Yeni tip koronavirüsün (SARS-Cov-2) havada ve yüzeylerde dağılımını belirlemek için hava ve yüzey örnekleri test edildi. Bulaş miktarı yoğun bakım ünitelerinde (YBÜ), genel servis alanlarına göre daha fazla olarak raporlandı. Virüs zeminde, bilgisayar faresinde, çöp kutusunda ve hasta yatağı korkuluklarında yaygın olarak tespit edildi ve yayılım alanının yaklaşık olarak 4 metre civarında olduğu gözlendi.

22 Nisan 2020 itibariyle, 2019 Aralık ayından bu yana küresel olarak 2.500.000’den fazla COVID-19 vakası bildirildi. Sağlık sistemlerinin bu denli yüksek rakamlarda ayakta kalabilmesi oldukça zorlayıcı bir durumdur. Bu nedenle virüsün bulaşma kapasitesi, çeşitli bulaşma yolları en iyi şekilde belirlenmelidir.

SARS-CoV-2 için ana iletim yolu "solunum damlacıkları" ve yakın temastır

COVID-19 servislerinde SARS-CoV-2’nin çevresel bulaş derecesinin bilinmesi, sağlık personeli için güvenlik uygulamalarının iyileştirilmesi ve halk arasında SARS-CoV-2’nin iletimi ile ilgili soruların cevaplanabilmesi açısından önemlidir. Bununla birlikte SARS-CoV-2’nin aerosol aracılığı ile bulaşıp bulaşmayacağı tartışmalı bir konudur ve yakın temaslara maruz kalma riski sistematik bir biçimde değerlendirilmemiştir.

Aerosol, havada asılı durabilen katı veya sıvı parçacıklara denmektedir. Boyutları, çap olarak 0.003 mikrometreden 100 mikrometreye kadar olabilir.

Yazımızda inceleyeceğimiz bu çalışmada Wuhan, Çin’deki Huoshenshan Hastanesi'nde bir yoğun bakım ünitesi (YBÜ) ve genel bir COVID-19 servisi yüzey ve hava örnekleri test edildi.

Çalışmanın detayları

Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin (CDC) yayınlamış olduğu raporda ele alınan çalışmada, yoğun bakım ünitesi ve genel servislerde potansiyel olarak bulaş olabilecek nesnelerden sürüntü örnekleri alınmıştır. Yoğun bakım ünitesinde kritik hastalık geçiren 15 hasta ve genel serviste orta-ciddi hastalık belirtileri olan 24 hasta bulunmaktadır. Aerosol maruziyetinin tespit edilebilmesi için iç mekan havası ve hava çıkışları da örnek alınan yerlerden olmuştur. Zemin, bilgisayar fareleri, çöp kutuları, hasta yatağı korkulukları, hasta maskeleri, kişisel koruyucu ekipman ve hava çıkışları örneklenmesi açısından önceden nemlendirilmiş steril sürüntü araçları kullanılmıştır. Gerçek zamanlı PCR testi ile SARS-CoV-2’nin nükleoprotein genleri test edilmiştir.

Buna göre hemen hemen tüm pozitif sonuçlar, bulaş olan alanlarda yoğunlaşmıştır. Yoğun bakım ünitelerinin pozitiflik oranı genel servise göre çok daha yüksekti. Zeminden alınan örneklerde pozitiflik oranı muhtemelen yerçekimi nedeniyle damlacıkların yere düşmesi kaynaklı olarak daha yüksekti. Ayrıca yoğun bakım ünitesinde görevli sağlık personellerinin ayakkabı tabanlarından alınan örneklerin yarısının sonucu da pozitif gelmişti. Bu nedenle tıbbi personelin ayakkabı tabanları birer taşıyıcı görevi görebilmektedir. Yani, önlem olarak tıbbi personelin COVID-19 hastalarının bulunduğu yerlerden çıktıklarında ayakkabı tabanlarını dezenfekte etmeleri gerekmektedir.

Bulaş sonucu pozitiflik oranı tıbbi personel veya hastalar tarafından sıkça dokunulan nesnelerin yüzeyinde de göreceli olarak daha yüksektir. Ek yüksek oranlar; bilgisayar fareleri, ardından çöp kutuları, hasta yatak korkulukları ve kapı tokmağı şeklindedir. Tıbbi personelin manşetlerinde ve eldivenlerinde de pozitif sonuçlar elde edilmiştir. Hasta teması sonrası el hijyenine dikkat edilmesi ayrıca önemlidir. Hastalar tarafından kullanılan maskelerde damlacıklar ve oral sekresyonlar barındırdığından, bu maskelerde pozitiflik oranı da yüksek durumdadır dokuların (oral sekresyonlar, ağzı bölgesi hücrelerinin yaydıkları sıvı ve sıvımsı akıntılardır). Maskelerin ortak alanlara atılmaması veya en azından dezenfekte edilerek ortak çöplere atılması hastalığın yayılmasını azaltıcı önlemlerden olacaktır.

- İlgili konu: COVID-19 Pandemisi döneminde unutulan bir konu: TIBBİ ATIKLAR

Ayrıca çalışmada SARS-CoV-2’nin aerosol maruziyet riski de değerlendirilmiştir. Buna göre aerosol pozitifliğinin yoğun bakım kısmı için hasta yataklarının bulunduğu yerlerde %40.6; doktorların bulunduğu orta kısımda %12,5 olduğu saptanmıştır. Genel servisler için hasta yataklarının bulunduğu yerlerde %12,5 bulunurken, koridorlarda ise saptanmamıştır.

Yoğun bakım ünitesinde çalışan sağlık personelinin kişisel koruyucu ekipman ve maske açısından tam donanımlı olması ayrı önem teşkil etmektedir. Çalışmanın sonuçlarına göre SARS-CoV-2 aerosolünün maksimum iletim mesafesi yaklaşık 4 metre olabilmektedir.

Sonuç

Çalışmanın 3 önemli sonucu bulunmaktadır:

  • İlk olarak, SARS-CoV-2 hem yoğun bakım ünitesinde hem de genel serviste havada ve nesne yüzeylerinde yaygın olarak bulunmaktadır, bu da sağlık personeli ve diğer yakın temaslılar için potansiyel yüksek bir enfeksiyon riski anlamına gelmektedir.
  • İkincisi, çevresel bulaş yoğun bakım ünitesinde genel servise göre daha fazladır; bu nedenle yoğun bakım ünitesinde çalışan sağlık personelinin daha sıkı koruyucu önlemler alması gerekmektedir.
  • Üçüncü olarak, genel servisteki aerosol dağılım karakteristikleri SARS-CoV-2'nin iletim mesafesinin 4 metre olabileceğini göstermektedir.

Çalışmadaki sınırlayıcı etkenler

Çalışmada 2 sınırlayıcı durum mevcuttur. İlk olarak nükleik asit testinin sonuçları varlığını bağımsız olarak sürdürebilen virüs miktarını göstermez. İkincisi, bilinmeyen minimal bulaşıcı doz için aerosol iletim mesafesi kesin olarak belirlenemez. Genel itibariyle, COVID-19 servislerinde ortam havası ve nesnelerin yüzeylerinde SARS-CoV-2’nin geniş ölçüde bulaş yapabildiği bulunmuştur. Bulgular, güvenlik uygulamalarının iyileştirilmesi açısından değerlidir. 

- TÜM KORONAVİRÜS YAZILARIMIZ -