22 yaşında bir kadın, vücudunda aşırı tüylenme ve düzensiz adetler görmesi nedeniyle başvurmuşur. Beklenmedik bir şekilde seyrek adetler (yılda 5 ya da 6 defa) gördüğünü açıklamaktadır. Saçları siyah ve sert bir şekilde çıkmaya başlamıştır. Şikayetler üniversite döneminde kilo alması ile artar...

Polikistik Over Nedir ?

Polikistik Over yumurtalığın çok sayıda kist içermesi ve bunun sonucunda kadınların hormon dengesizliği yaşamasıdır.

Yumurtalık, dişi üreme hücrelerini (yumurtaları) bulunduran bir kadın üreme organıdır. Ergenlik dönemine kadar içindeki yumurtalar olgunlaşmamakta ve ergenlik dönemine gelindikten sonra olgunlaşan yumurtalar birer birer rahme gönderilmektedir. Bu, menopoza kadar devam etmektedir.

Yumurtalıkların 2 ana işlevi vardır:

  • Her kadında normalde yumurtalıklarda bulunan ve yumurta hücresini içeren ufak kesecikler olgunlaşıp çatlayarak bir yumurta bırakmaktadır.
  • Folikülin ve Lütein isimli iki dişilik hormonunu salgılamaktadır.

Yumurtalıklarda doğumsal yapı bozukluklarından kansere kadar pek çok hastalık görülebilmektedir.

Kist, vücutta yaygın olarak izlenebilen, kapalı bir kesecik ya da kapsül gibi olan, içerisinde yağ, su benzeri bir sıvı ya da gazlı bir madde içeren bir oluşumdur. Kistler doku içerisinde oluşmaktadır ve iç organlarda, cilt yüzeyinde, vücutta herhangi bir yerde bulunup genellikle iyi seyirlidir. Kistlerin bir kısmı belirti göstermezken diğer bir kısmı ağrıya sebep olabilmektedir. Yumurtalık kistleri ise üreme çağındaki ve genellikle genç kadınlarda sık rastlanan, çoğu iyi seyirli oluşumlardır.

Yumurtalıklardaki kistler, yumurtalıkların görevinin ergenlik döneminde başlayıp menopozla bitmesi nedeniyle, ergenliğe girmeyen yani adet görmeye başlamamış kadınlarda ve aynı zamanda menopozdaki kadınlarda pek görülmemektedir.

Polikistik Overler nasıl meydana gelir?

Yumurta hücresini içeren bu ufak kesecikler (foliküller) her ay düzenli bir şekilde çatlaması gerekirken gelişimlerinde bir aksaklık meydana gelirse yumurtalıklar da kist halinde kalmaktadır. Bu durum tekrarladığında ise yumurtalıklarda çatlayamamış kistik yapıların sayısı artmakta ve küçük boyutlu çok sayıda olan kistlerin yumurtalık içinde birikmesiyle de Polikistik Over Hastalığı meydana gelmektedir. Yarıda kalan yumurtlama, kistlerin sayısını artırmakta ve kist sayısı arttıkça da yumurtalıkların hassas hormonal dengeleri daha da bozulup süreci daha da aksatmaktadır.

Bu çok sayıda kistin neden olduğu hormonal dengesizlik durumu sonucu en sık görülen bozukluklar şunlardır;

  • Aşırı androjen üretimi,
  • Luteinize edici hormon (LH) düzeylerinde yükseklik
  • Follikül stimüle edici (uyarıcı) hormon (FSH) düzeylerinde düşüklük

Bu değişikliklerin bir kısmının mekanizması tam olarak anlaşılmış değildir. Bu durumdaki yumurtalıklar aşırı derecede androjen salgılamaktadır.

Androjen hormonu, her iki cinste bulunan ve erkeklerin üreme sisteminin gelişmesinde ve büyümesinde en önemli görevi üstlenen bir grup hormondur. Androjen grubu hormonlarda en önemli olanı erkeklerde erbezlerinden salgılanan testosterondur. Androjen hormonunun artması da birazdan tanımlayacağımız birtakım problemleri beraberinde getirecektir.  

