Daha dinç hissetmek için ne yapabilirim? 5 öneri

Daha dinç hissetmek için ne yapabilirim? 5 öneri

Sık yorgun hissediyor olabilirsiniz; daha enerjik olmayı ve zamanınızı daha iyi değerlendirmeyi ister miydiniz? Yorgun hissetmenin nedenleri, uykusuzluk, iş stresi ve doğru beslenmeme gibi durumlardan; kronik bir hastalık gibi daha karmaşık durumlara kadar değişebilir.

Enerji seviyenizi artırmak veya daha doğru bir deyişle daha dinç hissetmek, çoğu zaman öyle 2 kelime ile yazıldığı kadar kolay değildir. Bu yazımızda iyi yaşam tarzı alışkanlıkları ile enerji seviyenizi yükseltebileceğiniz 5 önemli yaklaşımdan bahsedeceğiz.

1. Beslenmenize dikkat edin

Sağlığımızın ve enerji kaynaklarımızın en önemli parçalarından biri tükettiğimiz besinlerdir. Yani, enerji seviyemizi sağlıklı ve dengeli beslendiğimiz bir diyet ile dengeleyebiliriz. Gıdalardan elde ettiğimiz enerji kalori ile ölçülür.

İhtiyacımız olan kaloriyi tüketmezsek, fiziksel yorgunluk hissederiz çünkü bir nevi yeterli yakıtın olmaması gibidir. Eğer ihtiyaçtan fazla kalori alırsak da aşırı yük, aşırı insülin salgısı, yağ depolama ve inflamasyon sonucu halsiz hissedebiliriz.

Bu nedenle canlı ve enerjik hissetmek için kalori alımımızı doğru gıdalardan dengeli ve ihtiyaç kadar almalıyız. İdeal kalori alımı; cinsiyet, yaş, vücut ağırlığı ve boya göre değişir.

Ancak enerji sadece kalori miktarı ile ilgili değildir; aynı zamanda kalitesi ile de ilgilidir. Bazı yiyecekler çok enerji sağlar, ancak besin değeri yok denecek kadar azdır. Bu size zarar verebileceği anlamına gelir. Bu tür gıdalar genellikle şeker, cips ve kola gibi işlenmiş ürünleri içerir.

-İlgili Konu: Nişasta nedir, fruktoz nedir ve fazla şeker nasıl yağa dönüşür?

Düşük glisemik indeksli gıdaları tüketmek önerilir; yani şekeri vücutlarımız tarafından yavaş olarak parçalanan gıdalardır. Bu gıdalardan elde edilen enerjinin, daha uzun süre ve kademeli olarak enerji sağlar. Bu tür gıdalar arasında; kepekli tahıllar, kabuklu yemişler ve meyveler (üzüm, elma, portakal, şeftali, armut ve greyfurt gibi), bezelye, fasulye ve yapraklı yeşillikler dahil olmak üzere yüksek lif içeriği olan sebzeler ve baklagiller bulunur.

Ayrıca, eğer kendinizi çok iyisi hissetmiyorsanız, bol miktarda su tükettiğinizden emin olun. Yorgunluk yetersiz sıvı alımının bir belirtisi olabilir, bu nedenle gün boyunca yeterince su içtiğinizden emin olmak yorgunluk hissini hafifletmeye yardımcı olabilir.

Peki kahve içmeli mi? Pek çoğumuz için kahve ayıltıcı bir çözümdür. Harvard Tıp Fakültesi araştırmacılarına göre; kahve, çay ve kakaoda doğal olarak bulunan kafeinin, konsantrasyonu iyileştirmeye ve beyinlerimizi daha uyanık hale getirmeye yardımcı olabilir.

Kafein ayrıca kalp atış hızını arttırarak anlık enerjiyi de sağlar. Ancak yazarlar, bu etkilerin vücutlarına bu maddeye tolerans gelişmiş, yani alışılmış tüketicilerde görülmeyebileceğine de dikkat çekiyorlar. Bununla birlite bazı genetik varyasyonlara sahip kişilerde kahve içeriğindeki maddelere karşı aşırı duyarlılık sonucu daha fazla yan etki görülebilir. Ayrıca, tüm sıcak içeceklerde olduğu gibi, kahve de çok sıcak tüketilmemelidir. Kafeninin, bağımlılık yapma potasiyeli olan bir uyarıcı olduğunu da hatırlatmkta fayda var.

Peki kahveyi mutlaka içmek istiyorsanız da konuyla ilgili uzmanların cevapları; sabah 10: 30'da ya da en azından sabah 9:30 - 11:30 arasında kahvenizi içmelisiniz. Bunun nedenini ise şöyle açıklıyorlar; metabolizmayı düzenleyen hormon olan kortizol seviyenizin en yüksek seviyesinde olduğu zaman. Bu şekilde kafeinin vücudunuz üzerindeki etkisini en üst düzeye çıkarabilirsiniz.

-İlgili Konu: Sağlıklı beslenme nedir?

2. Egzersiz yapın, hareket edin

Bazen gün içinde halsiz hissetmeye başlayıp ve düşünmeniz yavaşlayabilir. O zamanlarda, sandalyeden kalkıp, biraz esneyip, ofisin etrafında dolaşabilir ve daha sonra da mümkünse yüksek bir masasında bir süre ayakta çalışmaya devam etmek yararlı olabilir. Az bir hareket yeniden canlandırmaya yardım eder. Harvard Tıp Okulu uzmanları egzersizin vücudunuzu ve zihninizi bazı önemli şekillerde uyardığını önemle belirtiyor.

