Penis Kanseri Nedir?

Penis kanseri (tıp dilinde penil kanser), penis ve diğer erkek cinsel organlarını etkileyen bir kanser türüdür. Cinsel organ kanseri nadir kanserlerden biridir ve erken tanı sonucu tedavi edilmesi sıklıkla kolaydır.

Penis kanserinin nedenleri, belirtileri ve tedavisi hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin .

ABD rakamlarına göre, bu nadir görülen kanser her 100 bin erkekten birini etkilemektedir, ki bu erkek kanser vakalarının %1'inden daha azını oluşturur. 2018'de, ABD'de yaklaşık 2,320 yeni vaka teşhis edildiği ve penis kanseri sebebi ile yaklaşık 380 yaşam kaybı yaşandığı tahmin ediliyor.

Penis kanseri, birçok farklı hücre türünden oluşan penis organının üzerinde veya içinde gelişir. Kanserin köken aldığı hücre tipi, tedavinin ana belirleyicisidir. Bununla birlikte penis kanseri en sık olarak penis cildinde gelişmeye başlar ve çoğu zaman cinsel organda cilt kanseri olarak da adlandırılır.

En yaygın penis kanseri türü, deri hücreleri olan skuamöz (yassı) hücrelerde görülür. Bu tip kanser genellikle penisin ucunda veya sünnetsiz erkeklerin sünnet derisinde başlar.

Skuamöz hücreli karsinom yavaş yayılmaya eğilimlidir ve erken aşamalarda yakalandığında tedavi etmek genellikle kolaydır.

Daha Az Görülen Penis Kanserleri Şunlardır:

  • Verrüköz karsinom : Büyük bir genital siğile benzeyen bir büyüme.
  • Karsinoma in situ (CIS) : Penisin daha derinlerine nüfuz etmeyen yassı hücreli kanserin en erken evresidir.
  • Melanom : Penis üzerinde oluşabilecek bir deri kanseri türüdür.
  • Bazal hücreli karsinom : Penis üzerinde gelişebilen bir başka cilt kanseri türüdür.
  • Adenokarsinom : Penisin ter bezlerinde oluşan nadir bir kanser türüdür.
  • Sarkom : Penis içindeki bağ dokusunu, kasları ve kan damarlarını etkileyen çok nadir bir penis kanseri türüdür.

Penis Kanserinin Nedenleri ve Risk Faktörleri

Penis kanserin kesin nedenlerini net olmamakla birlikte bazı olası risk faktörlerini tanımlamıştır:

Bazı erkekler, diğerlerine göre daha fazla penis kanseri riskiyle karşı karşıyadır.

Ortak Risk Faktörleri Şunlardır:

  • 65 yaşın üzerinde olmak
  • sigara içmek
  • sünnetsiz olmak

Penis Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Penis kanserinin erken belirtileri ve şikayetleri, kanserden çok daha yaygın olan diğer sorunları gösterebilir (yani herhangi bir penis cildi sorunu çoğu zaman kanser değildir). Yine de, erken teşhis başarılı tedavi olasılığını artırdığı için, belirtileri hakkında herhangi bir endişe duyanlar için bir doktorla konuşmak en iyisidir.

Penis kanserinin belirtileri ve bulguları şunlardır:

  • ciltte bir yumru veya cinsel organda şişlik
  • penis ucunda veya gövdesinde cilt renginde değişiklikler
  • kanama ihtimali olan ülser oluşumu
  • ciltte kalınlaşma
  • ciltte dikensi kabuklanma
  • kötü kokulu akıntı
  • sünnet derisi altında kanama
  • sünnet derisi altı cinsel organda kırmızı leke, döküntü
  • mavimsi kahverengi büyüme

Kanser eğer yayılım gösteriyorsa, genellikle ilk olarak bölgesel lenf düğümlerine metastaz yapar, bu da onların şişmesine neden olabilir.