- İlgili konu: Androjen reseptörü nedir? Prostat kanseri oluşumunda temel molekül

Polikistik over sendromu için risk faktörleri

Polikistik Over Sendromu'nun (PKOS) nedeni tam olarak anlaşılamamakla birlikte, genetik faktörler söz konusudur. PKOS'lu bireylerin ailelerinde bu rahatsızlık daha sık görülür. Ailede kadınlarda düzensiz adet veya diyabet varlığı, PKOS riskini artırır.

Polikistik Over Sendromu androjen hormonunun fazla salgılanması, yumurtlamada bozukluk ve yumurtalığın yapısal olarak kistik görünüme kavuşması ile karakterize bir düzensizliktir.

Klasik PKOS, üreme çağındaki kadınların %6 ila %10’unu etkilemekte, androjen fazlalığı nedeniyle önemli sıkıntılara yol açabilmektedir. Vücutta erkeksi tüylenmeler, aşırı akne (sivilce), kilo alma gibi sorunlar görülebilmektedir.

Polikistik over sendormunun belirtileri nelerdir?

Polikistik Over Sendromu kendini en çok normal olmayan tüylenme artışı ya da adet düzensizliği ile göstermektedir. Adetler 21 günden az ya da 35 günden fazla olacak şekilde ve düzensiz aralıklarladır. PKOS için genel olarak belirtiler şu şekildedir;

  • Tüylenme (göğüs, karın ve sırt gibi)
  • Saç incelmesi ve kellik (erkekler gibi)
  • Adet düzensizliği
  • Akne oluşumu ve yağlı cilt
  • Kilo artışı (özellikle karın bölgesinden)
  • Geç hamile kalma veya hamile kalamama (kısırlık)
  • Boyunda veya koltuk altlarında deri fazlalıkları
  • Boyun arkasında, koltuk altlarında ve göğüs altlarında koyu veya kalın cilt lekeleri

- İlgili konu: Kanserli Hastalar için Embriyo Dondurma ve Kısırlık Tedavisi Hakkında Bilgiler

Polikistik over tedavi edilmezse ne olur? – Sebep olabileceği diğer sağlık problemleri

Polikistik Over Sendromu yumurtlama problemlerine bağlı kısırlığın en yaygın nedenidir. Çok faktörlü bu bozukluğun obeziteye katkısının bulunması gibi çeşitli çevresel etkileri de bulunmaktadır. Buna ek olarak Polikistik Over Sendromu; insülin direnci gelişimi, tip 2 diyabet, yüksek kolesterol, kalp rahatsızlıkları ve hipertansiyon gibi sorunlarla da bağlantılıdır.

- İlgili konu: Kanser ve diyabet arasındaki ilişki kesin olarak kanıtlandı

(Polikistik Overler) PKOS ve kanser riski

Yumurtalık kistleri genellikle belirti vermemekte ve rutin jinekolojik muayene sırasında saptanmaktadır. Bu nedenle düzenli muayeneler önem arz etmektedir. PKOS’a bağlı uzun süre yüksek östrojen hormonuna maruz kalmak, endometriumun (rahim) sürekli mitojenik uyarımı ile sonuçlanır ve bu da rahim kanseri riskini artırır (2,7 kat kadar). PKOS’ta östrojen miktarı artarken, progesteron miktarı azalır. Östrojen yeni hücrelerin oluşmasını tetiklerken, progesteron bu hücrelerin olgunlaşmasını sağlar. PKOS ile yumurtalık (over) kanseri ilişkisi çok net olmamakla birlikte, kimi çalışmalar yumurtalık kanseri riskini 2,5 kat kadar artırdığını ifade etmiştir.

2020 yılında derlenen mevcut çalışmaların bir analizinde ise genel olarak, PKOS ile yumurtalık kanseri arasındaki ilişkinin net olmadığı ancak rahim kanser riski ile bir ilişkisinin olduğu ortaya konmuştur.

PKOS ve jinekolojik kanser riskine dair güncel bir analiz çalışması

Kanser riski genel kapsamda, yaşam tarzı, endokrin tedaviler, metabolik ve diyet bileşenleri, aşırı kiloluluk durumu, fiziksel aktivite, toksik alışkanlıklar ve yaş gibi faktörleri içermektedir. PKOS’a sahip kadınlarda ise jinekolojik kanserlerin riski, sendromun ciddiyeti, spesifik tedavilerin ve yaşam tarzı faktörlerinin etkili olduğu ve henüz çözümlenmemiş bir problemdir. PKOS etyopatolojisi hala net olarak bilinmediğinden, tanı kriterleri hala tartışma konusu olduğundan ve endokrinolojik ve metabolik işlev bozuklukları çok karmaşık olduğundan böyle bir ilişkinin varlığını kanıtlayacak henüz sınırlı sayıda yüksek kaliteli çalışma yapılmıştır.

