130 ülkeden 23 bin onkoloji profesyonelini bir araya getirecek olan Avrupa Onkoloji Kongresi ESMO 2017, 8-12 Eylül tarihleri arasında İspanya’nın başkenti Madrid’de gerçekleşecek.

ESMO adı ile anılan Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği (European Society for Medical Oncology), kurulduğu 1975 yılından bu yana başta Avrupa olmak üzere dünyanın dört bir yanından kanser çalışmalarını destekleme misyonunu yürütmektedir.

Kongrede bu yıl rekor katılımın yanında rekor bilimsel çalışma başvurusu da olmuştur, öyle ki geçen yıla nazaran %30 artışla 1500 orijinal çalışma kabul edilmiştir. Hem bilimsel hem toplumsal farkındalık kanser araştırmalarının en önemli motivasyonudur ve onkoloji profesyonellerini buluşturan uluslararası yıllık toplantılar, sınır ve sınıf tanımayan bu hastalıkla mücadelede atılan en önemli adımlardan biridir.

Bu yıl ESMO’da yine son yıllarda olduğu gibi kanseri immünoterapisi ve hedefe yönelik moleküler tedaviler ön planda gözükmektedir, fakat biraz daha farklı bir şekilde!

Yeni bulunan bir kanser ilacı çoğunlukla ilk olarak ileri evre kanserlerde denenir. Daha sonra bu ilaçların erken evrelerde işe yarayıp yaramayacağı araştırılır, ki erken evrede etkili kanser tedavileri ileri evrelere göre çok daha az sayıdadır. Çünkü erken evrede kullanılacak bir ilacın etkili olup olmayacağını ölçmek için çok daha fazla süreye (bazen on yıllar) ihtiyaç vardır ve erken evrelerde ameliyat ve diğer girişimsel tedaviler daha hızlı ve kalıcı sonuç verebilmektedir. Fakat ameliyat sonrası kanserin yinelemesi önleyici daha fazla tedavi seçeneğine ihtiyaç vardır.

Son yıllarda ileri evre çok sayıda kanser türünde etkili olduğunu gösteren immünoterapiler ve akıllı ilaçların erken evre kanserlerde sonuçlarının açıklanacak olması bakımından ESMO 2017 dikkatleri üstüne çekmektedir.

Gelin Bu Çalışmaların Birkaçına Birlikte Göz Atalım:

1- Akciğer kanserinde 3. evrenin standart tedavisi kemoterapi eşzamanlı radyoterapi uygulamasıdır. Bu tedaviye rağmen 5 yıllık sağkalım oranları %30’lar civarındadır. Bu nedenle 3. evre akciğer kanserinde standart kemoradyoterapi sonrası hastalığın tekrarlama ihtimalini azaltacak koruyucu (adjuvan) tedavi arayışı uzun zamandır gündemdedir. PD-L1’i engelleyen immünoterapi ilaçlarından biri olan durvalumab (Imfinzi), bu evre akciğer kanserinde standart tedavi sonrası denenmiş ve ön sonuçlar, hastalığın tedavi ile kontrol altında tutulma süreleri (progresyonsuz sağkalım) açısından umut verici bulunmuştur (PACIFIC çalışması).

2- Adjuvan immünoterapinin bir diğer önemli örneği cilt kanseri malign melanomdur. Bu hastalıkta, ameliyatla tümör çıkarıldıktan sonra koruyucu olarak immünoterapi ipilimumabın (Yervoy) hastalık tekrarlama ihtimalini belirgin olarak azalttığı ESMO 2016’da sunulan bir çalışmada görülmüştü, fakat bunu gösteren çalışmada kullanılan doz oldukça yüksekti (10 mg/kg). İmmünoterapilerin yüksek dozda verilmesi hem artan immünoterapi yan etkisi hem de zaten yüksek olan maliyeti daha da yükseleceği kaygısını bizlerde doğurmuştu. Bu nedenle 10 mg/kg ipilimumab ve diğer bir immünoterapi ilacı olan nivolumabın standart dozunun 2 haftada bir uygulaması karşılaştırıldı (CheckMate 238 çalışması).

3- BRAF pozitif melanomda hedefe yönelik ilaçların sadece metastatik hastalıkta değil, ameliyat sonrası koruyucu olarak işe yarayıp yaramadığının değerlendirildiği BRIM8 ve COMBI-AD çalışmalarının sonuçları da merakla beklenmektedir.

4- ASCO 2017’de ilk sonuçlarını gördüğümüz, ALK pozitif akciğer kanserinde alectinib (Alecensa) ve crizotinib (Xalkori) karşılaştırmasının daha uzun sonuçlarını ESMO 2017’de göreceğiz. Alectinib, özellikle beyin metastazlarını belirgin bir şekilde azaltması ve yaşam sürelerini uzatması bakımından crizotinibe üstün bulunmuştu (ALEX çalışması). Bu çalışmalar önemli bir soruyu gündeme getirmiştir:

ilk olarak en güçlü tedavi seçeneği mi uygulanmalı, yoksa bu tedaviler belli bir sıra ile mi uygulanmalı?

En güçlü ilacı ilk seçenek olarak uygulayıp, hastalığı en uzun süre kontrol altında tutmak en iyi seçenek olabilir.

5- ESMO 2017’de sunulacak tüm dikkat çekici çalışmalar elbette immünoterapi ve hedeflenmiş tedaviler hakkında değil. Akciğer kanserinde günlük pratiğimizi ve hasta takip düzenimizi değiştirebilecek bir Fransız çalışması sunulacak. IFCT-0302 adlı bu çalışma, akciğer kanseri ameliyatı ya da kemoradyoterapi tedavileri sonrası tekrarlama ihtimali görece olarak diğer kanserlerden daha yüksek olan akciğer kanserini, rutin klinik vizitler, akciğer filmleri, bilgisayarlı tomografiler ve bronkoskopi ile ne sıklıkta takip edilmesi gerektiği hakkında yeni fikirler sunuyor.

6- Dikkat çekeceğini düşündüğümüz bir diğer çalışma rahim ağzı (serviks) kanseri hakkında. NACTcervix çalışması ilk kez olarak önemli bir soruya yanıt arıyor: neoadjuvan (küçültücü) kemoterapi sonrası rahim ağzı kanserli hastalar için en iyi tedavi seçeneği ameliyat mı yoksa radyoterapi eşzamanlı kemoterapi mi?

7- Son paylaşımımız ASCO 2017’nin en dikkat çeken iki çalışması STAMPEDE ve LATUTUDE hakkında olacak. Bu çalışmalar göstermişti ki, prostat kanserinde erken dönemde daha güçlü bir hormon baskılama (abirateron ile), yaşam sürelerini belirgin bir şekilde uzatmakta idi. Prostat kanseri tedavisinin tüm stratejisini değiştirmeye aday bu iki çalışmanın daha uzun dönem ve sadece yaşam süreleri değil, hastaların yaşam kalitesine de odaklanan sonuçları ESMO 2017’de sunulacaktır.

Web sitemiz aracılığı ile tüm halkımız için kanser tıbbındaki gelişmeleri anlaşılır bir dil ve titizlikle anlatma misyonumuzu, ESMO 2017’de sunulacak önemli çalışmaları sizlerle paylaşarak devam ettirme heyecanını şimdiden yaşıyoruz.