Hedefe yönelik tedavide kullanılan Sorafenib (Nexavar®), tedaviye direnç gösteren agresif tiroid kanserinde yeni bir umut oluşturdu.

Son yıllarda özellikle kadınlarda artış gösteren tiroid kanseri, bütün kanser türleri içinde yaklaşık % 1 oranında görülmektedir. Tiroid kanserinin son otuz yıldaki artış oranına bakılacak olursa; 1973 yılında yüz binde 3.6 iken 2000’li yılların sonrasında yüz binde 8.7’ye yükselmiş ve halen de artmaya devam etmektedir.

Tiroid Kanserleri, nadiren de olsa diğer kanser türleri gibi farklı organlara metastaz (sıçrama) yapabilirler. Tiroid kanserinde tedavi kararı öncesi; hastalığın tiroid dokusunda yayılımı, hastanın yaşı, bölgesel lenf bezlerine metastaz olup olmadığı ve uzak organlara metastaz yapıp yapmadığını bilmek önemlidir. Bu nedenle, tiroid kanseri tanısı konduktan sonra vücudun kapsamlı görüntüleme testleri ile taranması gerekir. Tiroid kanserlerinde uygulanan temel tedavi yöntemi cerrahi müdahaledir. Buradaki amaç, tüm tiroid dokusunun çıkarılarak geride tümör kalmamasını sağlamaktır. Bu nedenle, tiroid kanserlerinde total triodektomi (troid dokusunun tamamen çıkarılması) tercih edilecek cerrahi tedavi yöntemidir. Lenf bezlerine metastaz yapıp yapmadığı tedavi planlamasında dikkat edilmesi gereken diğer bir unsurdur.

- İlgili konu: Tiroid Kanseri Belirtileri, Evreleri ve Tedavisi

Tiroid kanseri ameliyatından sonra hastalığın yenilemesini önlemek amacı ile hastalara radyoaktif iyot tedavisi uygulanır. Bu tedavide amaç vücutta gözle veya tarama testleri ile göremeyeceğimiz mikroskobik boyutta kalan kanser hücrelerini yok etmek ve hastalığın yenilemesini önlemektir. Ne var ki, tüm bu cerrahi ve radyoaktif tedavilere rağmen bazı tiroid kanserli hastalarda yenilemeler gözlenebilir. Bu yenilemeler boyun bölgesinde olabileceği gibi vücudun akciğer, karaciğer, kemik gibi diğer organlarında da gözlenebilir. Bu hastalarda tekrarlayan radyoaktif iyot tedavilerine yanıt alınamayabilir ve hastalıkta ilerlemeler gözlenebilir.

İşte, tiroid kanserlerinin klasik tedaviye dirençli olan yenilemiş bu türlerinde, kısa bir süre öncesine kadar etkin bir tedavi yoktu. Bu kanser türünde kemoterapilerin de işe yaramadığı bilinmekteydi. Böylesine çaresiz kalan troid kanser hastalarında yeni ilaçlar en önemli eksiğimizdi.

Kanser alanında gerçekleştirilen onlarca araştırma sonuçlarından biri, geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaşılmış, nüks etmiş agresif tiroid kanserine karşı alınan umut verici sonuçlar bir kapı daha aralamıştır.

Amerikan Tıbbi Onkoloji Derneğinin 2013 yıllık toplantısında kamuoyu ile paylaşılan klinik araştırma sonuçları, kanser tedavisinde hedefe yönelik bir ilaç olarak kullanılan Sorafenib’in agresif tiroid kanserinde, tümörün gelişmesini geciktirecek nitelikte olduğu yönündedir.

Araştırmacılar, kanser gelişimine katkı sağlayan belli bazı proteinleri hedef alan Sorafenib’i, tiroid kanseri tedavisinde değerlendirmek için bir araştırma yapmıştır. Ameliyat edilmesi mümkün olmayan karaciğer kanseri ve ilerlemiş böbrek kanseri tedavisinde kullanılan Sorafenib’in, agresif tiroid kanseri üzerindeki etkisine bakılmıştır. Araştırmaya metastatik, radyoaktif iyot (RAI) tedavisine dirençli tiroid kanseri olan 417 hasta katılmış, hastaların bir kısmı Sorafenib ile tedavi edilirken, diğerlerine plasebo (ilaçmış gibi verilen fonksiyonsuz madde) verilmiştir.

Sonuç olarak;

  • Ana kanser tedavisi olarak Nexavar alan tiroid kanseri hastaların hastalığının ortalama 10.8 ay süresince ilerleme göstermediği ortaya çıkmıştır. Plasebo alan grupta ise bu süre 5.8 ay olarak belirlenmiştir.
  • Sorafenib ile tedavi edilen hastaların çoğunda tümör büyümesi durdurulup %12’sinde de ciddi oranda küçülme sağlanırken plasebo kullanan hastalarda tümörde küçülme oranı %1’den azında görülmüştür.
  • Hastalığı kontrol etme oranı (tümörün küçülmesi veya hastalığı en az 6 ay sabit tutma), Sorafenib kullanan grupta %54, plasebo kullanan grupta %34 olmuştur.

Düşünceme göre, bu sonuçlar Sorafenib adlı ilacın metastatik tedavi-dirençli tiroid kanserinde, hayatta kalma süresini neredeyse ikiye katladığını göstermektedir.

Bu araştırmada elde edilen verilerden yola çıkarak, tiroid kanseri tedavisi için yetkili kuruluşlardan onay alır ise, Sorafenib adlı bu yeni ilacın önümüzdeki süreçte hastalarımızın tedavisinde ciddi katkı sağlayacağı düşüncesindeyim.