PKOS, kadınlarda kısırlığa sebep olan hormon bozukluklarını etkileyen en yaygın nedenlerdendir. Ayrıca kısırlık, meme kanseri ve yumurtalık kanseri ile bir bağlantısı olduğu net olmasa da kanser ile ilişkilendirilmiştir.

- İlgili konu: Fertilite-kısırlık tedavisi ve teknolojileri over kanseri riskini arttırır mı?

Meme kanseri riski

Sıçan modellerinin kullanıldığı bir çalışmada PKOS benzeri endokrin metabolik değişiklikler ile meme kanseri arasında bir bağlantı olabileceği gösterilmiştir. Bir başka çalışmada da PKOS hastalarında gözlemlenen sorunlu genler ile meme kanseri ile ilişkili genlerde bir benzerlik olduğuna dair bir hipotez sunulmuştur. Bazı çalışmalarda ise PKOS hastalarında obezitenin artması, meme kanseri riskiyle bağlantılı olabileceği vurgulanmıştır.

Öte yandan 45.470 PKOS hastası katılımcının dahil olduğu sekiz çalışmayı içeren bir analizde ise PKOS’un meme kanseri riskini artırmadığı doğrulanmıştır.

Danimarka ve İsveç’te ayrı ayrı yapılan kohort çalışmalarında da PKOS hastaları arasındaki meme kanseri riskinin genel popülasyon ile benzer olduğunu belirtilmiştir.  

Rahim kanseri riski

Hormonal olarak PKOS hastalarında LH aşırı ekspresyonu bilinmektedir. LH reseptörlerinin (LH’ın hücre yüzeyindeki bağlanacağı bölgeler) rahim kanseri olan PKOS hastalarının endometriyumlarında yüksek oranda eksprese edildiği gösterilmiştir. Buna dayanarak çok sayıda çalışma PKOS hastası kadınlarda rahim kanserinin arttığını göstermektedir.

Bir başka çalışmada da rahim kanseri hastalarının metformin ile tedavisinin genel yaşam kaybı oranında (mortalite) azalma ile ilişkilendirilmiş ve PKOS hastalarının yaşam boyu uygun bir metabolik ve endokrin kontrolünü sürdürerek, rahim kanseri risklerinin de azalabileceği görülmüştür.

Yumurtalık kanseri riski

Yumurtalık kanseri riski, üreme çağlarında gözlenen hormonal değişikliklerle ve yaşam boyu yumurtlama döngülerinin sayısının artmasıyla ilişkilendirilmiştir. Düşük adet döngüsü sayısının etkisi daha yüksek bir karsinojenez ile ilişkilendirilmiştir.

Son çalışmalar adet düzensizliği olan kadınlarının, yumurtalık kanseri kadınlar ile ortak miRNA ve mRMA özelliklerinin olduğuna dikkat çekilmiştir. Ayrıca DNA metilasyonu ve miRNA’ların PKOS hastası kadınların yumurtalık çeperlerinde anormal olduğu bulunmuştur ve bu popülasyonda yumurtalık kanseri riskinin daha yüksek olduğu düşünülmektedir.

İsveç’te yapılan bir kohort çalışmasından elde edilen veriler PKOS ile yumurtalık kanseri arasında bir ilişki gösterirken, Tayvan’da yapılan bir başka çalışmada böyle bir ilişki bulunamadı. Ayrıca son dönemlerde yapılan başka çalışmalarda da adet döngüsü ve PKOS ile yumurtalık kanseri arasında bir ilişki olmadığı bildirildi. Özetle, PKOS ile yumurtalık kanseri arasındaki ilişki için henüz netlik kazanmamıştır.

