Erken evre ve kanserin tekrar etmesi açısından yüksek riskli meme kanseri tedavisinde abemasiklib (ABD Verzenio, Türkiye Yulareb), yarattığı heyecanın yanısıra çok sayıda soruyu da gündeme getirdi.

Hormon pozitif meme kanseri tedavisinde onay alması ile tanıştığımız yeni nesil kanser ilaçlarından hücre siklusu CDK4 / 6 baskılayıcı abemasiklibin, standart hormonal tedaviye eklenmesinin, yüksek riskli hormon reseptörü pozitif (HR+), insan epidermal büyüme faktörü reseptörü 2 (HER2) negatif meme kanserinde erken nüks (tekrar) riski önemli ölçüde azalttığı ESMO Sanal Kongre 2020'de sunulan ve eşzamanlı Journal of Clinical Oncology'de yayımlanan bir faz-3 klinik araştırma ile gösterildi.

MonarchE adlı klinik çalışmaya alınan 5600 hasta arasında, tek başına hormonal tedaviye karşı abemasiklib artı hormonal tedavinin 2 yıllık sonuçları karşılaştırıldı ve abemasiklib kullanmanın, hastalıksız sağkalım riskini %25 azalttığı görüldü (p = 0,0096; HR, 0.75;% 95 CI, 0.60 - 0.93).

2. yılda, hastalıksız sağkalım oranı abemasiklib kolunda %92,2 iken tek başına hormon baskılama tedavisi alan grupta %88,7 idi.

Son 20 yıl içindeki ilk gelişme

Çalışmanın baş araştırmacısı Dr. Stephen Johnston: "Bu, meme kanserinin adjuvan (ameliya sonrası koruyucu) tedavisinde 20 yıldan fazla bir süredir görülen ilk ilerlemedir." dedi.

Meme kanserinin tekrar etmesi için en riskli zamanın tedavi sonraki ilk 2 yıl olduğunu biliyoruz. Temel mesele 2 yıl mı yoksa daha uzun bir tedaviye ihtiyacınız olup olmadığıdır. Başka bir klinik çalışma, 3. yıldaki nüks oranlarına başka bir ilaçla bakıyor ve bunun sonuçlarını görmek için daha fazla beklememiz gerekecek.

Peki bu uygulama, bu grup hasta için yeni tedavi standardı haline gelebeilecek mi, HR +, HER2 negatif erken evre ve yüksek riskli hastalar, kemoterapi almadan böyle bir kombinasyonla (CDK4 / 6 baskılayıcı artı hormonal ilaç) ile tedavi edilebiilr mi?

Çalışmanın ayrıntıları

Abemasiklib, ilk olarak 2017'de hormonal tedavi veya kemoterapi sonrası kanserin progrese olduğu HR +, HER2 negatif ileri evre meme kanserinde tek ajan olarak veya fulvestrant ile birlikte MONARCH-2 çalışmasından elde edilen verilere FDA onayı aldı (bakınız ilgili FDA onayı). Daha sonra 2018'de aromataz inhibitörü ile birlikte birinici basamakta MONARCH-3 çalışması ile onay aldı.

MonarchE ise, HR pozitif HER2 negatif erken evre meme kanserinde birinci basamak adjuvan tedavi olarak abemasiklibin etkisini inceledi.

Kimler nüks açısından yüksek riskli kabul edildi?

  • Ameliyat patolojisinde lenf nodu pozitif olması,
  • ana tümör boyutu ≥5 cm olması,
  • histolojik olaraj 3. derece tümör (geade 3)
  • ve / veya Ki67 endeksi ≥% 20 hastalar yüksek riskli olarak kabul edildi.

Hangi hormon baskılama ilacı seçileceği hekime bırakıldı ve klinik olarak belirtildiği gibi hormonal tedavi 5-10 yıl sürdürüldü.

MonarchE çalışması 5637 hastayı içeriyordu. Abemasiklib artı hormonal tedavi grubu 2808 ve tek başına hormonal tedavi grubu 2829 hastayı içeriyordu.

