Kritik bir şekilde hastalandığınızda yalnız olmazsınız, çünkü çok sayıda hasta yakını yoğun bakımın kapısında bekler. Tabi bu durum, şiddetli bir pandeminin ortasında olmadığımız zaman daha mümkündü…

İnsan, derinden bağlantılı bir sosyal varlıktır. Sosyal kelimesi, eş, yoldaş, ortak anlamına gelen Latince "socius" kelimesinden gelir. Yani sevdikleriniz – aileniz ve arkadaşlarınız – sizin için oradalar, ama onlar da endişeliler ve mücadele ediyorlar.

Çok farklı sağlık profesyonelini bir araya getiren yoğun bakım ekibinin üyelerine bu süreci yönetmek için üç davranışsal ilke rehberlik eder:

  1. Üçüncü basamak (ileri seviye) yoğun bakımlar, birbirine mükemmel bir şekilde entegre olan doktorlar, hemşireler ve diğer yardımcı sağlık personellerinden oluşur ve bu ekip, tıbbi bakım kadar psiko-sosyal bakımda da uzman olmalıdır.
  2. Hastaneden taburcu olduktan sonraki yaşam kalitesi ve memnuniyet düzeyi, yoğun bakıma kabulün 1. gününde başlar ve buna bağlıdır. Sonuçta, mükemmel bir ilk izlenim için tek bir şans vardır.
  3. Başarılı ve oldukça tatmin edici tıbbi bakımın konusu, yalnızca "Bu zatürreyi, bu kırık bacağı veya bu kritik hastalığı nasıl başarılı bir şekilde tedavi edebilirim?" sorusuna verilen cevaba bağlı değildir. Daha geniş kapsamlı ideal soru şudur: "Hastaya, zatürre, kırık bacak veya kritik hastalık ile bu “sosyal bağlamda” nasıl davranmalıyız?"

Bu nedenle, Critical Care Medicine dergisinin bu sayısında Cherak ve arkadaşlarının yayımladığı makalenin odak noktasını, kritik durumdaki hastaların aileden olan bakıcıları oluşturmaktadır ki bu memnuniyet verici bir durumdur.

Makalenin güçlü yönleri şu şekildedir: sistematik inceleme ve meta-analizler için tercih edilen raporlama öğelerini yakından takip eden sistematik bir gözden geçirme yoluyla, kritik hastaların gönüllü aileden olan bakıcılarına özel bir odaklanma. 102 müdahale denemesini ve 56 randomize kontrollü çalışmayı dahil edip inceledikten sonra ana bulguları, yoğun bakım hasta yakınlarına yapılan psikolojik müdahalelerin anksiyete ve depresyon konusunda başarılı olduğu, ancak bu başarının yalnızca kısa vadede olmasıdır. Ve bunların, istem dışı bir yan etki olarak, bakıcıların yükünü bile artırabileceğidir. Önemli sınırlamalar şunlardır: kısa vadede bu ana bulgu için açıklamaların sunulmaması ve/veya bu psikolojik müdahaleleri tolere edebilenlerle tahammül edemeyenlerin nasıl ayırt edileceğine dair bir kılavuz olmaması.

Bir gözlem olarak: "Gönüllü bakıcının zihinsel sağlığını iyileştirecek sihirli bir değnek yoktur." Ve son bir endişe noktası, farklı hedef gruplara özgü yaklaşım eksikliğidir. Ne de olsa, tüm hasta bakıcıları acı çekiyor, ancak hiçbir şey kritik derecede hasta bir çocuğun ebeveynlerinin endişe ve umutsuzluğuyla karşılaştırılamaz. Çocuğunuzun acı çektiğini ve hayatta kalmak için mücadele ettiğini ve her zaman mevcut olan çocuğunuzu kaybetme korkusunu görmek, hiçbir şeyle kıyaslanamaz.

Bu yüzden burada, 7 konuya dikkat çekiyoruz. Her şeyden önce bir hasta yakınının ifade edebileceği, “Kimse bizim yerimizde olmak istemez” ifadesini tamamen kabul ediyoruz – bu nedenle, kritik hastalara bakım verenlere karşı şefkatli, sabırlı ve alçakgönüllü olmak için birçok nedenimiz var.