Sonuç olarak, PKOS yalnızca belirsiz etyopatolojisi nedeniyle değil aynı zamanda tanı ve tedavi ile uzun vadeli sonuçlara ilişkin tartışmalar nedeniyle de hala gizemli bir hastalıktır. Dolayısıyla PKOS ve jinekolojik kanserlere ilişkin riskler arasındaki bağlantı, yeterli sayıda çalışmanın olmaması ve mevcut çalışmaların da tartışmalı olmasından dolayı henüz netlik kazanmamıştır. 2020 yılına kadar olan mevcut çalışmaların incelendiği geniş kapsamlı analiz sonuçlarına göre, PKOS ile meme kanseri arasında bir bağlantının olmadığı, rahim kanseri riskini artırabileceği ve yumurtalık kanseri ile ilgili net bir yorum yapılamayacağı söylenebilir.

Sınırlı sayıda çalışma mevcut olduğundan ve hatta bazı çalışmalardaki değerlendirilen hasta sayısının da az olmasından dolayı PKOS ve jinekolojik kanserler arasındaki mantıksal riskin anlaşılması için daha geniş klinik çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır.

PKOS tanısı nasıl konur?

PKOS için tanı konmadan önce tıbbi geçmişe ve belirtilere bakılır. Fiziksel bir muayene sonrasında pelvik muayenesi yapılabilir. Yukarıda belirtilen belirtilerden bazıları farklı sağlık sorunları ile de benzerlik gösterdiği için ultrason ve kan testine başvurulur.

  • Ultrason: Yumurtalıkların boyutuna bakmak ve kist olup olmadığını görmek için kişi ultrason ile muayene edilir. Ayrıca, endometriyumun kalınlığına da bakılır.
  • Kan testleri: Yüksek seviyelerde androjen ve diğer hormonların varlığına bakılır. Kan şekeri seviyesi kontrol edilir. Ayrıca kolesterol ve trigliserit seviyelerine de bakılabilir.

(Polikistik Overler) PKOS nasıl tedavi edilir?

PKOS tedavisinde 2 temel mantık yer almaktadır. Amaç, yarıda kalan yumurtlama işlemini engellemek olduğu için ya yumurtlama hiç başlatılmamalı ya da yumurtlamayı tamamlatıcı tedaviler uygulanmalıdır.

  • Birinci işlem için oral kontraseptifler yani doğum kontrol hapları kullanabilir çünkü doğum kontrol hapları daha folikül gelişmeden yumurtlama işlemini durduracağı için rahmi koruyacaktır.
  • İkinci durum içinse belirli ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Bozulan hormonal dengeyi düzenlemeye yönelik ilaçlar verilmektedir ve bu yöntemlerle yumurtalıkta oluşan kistler zamanla azalmaktadır.

Fakat bu rahatsızlıktan muzdarip kadın hasta, çocuk sahibi olmak istiyorsa doğum kontrol hapları buna engel olacağından tedavi seçenekleri kişiye özgü olarak planlanmaktadır.

Oral kontraseptifler (doğum kontrol hapları) ilaç tedavilerinde ana görevi üstlenirken adet döngüsünü düzenlemekte, hormonal dengeyi düzene sokmaktadır. Oral kontraseptiflerle tedaviye 6 ay boyunca yanıt alınamayan durumlarda ise tedaviye spironolakton eklenmesi önerilmektedir. Yine rahim duvarının kalınlaşmasını sağlayacak derecedeki durumlarda ve kansere gidebilecek oluşumlarda oral kontraseptifler önerilmekte, bunu bünyesi kabul etmeyen hastalarda ise direkt progesteron hormonu verilmektedir.

- İlgili konu: Hormon yerine koyma tedavisi nedir? Hangi kadınlar ne zaman kullanmalı?

Hamile kalmak isteyen kadınlarda aynı zamanda eğer kilo ya da obezite problemi varsa, tedavi üzerinde olumlu etkisi olduğu düşünüldüğünden (ya da tedavi sürecinde kilo verildiği gözlemlendiğinden) öncelikle kilo verilmesi amaçlanmaktadır. Şeker hastalığı ile ilişkilerinin ortaya konması sebebiyle Polikistik Over Sendromlarında diyabetik bir ilaç olan metformin de tercih edilebilmektedir.

- İlgili konu: Kilo vermek kanserde görülen yeni damarlanma proteinlerini azaltıyor