Karaciğer kanseri yeni vaka sayısı ve hastalık nedenli yaşam kayıpları, 1990'ların başından bu yana ABD, Kanada, Avustralya ve Birleşik Krallık dahil olmak üzere pek çok yüksek gelirli ülkede iki katına çıkmıştır.

Yeni bulgulara göre karaciğer kanseri bu ülkelerde yaşam kaybı oranının arttığı tek ana kanser türüdür. Kanada Sağlık Bakanlığı ve Toronto Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görevli Profesör Dr. Morris Sherman'a göre birçok kişi karaciğer kanseri ile 50'li yaşlarında, yani halen aktif çalışma hayatının içinde iken karşılaşıyor. Karaciğer kanseri belirtileri genelde ileri evrede ortaya çıkıyor ve bu durumda tedavi seçenekleri genelde çok yüzgüldürücü olmadığı için, bu kanserin ortaya çıkmasını önlemek veya erken tanı çok daha fazla insanın hayatını kurtarabilir.

İlginizi Çekebilir:

Karaciğer kanseri sıklığı ve yaşam kaybı oranları hem kadınlarda hem erkeklerde benzer artış göstermektedir. 2015’te ABD, Avustralya ve Kanada’da her 100.000’lik nüfusta 7.5; İngiltere’de her 100.000’lik nüfusta 8.7'lik bir mortalite (yaşam kaybı) oranı söz konusudur.

Aşağıdaki tabloda, 4 gelişmiş ülkede, yıllar içinde karaciğer kanseri sıklığındaki artış görülebilir. Rakamlar, her 100 bin kişi başına, yıllık yeni tanı konulan karaciğer kanseri sayısını ifade etmektedir.

karaciğer kanseri sıklığındaki yıllar içinde artış insidans

Karaciğer kanseri sıklığı ve yaşam kaybı oranları artışının nedenleri arasında; hepatit B, hepatit C virüs enfeksiyonları ve obezite bulunmakta. Özellikle obezitenin bir salgın hastalık gibi artışı, karaciğer kanserine ilerleyebilecek alkolden bağımsız karaciğer yağlanması hastalığının artışını tetikliyor. 

ABD gibi yüksek gelirli ve gelişmiş ülkelerde bile, çoğu insan hepatit B veya C virüsü bulaştığının farkında olmaz, ancak semptomlar ortaya çıktığında tanı belirlenir ve bu da çoğu zaman gecikmiş riskli durum anlamına gelir.

Günümüzde hepatit C enfeksiyonu için maliyetli olmakla birlikte etkili antiviral ilaçlar vardır, fakat koruyucu bir aşı yoktur. Hepatit B enfeksiyonu içinse antiviral tedaviler görece olarak daha zayıftır, fakat hepatit B'den tamamen koruma sağlayabilen HBV aşısı mevcuttur ve bu aşı doğumdan itibaren yapılmaktadır.

Hepatit enfeksiyonlarının oranı artmadığı halde karaciğer kanseri sıklığının artmasının 3 nedeni

  • halihazırda bu enfeksiyona sahip olanların yaşlanması,
  • salgın gibi artan obeziteye bağlı olarak, alkolden bağımsız karaciğer yağlanmasına sahip olanların artması
  • alkol tüketim oranlarının azalmıyor olması

Haziran 2018'in başlarında Kanada Karaciğer Araştırmaları Derneği 1945-1975 yılları arasında doğan bireylerin hepatit C için test edilmesini öneren kılavuzlar yayımladı. Kanada'da, hepatit C olan insanların üçte ikisi ile dörtte üçünün, 1945-1975 yılları arasında doğmuş oldukları tahmin edilmekte.

Hepatit C virüsü ile enfekte olanların %40 - 70'i enfeksiyondan haberdar değildir, çünkü semptomların (şikyetlerin) ortaya çıkması yıllar alır. Bu yüzden bebeklerde bile tarama yapmak çok önemli görülmeye başlanmıştır. Çünkü enfeksiyonun vücutta kalış süresi de çok önemlidir.

Ancak, hepatit B veya C virüsü bulaşmış veya alkolden bağımsız karaciğer yağlanması geliştirmiş olan herkesin karaciğer kanseri için önemli bir risk altındadır demek de doğru olmaz.

Erken tanı için toplumdaki herkesi taramak zor olabilir. Ancak, hastalık için yüksek risk altında olanları belirlemek için kullanılabilecek çeşitli risk skorları vardır. Bunlardan en önemlisi siroz olduğu düşünülür. Çünkü bir hasta siroz ise, karaciğer kanseri riski çok daha yüksektir.

Siroz tanısı alan hastalar her 6 ayda bir ultrasonografi yapılan bir tarama programına girerler. Erken evrede görülen bir karaciğer kanseri vakası da büyük ölçüde tedavi edilebilir.

Obezite ve alkolle mücadele, ayrıca Hepatit B ve C'nin taranması, bu hastalık için korunma ve erken tanı stratejileridir; böylelikle gelecekte karaciğer kanseri oranlarını düşürmek mümkün olabilir.