Penis Kanseri Teşhisi

Penisin fizik muayenesi ve hastanın tıbbi öyküsü ile süreç başlar. Penisin cildi incelenir ve aynı zamanda lenf düğümlerindeki olası şişme de kontrol edilir.

Eğer şüpheli bir oluşum saptanırsa, küçük bir doku örneğinin çıkarılması olan bir insizyonel biyopsi, tüm lezyonun penis üzerinde çıkarılmasını gerektiren bir eksizyonel biyopsisi veya lenf düğümlerinden doku örneği almayı içeren lenf nodu biyopsisi yapılabilir. Ayrıca tümörün yayılımını saptamak için bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme veya ultrason istenebilir.

Penis Kanseri Tedavisi

Hangi tedavinin seçileceği, kanserin hücre tipine ve evresine bağlı olacaktır.

Erken evre bir penis kanserinin tedavisi, aşağıdakilerden birini veya birkaçını içerebilir:

  • etkilenen bölgeyi kesmek için lazer tedavisi
  • ilaçlı kremler
  • etkilenen alanları dondurmak için kriyoterapi
  • sünnet , kanserin sünnet derisinde olduğu durumlarda
  • Mohs ameliyatı, ya da etkilenen cilt katmanlarının ameliyatla alınması

Kanser daha ileri bir aşamaya ulaştıysa, sistematik tedavi yöntemlerinin seçilmesi olasıdır:

  • lenf düğümlerinin bir kısmının veya tümünün çıkarılması
  • radyoterapi
  • kemoterapi
  • penektomi, penisin kısmen veya tamamen çıkarılması ameliyatıdır

İleri Evre Penis Kanserinde Sistemik Kemoterapi

Sistemik kemoterapi, bir damar içine enjekte edilen veya ağız yoluyla verilen kanser öldürücü ilaçları kullanır. Bu ilaçlar kan dolaşımından geçer ve vücut boyunca kanser hücrelerine ulaşır. Bu tedavi sıklıkla lenf düğümlerine veya uzak organlara yayılan penis kanserleri için kullanılır. Kemoterapi, ameliyattan önce tümörlerin çıkarılmasını kolaylaştırmak için tümörleri küçültmek için de kullanılabilir (neoadjuvan tedavi). Ameliyattan sonra (adjuvan kemoterapi denilen) kanserin tekrar etme riskini azaltmak için de uygulanabilir.

Penis kanserini tedavi etmek için kullanılan ilaçların bazıları şunlardır:

Sıklıkla, bu ilaçların 2 veya daha fazlası ileri evre penis kanseri tedavisi için birlikte kullanılır. Bazı ortak kombinasyonlar şunları içerir:

  • Sisplatin artı 5-FU
  • TIP: paklitaksel, ifosfamid ve sisplatin

Penis Kanserinde Hastalık Sonuçları

5 yıllık bir sağkalım oranı, tanılarından 5 yıl sonra hala hayatta olan kişilerin yüzdesi anlamına gelir. Göreceli sağkalım oranları, belirli bir hastalığı olan insanların hayatta kalma oranını, hastalık olmaksızın genel toplumdaki insanlara kıyasla karşılaştırır.

Penis kanseri için 5 yıllık nispi (göreceli) sağkalım oranları:

  • Kanserin penis ile sınırlı kaldığı 1. ve 2. evreler için yüzde 85'dir .
  • Kanser lenf nodları gibi yakın dokulara yayıldıysa (evre 3 ve bazı evre 4) için yüzde 59.
  • Kanserin uzak organlara yayıldığı evre 4 için yüzde 11.

Bununla birlikte, hastalığın nispeten nadir olması nedeniyle, penil kanser için hayatta kalma oranları üzerinde bir araştırma eksikliği vardır.

Erken teşhis, en iyi sonuca yol açar. Erken aşamalardaki tedavi seçenekleri daha az invaziv (girişimsel) olup daha hızlı iyileşme sağlar.

Herhangi bir penis kanseri belirtisi yaşayan herkes, mümkün olan en kısa zamanda bir doktorla konuşmalıdır.