Geçtiğimiz günlerde Amerikan Dermatoloji Dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre solaryum, melanom (cilt kanseri) riskini %16 arttırmakta; solaryum kullanım sıklığı arttıkça da kanser riski artmaktadır.

Cilt kanseri, tüm kanser türleri içerisinde en sık görülen kanser türlerinden biridir. Melanom, deriye rengini veren pigment hücrelerinin (melanositlerin) yapılarının bozularak kontrolsüz çoğalmasıyla gelişen bir cilt kanseri türüdür ve cilt kanserleri içerisinde en kötü huylu olanıdır. Lezyonların bir kısmı var olan bir ben üzerinde gelişirken; bir kısmı da normal bir cilt zemininden gelişir. Erken evrede tanı konulduğunda etkin bir şekilde tedavi edilebilir. Ancak bu dönemde tanı konulamazsa hızla bölgesel lenf düğümlerine, ardından tüm vücuda yayılabilir ve tedavi şansı önemli ölçüde ortadan kalkar. Cilt kanseri görülme sıklığı her 10 yılda bir %2 oranında artmaktadır. Bu yüzden bu denli sık görülen bir hastalıkta öncelikli tedavi stratejisi elbette ki hastalığın önlenmesi, yani korunma olmalı, hastalığın gelişiminde risk oluşturan etkenlerden olabildiğince uzak durulmalıdır.

Günümüzde bilimsel olarak cilt kanserini arttırdığı bilinen en önemli etken, güneşten gelen UV ışınlarıdır. Özellikle, uzun süre güneş altında kalınarak yapılan aktiviteler (güneşlenme gibi) ciddi risk oluşturmaktadır. Bunun yanında, yine bronzlaşmak adına girilen solaryum cihazlarının da cilt kanseri riskini artırdığı pek çok çalışmada gösterilmiştir. Ancak bu riski ne derece artırdığı, kullanım süre ve sıklığının bu ilişkiyi ne derece etkilediği, iddia edildiği gibi solaryum cihazlarında kullanılan yeni teknolojinin daha zararsız mı olduğu gibi konular netlik kazanmamıştır. İşte bu yüzden, geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir çalışmayla bu konular aydınlatılmaya çalışılmıştır.

Söz konusu çalışma; son yıllarda bu konuda yayınlanmış 31 ayrı araştırmaya ait verilerin derlenip, analiz edilmesi yöntemiyle yapılmıştır. Bu çalışma yaklaşık 15.000’i melanomlu 250.000 kişiye ait verileri içermektedir. Çalışmada, hastalar sadece solaryum kullanan/kullanmayan şeklinde değil, 10 defadan az kullanan/fazla kullanan, 25 yaşından önce kullanmaya başlayan/sonra kullanmaya başlayan, 1 yıldan az sürede kullanan/fazla sürede kullanan olmak üzere çeşitli alt gruplara ayrılarak değerlendirilmiştir. Veriler analiz edildiğinde; solaryum kullananlarda genel olarak cilt kanseri (melanom) riskinin %16 daha yüksek olduğu ve kullanım süre ve sıklığı arttıkça bu riskin daha da arttığı görülmüştür. Öyle ki; 1 yıldan daha uzun süre kullananlarda, 10 defadan daha fazla kullananlarda ve kullanmaya 25 yaşından önce başlayanlarda bu risk daha yüksek bulunmuştur. Bunun yanında, 2000 yılından önceki ve sonraki veriler değerlendirildiğinde yıllar arasında anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür. Yani solaryum cihazlarında kullanılan yeni teknoloji, eskilere kıyasla bu konuda herhangi bir avantaja sahip değildir.

Sonuç olarak; görünüşlerimize önem verip kendimizi daha güzel, daha iyi hissetmek istememiz, elbette ki en doğal hakkımızdır. Bunun için çaba göstermemiz kadar doğal bir şey de yoktur. Ancak, bunu yaparken sağlığımızdan olmamaya da özen göstermemiz gerekir. Çünkü sağlığımızı bir kere kaybettiğimizde, güzellik uğruna sarf ettiğimiz o bütün çabalar da boşa gitmektedir. Bu yüzden, hem sağlığımızı hem de güzelliğimizi bu denli derinden etkileyen cilt kanserinden olabildiğince korunmamız, solaryum ve uzun süre güneşlenme (UV ışınlarına maruz kalma) gibi risk oluşturan etkenlerden olabildiğince uzak durmamız gerekir. Aksi takdirde, daha bronz bir cilde kavuşmak isterken kanserli bir ciltle baş başa kalabiliriz.