İki grup, temel özellikleri açısından iyi dengelendi. Hastaların büyük çoğunluğu (yaklaşık %85) 65 yaşın altındaydı ve %56,5'i menopoz sonrası idi.

Ayrıca,%37'si daha önce neoadjuvan kemoterapi ve yaklaşık %58'i adjuvan kemoterapi almıştı.

Uzak metastazsız sağkalım riski de abemasiklib artı hormonal tedavi ile tek başına hormonal tedaviye kıyasla %28 azaldı (2. yılda sırasıyla %93.6 ve %90.3).

Kombinasyon tedavisi alan koldaki hastaların yalnızca 92'sine karşı sadece hormonal tedavi alanların 142''sinde uzak organ metastazları gelişmesi oldukça dikkat çekici farklar olarak karşımıza çıktı.

Kemikte nüks olan hasta sayısı abemasiklib ile 32 ve tek başına hormonal tedavi ile 81 idi; abemasiklibli 29 hastada ve tek başına hormonal tedavili 42 hastada karaciğerde nüksler görüldü.

Sonuçlar, abemaciclib kolunda en sık görülen yan etkilerin ishal, (%82), nötropeni (%45), yorgunluk (%38) idi; buna karşı kontrol grubunda artralji (% 31), sıcak basması (% 21) ve yorgunluk (%15) en sık yan etkilerdi.

Abemasiklib grubundaki hastaların %2.3'ünde venöz tromboembolik bir olay (damar tıkanıklığı) kaydedildi ve tek başına hormonal tedavi alanların ise %0.5'inde görüldü. İnterstisyel akciğer hastalığı görülme oranları sırasıyla %2.7 ve %1.2 idi.

Gerekirse günde iki kez 150 mg'dan 100 mg'a doz azaltılmasına izin veren çalışma tasarımına rağmen, 463 (%16.6) hasta yan etkilerin bir sonucu olarak abemasiklibi bırakmıştır. Bunlardan 306'sı hormonal tedaviye devam etti. Bu durum klinik uygulamada dikkate alınması gereken önemli bir konu olacaktır.

Bununla birlikte, ishal sıklığı ve şiddeti zamanla önemli ölçüde azaldı ve abemasiklib grubunun yalnızca %4.8'i, bu yan etkinin bir sonucu olarak kullanımı bıraktı.

Akılda kalan sorular...

Sonuçları olumlu gözüken bazı klinik araştırmalar, cevapladıkları kadar çok soru ortaya çıkarır ve monarchE de bir istisna değildir.

Örneğin, HR +, HER2 negatif erken meme kanserinde adjuvan hormonal tedaviye bir başka CDK4 / 6 baskılayıcı ilaç olan palbosiklibin eklenmesini değerlendiren ve aynı zamanda ESMO toplantısında sunulan çok benzer PALLAS çalışmasının olumsuz sonuçlarının ortaya çıkardığı bir muamma var.

Burada en önemli mesele, 2 yıl gibi çok kısa bir takip süresi olarak akrşımıza çıkmaktadır.

İkincisi, hastalıksız sağkalımda görülen gelişmeler bizim gerçekten önem verdiğimiz şeye yol açacak mı: genel sağkalımı da iyileştirecek mi? Yine zaman gösterecek, ancak onkologlar, hastalar, onay ve geri ödeme kurumları bu sorunun cevabını derinden önemsiyorlar.

Peki ya geç nüks?

Ayrıca CDK4 / 6 inhibitörünün adjuvan tedavide kullanılması durumunda optimum süre olacak?

Bir başka konu da CDK4 / 6 baskılayıcı ajanlardan hangi hastaların en fazla yarar gördüğünün ööngörecek biyobelirteçlerin halen tanımlanmamış olması. Çünkü bu ilaçları oldukça pahalıdır. 2 yıllık adjuvan tedavisi, dünyanın dört bir yanındaki CDK4 / 6 baskılayıcı ilaç tedavisine aday olabilecek hastaların çoğunluğu için ulaşılamaz.

*