Ayrıca bakıcıların ızdırabını, kaygısını, talihsizliğini, bitkinliğini de engelleyemeyiz. Bu sonuçları yalnızca kısmen önlemeye ve/veya iyileştirmeye çalışabiliriz; bunun ilk şartı ise bu sıkıntıları öngörmektir. Diğer önemli olumsuz yan etkiler stres, uyku sorunları, kabuslar, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), bağımlılık, ilişki sorunları ve boşanma, finansal sorunlar ve “işimi kaybetme” riskidir.

Dolayısıyla yedi konumuz şu şekildedir:

  1. Kişisel beceriler spesifik ve spesifik olmayan olarak ikiye ayrılabilir. Spesifik beceriler, doktor veya hemşire olmak için tipik beceriler gibi belirli bir işi yapmak için teknik olarak öğrenilen becerilerdir. Spesifik olmayanlar da en az onlar kadar önemlidir, ancak genellikle daha az kapsamlı olarak değerlendirilir. Bunlar öğretilebilen, öğrenilebilen ve geliştirilebilen sosyal becerilerdir. Örneğin empati, duyarlılık, merhamet, mizah, kibar ve dürüst olma, doğru sözler verme ve bir hatayı kabul etme ve telafi etme. Bu ortak insan becerilerine, yoğun bakım ünitesi bağlamında hastalar, bakıcılar ve meslektaşlarla olan ilişkilerde çok ihtiyaç duyulur. Bu nedenle, bu yönlerin farkında olmak ve ekip görüşmelerine/karşılaşmalarına katılmak çok yardımcı olabilir.
  2. Başlangıçtan itibaren tıbbi sosyal hizmet ve vaka yönetimi aşağıdakiler için çok yardımcı olabilir:
    1. bakıcıların kişisel geçmişlerinin kısa, odaklı psikososyal değerlendirmelerini yapmak ve
    2. onları harici kuruluşlar ve patronlarla konuşmalar/müzakereler ile desteklemek
  3. Bakıcıları belli aralıklarla (örneğin haftalık) arayarak veya ziyaret ederek, bu bakıcıların da ihtiyaçları uygun şekilde değerlendirilebilir.
  4. Bir psikiyatri ve psikoloji irtibat servisi ile yakın bir işbirliği, ruh sağlığı müdahaleleri için daha da iyi göstergeler elde etmek için ekstra yardımcı olabilir. Ve bu şekilde 7×24 saat hizmet de organize edilebilir. Günümüzde bu, pandemi ortamının tetiklediği telesağlık hizmeti ile daha mümkündür.
  5. Aile üyelerini eğiterek geliştirme. Hastalara bakım verenler şu konularda eğitilmeleri bakım sürecini iyileştirir: Ağrıyı değerlendirmek, hem spontan uyanma hem de solunum denemeleri, ilaç seçimi, deliryum izleme/yönetim ve erken egzersiz/hareketlilik.
  6. Yoğun bakım ünitesinde ruh sağlığı yönleri (anksiyete, depresif ruh hali, TSSB, uyku sorunları, stres, bağımlılık ve bitkinlik gibi) ile ilgili bir bilgi broşürünün olanakları ve ruh sağlığı kuruluşları ve/veya hasta kuruluşları/platformları ile bağlantı kurmak da hastalara bakım verenler için büyük bir rahatlama olabilir – özellikle pediatrik yoğun bakım ünitelerinde.
  7. Ve son olarak, bir yanda üçüncü basamak hastanenin tıp uzmanları ile birinci basamak sağlık hizmetleri arasında dakik ve mükemmel bir iletişim. Ayrıca bakıcının kendi aile hekimleri tarafından psikososyal/ruhsal sağlık bakımı çok önemli olabilir. Hayat, kritik bir hastalığı olan sevilen birinin hastaneden çıkarılmasından sonra da devam eder. Zaman zaman, bu tür ağır travmatik yaşamsal olaylardan sonra, hasta yakınlarının normal hayatını sürdürmek şiddetli mücadeleler içinde oldukları görüldü. Daha sonra stresin daha da azaltılmasına, geçmişe dönüşler ve kaybedilen son fırsatlar gibi travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtilerine, uyku sorunlarına, patolojik yaslara, bağımlılık eğilimlerine ve partner ilişkisi sorunlarına özel dikkat gösterilmelidir.