastalara bakıldığında, 5 yıllık genel sağkalım, tedavi-naif hastalarda % 78.6, daha önce tedavi alanlarda %75.8 olarak bulundu.
  • İmmünoterapi ilişkili 92 hastada (%17) yan etki bildirildi; en sık yan etki hipotiroidizm idi (%9). En ciddi yan etki pnömonitis idi, ancak hastaların % 5'inden daha azında görüldü.
  • Yan etkiler açısından bakıldığında ise, pembrolizumab, beklenmeyen bir "uzun dönem" yan etkisine yol açmamıştı.

- İlgili konu: İmmünoterapi ilaçları yan etkileri nelerdir, nasıl tedavi edilir?

Yorum

İmmünoterapilerin, akciğer kanserinin de dahil olduğu 10'dan fazla ana kanser türünün kaderini 5 yıl içinde anlamlı şekilde değiştirdiğine tanık oluyoruz. Pembrolizumab ile en az 2 yıl tedavi edilen küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalarda yanıt oranları, dikkat çekici bir şekilde yüksektir; bununla birlikte tam yanıt oranları azdır. Radyolojik olarak belirgin yanıtlı, ancak tamamen yok olmamış metastazların daha uzun dönemdeki akıbeti, biraz belirsizdir. Bu tümöral oluşumlardan biyopsi yapıldığında, bazılarının aktif kanser olduğu, bazılarında ise skar dokusu veya granülom olduğu ifade edilmektedir. Bu durum gelecekteki araştırmalar için ilginç bir alan olabilir. Ayrıca PD-L1 pozitifliği %1 ila %49 arası olan hastaların en ideal tedavisini - kemoterapi ile kombine verilip verilmemesi gerektiğini - netleştirmek için bu konudaki devam eden çalışmaların sonuçlarını beklememiz gerekmektedir.