Meme kanseri hastaları görülme oranı düşük olmasına rağmen en çok algı yanılgısını “genetik yatkınlık” konusunda yaşarlar. Hemen birçok bayan meme kanseri tanısı aldıktan sonra hastalığının genetik yatkınlığa bağlı olup olmadığını merak eder.

Doğru bilgilendirilmezler ise bir grup hasta tedavi planlamasında doktorundan her iki memesini almasını ve hatta yumurtalıklarını da almasını rica eder. Meme kanserinde genetik yatkınlık deyince akla iki gen gelir, BRCA1 ve BRCA2 genleri. Bu genler vücudumuzda tümör oluşumunu engelleyici gen olarak görev görür. Bu genlerde yapısal bozulmalar (mutasyonlar) taşıyıcı olan bireylerde meme kanseri ve yumurtalık kanseri riskini yaşamı etkileyecek oranda artırırlar. Tüm meme kanserli hastalar içinde bu anormal genleri taşıyan kanserli hasta oranı neredeyse %5-6 lar düzeyindedir. Ayrıca aile bireylerinde meme kanseri öyküsü olması bu genlere bağlı kanser olasılığını artırır ancak genetik testler yapmadan genetik geçişli kanser olduğu anlamına gelmez. Yapılan testler sonucunda nadiren bu genleri taşıyan bireyler ile karşılaşırız. Bununla birlikte meme kanseri tanısı almış kadınlarda bu geni taşıyan bireylerin saptanması son derece önemlidir. Bu önemlilik hem kendisi hem de gelecekte bu genleri aktaracağı çocuklarının geleceği için önemlidir. Öyle ki; yapılan çalışmalarla bu kişilerde hayatları boyunca meme kanseri gelişme riskinin %80, yumurtalık kanseri gelişme riskinin %50 dolaylarında olduğu gösterilmiştir.

Bu geni taşıyan meme kanserli kadınlarda yıllar boyu birkaç soru gündeme gelmiştir. Bunlardan ilki her iki memede ameliyat sırasında alınmalı mı? İkincisi yumurtalık kanseri riskini azaltmak için her iki yumurtalık alınmalı mı? Üçüncü soru ise yumurtalıkların erken dönemde alınması meme kanserine bağlı yenilemeyi (nüksü) ve ölüm riskini azaltır mı?

İlk iki sorunun cevabı günümüze değin yapılan çalışmalar ile verildi. BRCA1 ve BRCA2 geni taşıyan meme kanseri tanısı almış hastalarda hasta rızası doğrultusunda karşı memeye cerrahi yapılması meme kanseri görülme oranını ciddi düzeyde (%90) azaltmakta ve buna paralel olarak ölüm riskini azaltmaktadır. Aynı şekilde takip eden dönemde yumurtalığın alınması ise yumurtalık kanseri görülme sıklığını azaltmakta (%90) ve doğal olarak da ölüm riskini azaltmaktadır. Bu nedenle meme kanseri tanısı alan bir bayanda eğer doğurganlık yaşının sonlarında ise veya yeterli çocuk sahibi olmuş ise yumurtalıkların alınması önerilmektedir.

Üçüncü sorunun cevabı ise bu güne değin çok sayıda yapılan çalışmaların ortak analizinde bizleri aydınlatmıştır. Sizler ile bu çalışmanın sonucunu ve sonucundan çıkaracağımız dersi paylaşmak isterim.

Çalışmada; BRCA1 veya BRCA2 mutasyonu taşıyan erken evre (evre 1 veya 2) meme kanserli 676 kadın hastanın; 345 ine ooferektomi (yumurtalıkların alınması) uygulanırken 331 ine uygulanmamış ve hastalar ortalama 12,5 yıl takip edilerek meme kanserinden ölüm oranları değerlendirilmiştir. Sonuçta; yumurtalıkları alınan kadınların meme kanserinden ölüm oranlarının %56 daha düşük olduğu görülmüştür. Taşıdıkları gen mutasyonun türüne göre yapılan değerlendirmede ise; BRCA1 mutasyonu taşıyanlarda meme kanserinden ölüm riskinde anlamlı derecede azalma tespit edilirken, BRCA2 mutasyonu taşıyanlarda böyle bir etki görülmemiştir. Ancak çalışmada BRCA2 geni taşıyan hastaların oranının düşük olması nedeniyle BRCA2 ile ilgili yorum yapmak yanıltabilir. Yumurtalıkların alınması ayrıca hormona duyarlı olmayan (östrojen reseptör negatif) meme kanserli hastalarda daha güçlü etki oluşturmuştur.

Sonuç olarak; bu çalışmaya göre BRCA1 mutasyonu taşıyan meme kanserli kadınlarda, yumurtalıkların alınması meme kanserinden ölüm riskini anlamlı derecede azaltmaktadır ve bu etki özellikle hormona duyarlı olmayan meme kanserli hastalarda daha da belirgindir. Yukarıda en çok akla gelen soruları sıralamıştık ve hepsinde de özel bir engelleyici durum yok ise genetik geçiş gösteren meme kanserli bayanlarda her iki memenin ve yumurtalıkların uygun dönemde alınması hastalar için olumlu görünmektedir. Ne var ki ülkemizde BRCA1 ve BRCA2 mutasyon testleri çok sayıda kanser merkezinde yüksek riskli hastalarda bile çalışılmamaktadır.

Kimlere BRCA1 ve BRCA2 testi istenmeli (Amerika Kanser Enstitüsü Aralık 2011)

  • Ailesinde meme kanseri öyküsü olan ve elli yaşından önce meme kanseri tanısı alan hastalar 
  • Aynı hastada her iki memede kanser saptanması 
  • Aynı hastada ve/veya aile bireylerinde meme veya yumurtalık kanserleri saptanmış olması
  • Çoklu meme kanserleri
  • Aile üyelerinden birinde BRCA1 veya BRCA2 ilgili kanserin görülmesi 
  • Erkek meme kanseri vakaları 
  • Meme kanseri tanısı alan Aşkenaz Yahudileri 
  • Ayrıca, son yıllarda "üçlü negatif" olarak tanımladığımız hormona duyarlı olmayan ve her2 reseptör taşımayan meme kanserli hastalarda da BRCA1 ve BRCA2 testi çalışılması yönünde öneriler bulunmaktadır.