İlk olarak, egzersiz kasların daha fazla enerji üreterek vücudunuzda aktiviteyi sürdürebilir.

Egzersiz ayrıca vücudunuzun oksijen taşıma kapasitesini artırır ve dolaşımını artırır, böylece oksijen tüm vücudunuza daha çabuk ulaşır. Ayrıca egzersiz stres hormonlarının salınımını uyarır ve böylece daha fazla enerji ve uyanık hissetmenizi sağlar. 

-İlgili Konu: Tüm kanser hastalarına egzersiz REÇETE edilmeli! Neden mi?

3. Yoga ve meditasyon için zaman ayırın

Yoga ve meditasyon enerji seviyenizi artırmaya yardımcı olabilir. Çünkü bu uygulamalar, sakin bir soluğu teşvik etmeyi amaçlayan, bilinçli nefes alma gibi tekniklere odaklanır.

Yorgunluğunuzu stresin artmasına bağlıyorsanız, yoga veya meditasyonu alışkanlık haline getirmek stres faktörlerine karşı daha dirençli olmanıza yardımcı olabilir.

Geçen yıl yapılan bir araştırmada, meditasyon ve yoga uygulayan insanların sıklıkla daha iyi bağışıklık sistemine sahip olduklarının yanı sıra stres ve endişe karşısında dayanıklılık geliştirdikleri görülmüştür. Bir başka araştırmaya göre yoga kişinin stresini azaltmaya yardımcı olduğu gibi anksiyete ve depresyonu da azaltmaktadır.

-İlgili Konu: Yoga nedir? Kanserde hangi durumlarda ve nasıl kullanılır?

4. Sorumlulukları dengelemeyi öğrenin

Sorumluluklar içinde boğulmuş hissedebilirsiniz. Bu işler çok basit günlük işlerden, hayati bir iş projesine kadar uzanabilir.

Ancak, bu sorumlulukların bazılarını yeniden dağıtmak için iyi bir strateji bulamazsak, en azından zaman zaman, günlük hayatlarımızda tükenmişlik ve sürekli bir yorgunluk hissine yol açabilir.

-İlgili Konu: Halsizlik ve yorgunluk kanserin ilk belirtisi olabilir mi?

5. Uykunuzu alın

Son olarak, yorgunluğu önlemek veya günün yorucu ve stresli etkisinden kurtulmak için geceleri yeterince kaliteli bir uyku aldığınızdan emin olmak çok önemlidir.

Yeterli uyku en önemli öncelik olmalıdır.

Araştırmalar, nörodejenerasyon, zihinsel sağlık sorunları ve endişelenmeye yatkınlık ile düzensiz uyku ile bağdaştırmaktadır.

Ne kadar uykuya ihtiyacımızın oluğu yaşımıza ve diğer faktörlere bağlı değişebilir. Ancak, ortalama olarak, yetişkinlerin yenilenmesi için gece 7 ila 9 saat uyuması gerekir.

Kafein kısa vadede daha fazla uyanık hissetmenize yardımcı olabilir, ancak enerji kaynaklarınızın iyi stoklanabilmesi için kısa yollar yoktur. Bu nedenle, stresle başa çıkmanıza ve enerji tükenmesinden kaçınmanıza yardımcı olacak sağlıklı alışkanlıklar oluşturmak en iyisidir.

Kaliteli uyku nedir, iyi bir uyku için ne yapmalı?

By Maria Cohut.

How can you boost your energy levels?

medicalnewstoday.com - 25 May 2018

Sağlık ve Mutlulukla Kalın...

Sayfada yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Kanser tanısına sahip bir hasta için online muayene randevusu hakkında bilgi almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.


İlgili Haberleri


Dünyada Diyabetli Sayısı 800 Milyonu Geçti – Türkiye'de ise 11 Milyonu

Dünyada Diyabetli Sayısı 800 Milyonu Geçti – Türkiye'de ise 11 Milyonu

Diyabetin Küresel Yükü Neden Artıyor? Dünya genelinde diyabet, halk sağlığını tehdit eden en önemli kronik hastalıklardan biri...

Yeni Wellness Trendi – İnfüzyon Terapileri Gerçek Sağlık mı, Yoksa Para Tuzağı mı?

Yeni Wellness Trendi – İnfüzyon Terapileri Gerçek Sağlık mı, Yoksa Para Tuzağı mı?

Wellness İnfüzyonlarının Perde Arkası 1.8 trilyon dolarlık bir değere sahip olan sağlık endüstrisi, meditasyon derslerinden vitamin takviyelerine,...

Dünyanın En Yaşlı İnsanlarından Sağlık Tavsiyeleri Almak Sakıncalı Olabilir mi?

Dünyanın En Yaşlı İnsanlarından Sağlık Tavsiyeleri Almak Sakıncalı Olabilir mi?

Bazı insanların 100 yaşını geçmesinin nedenlerini henüz tam olarak çözemesek de, asırlık bireylerin verdikleri tavsiyelere itibar...

Diyabet Riskini Azaltmak İçin En İyi Yemek Zamanı Nedir?

Diyabet Riskini Azaltmak İçin En İyi Yemek Zamanı Nedir?

Diyabet riskini azaltmada yemek zamanlamasının rolüne dair güncel bir araştırma, ilginç bulgular ortaya koyuyor. 23 Temmuz...

Hakkımda

Özgeçmişim, kanser tanı ve tedavisine dair çalışmalarım ve ilgi alanlarım için tıklayın.

Prof. Dr. Mustafa Özdoğan Hakkında